
Şadiye ÖZTÜRK
-ÖLÜM VE SONRASI-SERENCAMI İNSAN
Bir gün gülüp ecel erişe bize
Gel deyu bekaya, oluna ferman
Can ile guş eyle söyleyem size
Nicedir ölürken ahvali insan.
Ecel yastığına koyunca başı
Almaz olur artık etmeği, aşı
Cem olur yanına kavmi, kardeşi
Ararlar derdine bulmağa derman.
Hakkın Emri ile gele Azrail
Cümle mahlûkatı eyleyen zail
Olamaz önüne kimseler hail
Kurtulmaz elinden insan-ü hayvan.
Olacak bir gün, ol emri Rahman
Yatar döşeğine, İbni filan
Tırnaktan dizecek çekilince can
Tutuşa vücudu misali Külhan.
Fırsat bulup gele ol İblis'i Aduv (Düşman)
Merdud-i ezeli ol asi bet huy
Diye ver imanın sana verem su
Ey garip ziyade olmuşsun aştan (Ateşli)
İlahi af eyle isyanımızı
Bozmayız ebedi peymanımızı
Ol mahal Ya Rabbi imanımızı
Sen emin eyle Min şerr-iş Şeytan.
Can tulu eyleye, hulkum-a gele
Makbuldür tevbemiz, ol mahal bile
Hamd eyle Huda-ya paki kalp ile
Kendi keremidir, bu lütfü ihsan.
Bir dahi dest vurup, edince zoru
Canı verir,teni kalır kup- kuru
Nicesi zorundan, du çeşmi nuru
Döküle Ruy üzre, misali Baran.
Uzatırlar gayri dest ile Pay-ı
Terk eyledin ahır, darı dünyayı
Kor gidersin bunda cümle eşyayı
Gerek senin olsun İran-u, Turan.
Salat-u, savm'ile olmayın medyun (borçlu)
Çıkınca tahtaya cesedi mevzun
Gözünden akıtmaz baranı Ceyhun
Soyalar kametin olasın üryan.
Dökeler üstüne Ab'ı Revanı
Ne ise ederler guslün erkanı
Çekeler altına tahtı revanı
Rahi musallaya olasın revan.
Getürüp senk üzre koya cemaat
El bağlayıp dura karşına kat-kat
Çağıra Müezzin 'Er kişi-ye niyet
El bağlayıp dura karşına ihvan.
Çar kişi getüre döşünde seni
İletüp kabrine yetire seni
İndirüp kabrine koyalar seni
Örterler turabi üstüne ol an.
Cem olup gele eş, dost ol hin
Başlayup okuna Sure'i Yasin
İla ahirihi Kur'an-ı Mübin
Okuyup Fatiha dağıla yaran.
Tekü, tenha koyup seni gideler
Filan Oğlu, filan ölmüş diyeler
İsmini gönüllerden ihraç ederler
Böyledir ta ezel adetü devran.
Miyanından yukarı can vere Allah
Sıdkımız böyledir Amentü billah
Vurunca başın yere, diye kim Allah
Bile öldüğünü ol mahal insan.
Akabinde gele Münkir ve Nekir
Havfinden vücudun titreye tir-tir
Diye 'Men Rabbüke' tez ol haber ver
Tutmuş elinde bir gürzü giran.
Sonra Peygamberin, Mezhebin, Dinin
Kıbleni, Milletin, cümle ayanın
Verirsen nur ile pür ola sinin
Bila havfin eğer, cevabın asan.
Eğer aksi verir isen cevabı
Edeler can-ü, ten-e türlü azabı
Niçin guş etmedin diye kitabı
Eyledin cilve'i, sohbet'i, seyran
Kendün'i Cihanda ölmez mi derdin
Yokluk iklimine gelmez mi derdin
Kişi ettiğini bulmaz mı derdin
Ey asi ederdin Ruzi, şep isyan.
Mülkü beka içun yapış bir kara
Yanmaya dersen vücudun nara
Çalıştı ahır bulmadı çara
Marazı mevte Hazreti Lokman
Bir zaman Şah iken, Şah'ı Tayyura
Ferman buyururken Mar ile Mur-a
Ecel camın içüp girdi Kabure
Hükmederken İns'ü, Cin'ne Süleyman
Yatur zemin içre Nuh, Yakub-u zar
Hem Yusuf gibi nale'u uzar
Habibi Ekrem ile hem Cihar'ı yar
Ebubekir, Ömer, Ali ve Osman.
Cihana geluben oldular gaip
Kodular yerine bir adet naip
Sütun'u din olan sahib-ü Mezahip
Hanbelî, Şafii, Maliki, Numan.
Cihana gelenler bu yoldan geçer
Ecel peymanesin lep vurup içer
Hani gah misali konutlar göçer
Yükledüp metaın manen de kervan.
Sürünce merciine bunca ricalı
Erişe dünyan ahır zevalı
Bir nice zaman ahter'i hali
Nice kalırsa bu köhne viran.
Penpe veş atıla dağ ile sahra
Ebru veş döküle z
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.