Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

ŞEHRİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Şehrimizin özellikle; sağlık hizmetleri alanında yaşadığı sıkıntılar arttıkça devam ediyor. Son zamanlarda, yakın arkadaşlarımızın bizzat yaşadığı sıkıntıyı şikayet olarak; sosyal paylaşım sitelerinde gündeme getirmesi; bu alandaki var olan şikayetin bir kez daha tarafımdan hatırlatılması, zorunluluğunu ortaya koydu. Hastalarını; şifa bulmak adına; en yakınımızdaki KAYSERİ' den başlayarak; büyük şehirlere taşımaktadırlar. Kar, kış, soğuk, sıcak demeden; zorunlu bir taşınma...
Bu açıdan baktığımız zaman; Şehrimizde, son zamanda yapılmış güzel bir sağlık kuruluşunun olduğundan haberim var. Ayrıca, seneler öncesine dayanan geçmişi olan, Üniversite hastahanemiz; istenilen seviyeye bir türlü gelemedi. Orada, kim idareci olsun sen mi önde olasın Ben mi önde olayım çatışmaları; Sağlık hizmetlerinin öne çıkmasına engel oldu. Kimi görevliler; bu tartışmalara dayanamayarak, şehrimizden gittiler. Yakın zamanda, yapılacak olan, rektörlük seçiminden beklentim; Açıkça ifade ediyorum: Seçim sonrası, oluşturulacak, Yönetim kadrosunda; Hastahanenin içerisinden gelmiş, işi bilen bir şahsın; gayet dirayetli bir biçimde, Sadece Hastahanenin yapılanması için; görevlendirilmesi şarttır. Bu seçimde irade kullanacak olan, Ülke yöneticilerinin; bu konuya duyarlı olmalarını bekliyoruz. Yoksa; bu şikayetler gittikçe artacaktır. Bu sağlık kuruluşunun, daha iyi ve güzel hizmetler vermesi için; Şehrin iktidardaki siyasi gücü ile; ortaklaşa çalışması gerekir. Bu konuda; özellikle şehrin ekonomik hayatına yön eren, sivil toplum örgütlerinin de; ciddi manada destek vermeleri şarttır. Hastalık herkes içindir. Şifa arayacağımız, kapının; yakınımızda olmasının faydaları; saymakla bitmez.
Mevcut Üniversite Hastahanesi; her türlü donanımla, en iyi şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Öğretim görevlisi açığı kapatılarak; Öğretim görevlilerinin bu şehirde hizmet vermesinin yolları aranmalıdır. Mevcut kadro eksikliği; iktidar tarafından, verilecek destek ile; ortadan kaldırılmalıdır. Kısacası; Hizmet eden öğretim görevlileri açısından, şehrimiz; cazip hale getirilmelidir.
Yukarıda sıraladığımız, güzelliklerin gerçekleşmesi için; Öncelikle bu şehrin insanlarının; şehrin içerisinde veya dışarısında; Şartsız, Bu Şehir' e, sahip çıkmaları gerekir. Azıcık, Şehir' e sahip çıkma, koruma isteğinde olan bir şahsın; O, şehirli olmakla gurur duyma, hemşehrisini sahiplenme, vefalı davranma, toprağını sevme, duygularını kendisi, öncelikle; bünyesinde taşımalıdır. Bu anlamda, hangi fedakarlığı yapma gücü varsa; o fedakarlığı gözünü kırpmadan yapmalıdır. Yoksa; anlamsız, içi boş şehrimi seviyorum; ifadelerinin, karşılığı yoktur. Eğer, görevinizi layıkıyla yapıyorsanız; İşte o zaman, bir şehrin temsilcisi olan derneğinizin; sözünüzün dinlendiğini, fikrinize itibar edildiğini, göreceksiniz. Yoksa; Sayısal olarak; Yüksek rakamlarla ifade edilen dernek teşkilatlanmaları yerine; Sözüne itibar edilen, ağırlığı olan, kendisini; her yönüyle kabul ettirmiş; teşkilatlanmaların olması gerekir. Şehrimizin dışında gerçekleşen kimi, dernek örgütlenmeleri; bu ana gayeden uzaktır. Sadece, toplumsal hayatın içerisinde; lokal anlamda, birliktelik oluşturmak için, gerçekleştirilmiş, yapılanmalar gibi gözükmektedir. Böyle yapılanmalardan sonuç almak, zordur.
İstediğiniz yapılanmayı gerçekleştirecek olursak; Daha sonra; her alanda, bu birlik ve beraberliğinizi gören; bütün yapılanmalar, sizin itirazlarınızı ciddiye alacaktır. Yoksa, siz kendi üzerinize düşen görevi yapmadıktan sonra; bu şehirli olmayan, insanlardan; Bu Şehir' e, sahip çıkmaları gerektiğini, nasıl anlatacaksınız. Kendisinin sahiplenmediği bir şehri, başka birileri sahiplenir mi O Şehir 'e, her anlamda değer verir mi veremez...
Ömrünün tamamını çeşitli kazanımlar elde etmek için; şehir dışında hayatlarını devam ettirenler; Bağlı oldukları toprakların dışında; ne kadar yapılanma gerçekleştirseler de; Şehrin kendisinde yaşamadığı için; Şehrin bizzat yaşadığı sıkıntılardan, haberdar olamazlar. Onlardan beklenen; hem yaşadıkları şehirlerde; birlik ve beraberliklerini devam ettirmektir. Hem de; Vatanım olarak kabul ettikleri, doğduğu topraklara; vefa borcu olarak; her türlü hizmetin gitmesi için; çaba ve gayret sarf etmektir. Yoksa; kuru, kuruya; Ben Şehrimi seviyorum, sözleri hiç bir mana ifade etmez. Hatta bazı dernek mensupları; Ben O şehirde doğdum amma; Ben şu andaki yaşadığım şehirde hayatımı devam ettiriyorum. O nedenle; önceliğim, yaşadığım şehrin öncelikleridir, demektedirler. O, zaman; O insanlara sormak lazım. Neden sivil toplum örgütünüzün ismini; doğduğunuz şehri hatırlatacak, adlarla anıyorsunuz
Doğal gerçek şudur. Eğer, bu şehirde yaşamıyor, iseniz; Bu şehirde yaşayan insanların, yaşadıkları sıkıntıları bilemezsiniz. Bu şehri ve insanını anlayamazsınız... Lütfen daha duyarlı olalım... Bir şehrin sevgisini; zorla birilerine yüklemek gibi, bir görevimiz yoktur. Beklenen, herkesin bu şehrin kalkınmasına, iyileşmesine, gelişmesine yönelik; Ciddi ve samimi, bir adım atmasıdır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi

SABIR VE ŞÜKÜR

19 Ağustos 2025 Salı 10:33