Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

PEYGAMBERİMİZ NİÇİN SÜRGÜN ETTİ

''Medine sözleşmesi, Hz Muhammed'in Medine'de huzur ve barış ortamını sağlamak için bütün gruplar arasında 622 yılında düzenlediği bir antlaşmadır.
Antlaşma Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler ve şehrin ileri gelen aileleri ile kabilelerini içermekteydi. Hangi dine mensup olursa olsun, şehirde bulunan toplulukların özgürce ve huzur içerisinde yaşamasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde yaşayacaklardı.
Şehrin dışından gelen saldırılarda, hep birlik olunacak ve şehir savunması birlikte yapılacaktır.
İki taraftan birinin, üçüncü bir tarafla olan anlaşmazlığında diğer taraf yanında yer alacaktır.
Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak anlaşmazlıklarda, Hz Muhammed hakem olarak kabul edilecektir.
Medine Sözleşmesiyle; Herkese eşit olarak adalet sağlanmasını,
Antlaşmada suçun şahsiliği konusunda vurgular yapılmış,
Savaşta esir düşenlerin, ölüm ya da yaralama hallerinde diyet ödeyebilmek için, sigorta kurumu olmasını öngörmüş,
Antlaşma din, dil ve ırk gözetmeksizin herkesi eşit bir şekilde vatandaş olarak kabul etmiş,
Antlaşma herkese din özgürlüğünü getirmiştir. Bazı maddelerde ise, Allah korkusu ve toplum hayatındaki rolü üzerinde durulmuştur.
Antlaşma Müslümanların birbirlerine yardımcı olmakla mükellef olduğunu ifade etmektedir. Müminlerin kardeşliğine değinilmiş, müminlerin suçluları korumaması gerektiği belirtilmiştir.''
Sözleşmesinin en önemli maddesi; Peygamberimizin devlet başkanı olması ve toplumu kendi etrafında toplayarak bir devlet kurmasıdır.
Birileri Medine Sözleşmesinde özellikle Yahudi ile barışı öne çıkarıyorlar. İsrail Etki Ajanları ya da Yahudi severler aramızda dolaşıyor, toplumu yönlendirmeye çalışıyorlar. Utanmasalar Peygamberimizi Yahudi dostu ilan edecekler.
Oysa gerçek asla öyle değildir.
Yaşanan şudur;
Yahudiler anlaşmaya uymadıkları, huzursuzluk çıkardıkları, devlet düşmanlarıyla işbirliği yaptıkları, kurallara, düzene başkaldırdıkları için Peygamberimiz tarafından, yapılan yargılamalara suç önderleri idam edildi ve Yahudi toplumun tamamı Hayber'e sürgün edildiler.
İsrail her yıl Ramazan ayında Filistinli Müslümanlara bu sürgünün yıldönümünde intikam almak için saldırmaktadır.
Görüldüğü gibi Peygamberimiz; Devlete başkaldıranları, kanunlara uymayanları, toplumda huzursuzluk çıkaranları, devleti tanımayanları, düşmanla işbirliği yapanların elebaşlarını idam etti, kalanların tamamını devletin sınırları dışına sürgün etti. Devletin zaafa uğratılmasına terörist faaliyetlere asla müsaade etmedi.
Sonra bir hamle daha yaptı; Devletin yanı başında fitneye izin vermedi, sefer düzenleyerek Hayber'i fethetti. Terör çıkaranları öldürdü.
Biz ne yapıyoruz; Devletimize başkaldıran, kundaktaki bebekleri bile şehit eden eli kanlı, BOP'un, ve emperyalistlerin maşası katil teröristlerle müzakere deniyoruz. Dicle-Nil arasında Büyük İsrail'in kurulmasına hizmet eden katillerin elebaşlarıyla anlaşma yollarını arıyoruz. Bütün bunları da Medine Sözleşmesine dayandırmaya çalışıyoruz.
Peygamberimiz olsaydı teröristlerin el başlarının tamamını asar, yardım ve yataklık edenlerin kollarını keserdi. hayber'E sefer düzenlediği gibi Kandil'i, Kobani'yi (Aynel Arap) yerle bir eder ve Musul, Kerkük, Halep'i fethederdi.
Bilge Kağan Atamız; ''İsyancı başları ezip, baş eğdirmeden fitneden kurtulamazsınız'', Atilla; ''SINIRLARINIZIN GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE DÜŞTÜĞÜ VAKİT SAVUNMAYLA KORUYAMAZSINIZ. TAARRUZ EDİP GENİŞLEMELİSİNİZ.''
Seksen ikinci ilimiz Kerkük, seksen üçüncü Musul, seksen dördüncü ilimiz Halep olmadıkça fitne bitmeyecektir.
Medine Sözleşmesini çarptırarak teröristlerle müzakereyi, çözü(l)m(eyi)ü savunanlara; ''İçimizdeki beyinsizlerin işlediklerinin yüzünden bizi helak etme Allah'ım'' (A'raf-155)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi