
Şadiye ÖZTÜRK
LYS hazırlığı, kaygı ve stres kontrolü ilişkisi.
Daha önceki yazılarımda maddî ve manevî ihtiyaçlarımızı giderme isteğimizin hedef belirlemedeki rolünden, amaç ve hedeflerimizi gerçekleştirme başarımızın mesuliyet hissimizin yoğunluğu ile yakından alakalı olduğundan, bu yönde yapacağımız çalışmaların enerjisinin ise irademiz olduğundan bahsetmiştim. Hiyerarşik diyebileceğimiz bu mekanizmanın teşekkülü, beynimize iletilen verilerin aklımız tarafından değerlendirilmesi neticesinde oluşur.
Aklımızla yaptığımız değerlendirme sonucunda, teşekkül eden bu mekanizmanın, hayatımızın devamı için hissettiğimiz ihtiyaçlarımızı temin etmede, tatmin edici olup olmayacağını, daha işin başından itibaren merak ederiz. Bu merakımız aynı zamanda bizi endişeye/kaygıya sevk eder.
Hissettiğimiz bu kaygının/endişenin derecesi lüzumundan fazla ise panik ve telaş gibi olumsuz duygular meydana gelir. Bunların yoğunluğu ne kadar artarsa, konsantrasyonumuz da o kadar bozulur, stresimiz/gerginliğimiz artar, hatta uykusuzluk, terleme gibi fizikî sıkıntılar bile meydana gelebilir, başarısız oluruz.
Eğer endişemiz/kaygımız da gereğinden daha az ise, eğer kendimizi oyun ve eğlenceye, faydasız meşguliyetlere kaptırmış, zararlı alışkanlıklara dûçar olmuş isek; mesuliyet hissimiz yara alır, irademizin feri azalır, ümitlerimiz suya düşer, tembellik oluşur. Bu tembelliğin yoğunluğu ne kadar artarsa, konsantrasyonumuz da o kadar bozulur, yetersizleşir, başarısız oluruz.
Her iki üzücü, olumsuz/menfî durumun ve de sıkıntılarımızın elbette çaresi vardır;
Evvela, bilgi birikimimizi, hafıza ve zihin gücümüzü, beden sağlığımızı, zamanımızı, yapmamız gerekenleri, eksikliklerimizi, kimlerle hangi konularda istişare etmemiz ve işbirliği kurmamız ve de hangi kaynaklardan, araç/materyal ve malzemelerden nasıl faydalanmamız gerektiğini dikkate alarak; iyi bir planlama yapmamız gerekir.
Unutmayalım ki yaptığımız plan tek başına yeterli değildir. Planı ve planın bütün merhalelerini/aşamalarını süresi içerisinde, asla ertelemeden uygulamak ve icra etmek, zamanında tamamlamak, değerlendirmek ve gerekli olduğuna inandığımız tekrarlara mutlaka yer vermek daha önemlidir.
Yani, uygun bir plan dahilinde, ihmal ve ertelemeye, erinmeye yer vermeden, emeğimizi esirgemeden, alınteri dökerek çalışmaya devam ettikçe; endişe, panik, kaygı, ümitsizlik, pişmanlık, konsantrasyon bozukluğu gibi olumsuz duygularımız giderek azalacak ve nihayetinde yok olacaktır.
Bu minvalde çalışmalarımıza daha başlar başlamaz, menfî kaygılarımızı yok etmeye, stresimizi de kontrol altına almaya başlamış olacağız. Böyle bir başlangıç bile bizi rahatlatmaya, güven ve ümit duygularımızın yeşermeye başlamasına sebep olacak. Şunu hiç unutmayalım ki, kontrol altına alınabilmiş stres, bir güçtür, iradeyi destekleyen bir enerjidir.
Gençler, arkadaşlar;
Hiçbir zaman 'artık çok geç' dememelisiniz. Bir ucundan da olsa, az da olsa hemen çalışmaya başlamalı ve mesafe katetmelisiniz. Anlayacaksınız ki, az da olsa katedilen her mesafe kaygınızı, stresinizi size uygun bir enerjiye dönüştürmeye başlayacak, kendine güven duygunuz ve buna bağlı olarak da hedeflerinize ulaşabilme umudunuz artacak. Kendinizi böyle hissetmenizin verdiği haz, sevinç ve mutluluk, azminizi ateşleyecek, nihayet başarılı olacaksınız.
Bununla birlikte; günde yaklaşık 8 saat kadar uykunun yeterli olacağını kabullenerek, daha şimdiden erken yatıp erken kalkmaya ve bu yatış kalkışlarınızı da sınav/imtihan günü sınavın başlayacağı saatte rahatlıkla salonda yerinizi alabileceğiniz şekilde şimdiden ayarlayınız/alışınız.
Kendinize ait beslenme biçiminizi fazlaca değiştirmeden, daha şimdiden, sindirim sisteminizi çok yorup sizi ağırlaştıracak yiyeceklerden uzak durmaya başlayınız. Yemek yeme zamanlarınızı her gün aynı saate denk gelecek şekilde ayarlayınız ve öyle bir ayarlayınız ki, özellikle sabah kahvaltınızı tamamlama saatiniz, daha şimdiden, sınav/imtihan günü sınavın başlayacağı dakikadan en az 2 saat öncesine denk gelsin.
Ve!..
Her gün, ihmal etmeden, açık/temiz havada yürüyüş yapmaya da zaman ayırın. Rahat olun, unutmayın ki; kul çalışır ve dua eder, ister; takdir Allah'tandır (C.C.); Rabbim hiçbir kulunun emeğini zayii etmez.
Bırakın şu bütün bir geleceğinize, tahsilinize, istikbalinize zarar verecek olan veya zarar vermeye devam eden bilgisayar internet oyunlarını, televizyon ve film seyretme gibi faydasız meşguliyetleri; bunların sizi mağlup etmesine asla müsaade etmeyin. Lütfen günde hiç değilse bir 15 dakika kadar kendinizi düşünmeye zaman ayırın, bu süre içerisinde kendinize, 'ben kimim, nereden geldim nereye gideceğim, bu süre içerisinde nasıl yaşamalıyım, gelecekte hangi mesuliyetleri üstlenmek durumunda kalacağım, kendim, ailem ve sevdiklerim için neler yapmalıyım Bir gün mutlaka bitecek olan dünya hayatımdan sonrası için ne gibi hazırlıkları sürdürmeliyim ' gibi sorular sorunuz ve bunların cevaplarını ayrı ayrı, uzun uzun düşününüz. Yoksa çok geç kalmış olursunuz, yazık olur size ve bize!.
Özet olarak, Üstad Arif Nihat ASYA'nın bir sözünü size arz etmek istiyorum;
'Ne oyunda oynaştasın, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.'
Çocuklar, gençler; sizi seviyoruz, sizler bizim için çok kıymetlisiniz; çünkü sizler bizim geleceğimizsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.