Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

CAMBAZA BAK !

Dünya liderleri G20 kapsamında Türkiye'ye geldiler. Akdeniz'in şirin şehri Antalya'da, dünyanın önde gelen ekonomilerine sahip 20 ülkenin devlet başkanları ve G20'ye üye olmadığı halde Türkiye'nin davet ettiği devlet başkanları misafir edildiler. G20 özünde bir ekonomik birlik. Dünyanın ekonomik sorunlarını, ekonomiler arasında ki uçurumu, dünyanın yoksul ülkelerinin sorunlarını konuşmak, fikir paylaşımında bulunmak için kurulmuş özünde bir sivil toplum kuruluşu. BM veya NATO gibi yaptırımları olmayan bir birlik. Her ne kadar ekonomik sorunlar konuşulsa da, siyasetten bağımsız olması düşünülemez. Zira Türkiye'nin dönem başkanlığını yaptığı 2015-G20 toplantılarında da siyaset ekonominin önüne geçti. Bunda en büyük etkenin Suriye ve mülteciler sorunu olması beklenirken, Fransa'da gerçekleşen terör olayı gündemi farklı bir boyuta taşıdı. Fransa'da gerçekleşen patlama nedeniyle; Erdoğan'ın, batı ve dünyanın mülteci sorununa Fransız kalmasını eleştirmesi beklenirken, biranda DAEŞ soslu Müslümanların teröristliği konuşulur oldu. Biz artık ülke olarak hiçbir şeyin zamanlamasının tesadüf olmayacağını bildiğimiz için zamanlama manidar demekten kendimi alamıyorum. Bu olay neleri başardı bir bakalım;
1) Batı tarafından mültecilere reva görülen muameleleri dünya liderlerinin yüzüne haykıracak olan Erdoğan'ın sesini düşürttüler,
2) AB platformlarında Fransız parlamenterlerin çoğunluğunun ''Esed gitmeli' söylemlerinden dolayı Fransız Parlamenterlere ayar verilerek, bizim sözümüzün dışına çıkarsan böyle olur denildi,
3) İsminin biri de Hüseyin olan Obama'nın Suriye konusunda net tavır alması sağlandı. Zira Amerikan'ın demokrat kanadı dahi Obama'yı bu konuda yumuşak buluyor ve Esed'e tam destek vermediği için sert bir şekilde eleştiriyorlardı. Obama G20'den ayrılırken şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: Artık Müslüman aileler çocuklarını yetiştirirken, neden bu çocuklar marjinal gruplara gönül veriyorlar diye kendilerini sorgulamalıdırlar (yani yine suyu bulandıran biz olduk. Teröristlerden birisinin Cezayir asıllı Fransız vatandaşı olmasının, Fransa'nın 1945'li yıllarda Cezayir'de uyguladığı insanlık dışı muamelelerin hiçbir önemi yok zaten. O yıllarda Fransa'nın ''medenileştirme'' projesi adı altında yapılanlar herkesin malumu, ama yine de batı, barbar Müslümanların kendi masum, cici halkına neden saldırdığını anlamadığını söylüyor. Tabi ben hiçbir terör olayını tasvip etmiyorum, hiçbir meşru hak bu şekilde bir olayı haklı göstermez).
4) Dünyaca ünlü anket firması PEW'in son yaptığı anket verilerine göre 2050'de Avrupa'da Hristiyan ve Müslüman nüfus eşitlenecek ve 2060'da da bu hız devam ederse Müslüman nüfus, Hristiyan nüfusunun önüne geçecek. Halihazırda Avrupa'nın kalbi sayılan Belçika nüfusunun %25'i zaten Müslüman. Şimdiden bunun önlemini almak isteyen batı çeşitli romanlarla İslama-Fobi'yi yaymaya başladı bile. Amaç İslam'a sempati duyan batı gençliğinin kalbine, Müslümanların aslında terörist olduğu korkusunu salmak. Önceki gün Fransa'daki patlamada hayatını kaybedenleri anmaya gelen insanların, bir kadın çığlığında bile nasıl korkuyla dağıldıklarını gören malum çevreler emellerinde ne denli başarılı olduklarını test etmiş oldular.
Görüldüğü gibi bir taşla çok kuş vurmuş oldular. Ama kimse zulümle abat olamadı, olamayacakta. Plan kurucular şunu bilmeli ki, kendilerinin üstünde bir plan kurucu var. Ve o oyun bitti demeden oyun bitmez. Şimdilik küçük zaferlerinizle mutlu olmaya devam edin. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez hocamızın söylediği gibi, otel odalarınızın penceresinden temaşa ettiğiniz Akdeniz'de ölüme terk ettiğiniz mültecilerin ahı aheste aheste çıkmak üzere arşa ulaştı. Dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi