Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Siyaset, basiret, fazilet ve liyakat ilişkisine dikkat edilmeli.

Siyaset, mevzubahis anlamı itibariyle; halka ait işleri gözeterek, yolu ve usulünce yürütmek; devlet idaresi ve idare etmek demektir. Halk; bir arada yaşayan insanlar, demek olduğuna göre, buradaki yol ve usul de; bahsedilen halk tarafından genel kabul görebilecek kural ve kaidelerdir. Halkın dini ve kültürel yaşantılarına ters düşecek yol ve usullerin, genel kabul görmesi de zaten mümkün değildir. İşte bunun içindir ki, kanun, mevzuat ve kurallar belirlenirken; esas kültür tesis ve modernize edilirken, bu hususa önemle dikkat edilmelidir. Bununla birlikte gelişme ve ilerlemeyi sağlayacak düzenlemelere de mutlaka yer verilmelidir. Halk, kendini idare edecek devlet idaresini bu temeller üzerine kurmalıdır ki, muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkılabilsin. İşte bu doğrultuda; belli bir coğrafyada/ülkede, bir hükumete ve ortak kanunlara bağlı bir şekilde yaşayan böyle bir topluluğun meydana getirdiği siyasî teşkilata devlet denir. Şayet söz konusu, egemen bir milletin veya milletlerin menfi emellerle kurduğu/kurdurttuğu veya belli bir azınlığın halka rağmen hile veya zorbalıkla kurduğu bir devlet değilse; ideal devletin tarifi budur.
Eğer, menfî emelleri ve hileleri, dalkavukluk ve zorbalıkları, tedbir vakti geçmeden sezebilecek, anlayabilecek ve kavrayabilecek kabiliyete sahip olmayan, yani feraseti olmayan insanları, devlet idaresi için seçer veya aday gösterir de seçtirirseniz; devleti başkalarına kaptırırsınız. Bu aynı zamanda sizin seçme kabiliyetine sahip olmadığınıza, buna ilişkin bir tecrübeniz ve basiretiniz olmadığına da delalet eder. Eğer böyle biriyseniz nefsinize yenik düşmeyiniz, geri çekilip bu hasletlere sahip tecrübeli insanlara, buyur ediniz. Aksi takdirde devlete ve halka zarar vermiş olursunuz. Bu da, o ülkenin bütün insanlarını kapsayan sayıda kul hakkı yemiş olmanız demektir, vebaldir. Bununla birlikte, bizim inancımıza göre, devletin alî/yüce olduğu da unutulmamalıdır.
Şayet bu seçme, aday gösterme, seçtirme işini: güzel ahlaklı, basiret sahibi insanlar; yani, kalb ile görme, doğru ve ölçülü görüş, uyanıklık, sezgi, uzağı görme, feraset ve kavrayış kabiliyetine sahip, dikkatli, tedbirli ve ihtiyatlı hareket edebilecek şahıslar yaparsa;
1. Daha kolay empati kurabilecekleri için, evvela güzel ahlak, feraset ve basiret sahibi insanları;
2. Kendisini güzel ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönelten manevî kuvvete sahip iffetli/namuslu, yani faziletli kişileri;
3. Maharetli, hünerli, marifetli, yani erdemli kişileri;
4. Verilecek göreve/vazifeye layık ve uygun, faydalı olabilecek, değerli, iktidarlı ve ehliyetli, becerikli, uzman, çalışkan, yani liyakatli şahısları;
5. Yaratılanı yaratandan ötürü hoş görebilecek adil insanları;
Anlayabilir, tesbit edebilir ve seçebilirler.
Bu güzel ahlaklı, basiretli, tecrübeli seçiciler asla;
Esas emellerini gizleyerek devletimize ve halkımıza kasten zarar verebilecek, dış ve iç hasımlarımızla işbirliği kurabilecek, fitne mühendisliği ile bölücülük yapabilecekleri;
Dava taşının altına elini koyamayacak, insanî hedefleri olmayan kişileri;
Ecdadını tanımayan, onların maddî ve manevî miras ve emanetlerini benimsememiş; gelişme ve ilerlemeye dair fikir üretemeyecek birilerini;
Kendi haksız kazanç ve çıkarlarına hizmet edebilecek; bu doğrultuda makam ve şöhret elde etmeye çalışan ve kendi eşine, dostuna, akrabasına, köylüsüne, ilçelisine menfaat sağlamayı amaçlayan veya amaç edinebilecek maddecileri;
'Politika yaparken yalan söylemeyen, dedikodu yapmayan başarılı olamaz' veya 'çalmadan, kandırmadan, hile yapmadan zengin olunamaz' gibi düşüncelere sahip olan cahilleri; göründüğü gibi olmamayı, olduğu gibi görünmemeyi akıllılık zanneden riyakarları;
Fiyakalı ama yetersiz, tutarsız; istişare kabiliyeti olmayan; kendi insanına, erdemli ve başarılı kişilere karşı asiliği, inatçılığı, hasetliği, çekememezliği olan, kibirli ve kindar uyumsuzları;
Kendi özel ve aile hayatı düzensiz/sağlıksız; görgü, nezaket ve adaptan bihaber; iffetli olmayan, nefsi arzularına düşkün birilerini;
Dikkatsiz, ihtiyatsız ve tecrübesiz, kişileri;
Hemen, kısa veya makul bir sürede anlar, araştırır veya istişare eder, öğrenir ve seçmezler.
Çünkü bu tip kişiler veya birbirini destekleyen bu gibi grupların sayıları artmaya devam ettikçe, en güçlü devletler bile dayanamaz, nihayetinde çökerler. Onun için bu tip, yalancı, dedikoducu, iftiracı, fitneci, dalkavuk kişiler iyi bellenmeli, not edilmeli, takip edilmelidirler.
Liyakat iltimasa ezdirilirse, iltimas liyakata mobbing uygular, kaliteyi giderek kaybedersiniz.
Erdemli, tecrübeli seçiciler; dedikodularla, iftiralarla kandırılamaz; belgelere, fotomontaj ve benzeri görüntülere fazla itibar etmez; kişileri aleyhinde değerlendirmekten imtina ederler/etmelidirler. Yüz yüze görüşmeyi, gerekirse aleyhteki belgeleri de göstererek ve konuşturarak ve de sorular sorarak, karşısındakinden aldığı cevapları, mimikleri, vücut dili ve konuşma tarzını değerlendirmeyi tercih ederler/etmelidirler. Şu bir gerçektir ki, insan sarrafının karşısında, kalbin aynası olan gözler ve mimikler asla yalan söyleyemezler.
Hepimiz biliriz ve bizzat yaşamışızdır; alim, lider, halkın büyük çoğunluğunun tercih ettiği/seçtiği, güvenilir, değerli zatların, devlet adamlarının en ortak özellikleri; insanî ve ahlakî tavır, davranış, icraat ve konuşmalarıyla, özellikle de nasihatleriyle insanlığa fayda sağlamış, hizmet etmiş, sevgi ve saygıya layık olmuş olmalarıdır.
Lütfen seçerken dikkatli olalım, değerlerimize, devletimize, birliğimize, dirliğimize, çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi