Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

TV DİZİLERİ VE YAYINLARINI NE KADAR KONTROL EDEBİLİYORUZ

Bazı Türk TV dizilerini yayınlayan; Devletlerin; araştırma şirketleri şu sonuca varmış: Bu diziler, kimyamızı bozdu… O zaman helal olsun bize demek geliyor içimden. Ne kadar dayanıklı bir kimya yapımız varmış. Adamlar senelerden beri, önce sinema yolu ile; daha sonra dizilerle bütün değerlerimizi alt, üst eden senaryolarla; üzerimize çullanıyorlar. Hala halkımız aldığı, Dini inanç ve Milli Kültürle bu saldırıya karşı koymaya çalışıyor. Bunu yaparken kendi iradesini ve savunma taktiklerini kullanmaktadır. Ancak Devletin resmi kurumlarından da bu konuda duyarlılık beklemektedir. İnsanlara eğlenceli vakit geçirtmek isteyen TV' ler; farkında olmadan veya olarak; Aile yapımıza, sosyal ilişkilerimize, insanlar arasına düşmanlık fikirlerini sokan ve Sosyal farklılıkları körükleyen, senaryolarına devam etmektedirler. Yıllarca, filmlerimizde, şimdilerde; dizilerimizde; başörtülü kadını aşağılayan sahneler, cirit atmaktadır. İmam, dindar kişiler; sahtekar, hırsız, namussuz, güvenilmeyen adam, imajları ile tanıtılmaktadır. Tüm tarihi değerlerimiz, ayaklar altına alınmaktadır.
Bu yapımcıların ne yapmak istediklerini anlamış değiliz. Ancak, bizim dışımızdan birileri anlamış olacaklar ki; bu yapımlara isyan etmektedirler. Doğal olarak toplumsal yapılarını bozduklarını iddia ettikleri dizileri protesto etmektedirler. Ne diyelim darısı bizim Devlet adına bu işin denetimini yapan insanların başına…
Kendi Tarihlerine, kendi geleneksel kültürlerine, kendi inançlarına ve tümüyle kendi değer yargılarına düşman kesilen Yeryüzünde kaç tane, Ülke Görsel Medyası vardır, merak ediyorum Tarihimiz ve değer yargılarımız; sanki bizi, biz yapan etmenler değilmiş gibi; hakaret edilen, aşağılanan, dalga geçilen değerler olarak, anlatılmaktadır.
EY anneler, babalar, aile reisleri; eğer çocuklarınız sürekli olarak TV ekranlarında yayınlanan ahlaksız programları, dizileri izliyorlarsa; onlara engel olun... onların yaptığı tahribatı, ne okul, ne eğitim sistemi, ne de aileden alacağı az miktarda ki, ahlaki terbiye; koruyabilir.., kurtarabilir... çocuğunuzun, kademe, kademe ahlaksızlığa düşmesine engel olamazsınız...
EY kardeşler... TV yayınlarının öncülüğünde, gerçekleştirilen; bu nefret, şiddet, ayrışım, ifadeleri bizi nereye götürecek Herkes, kendi mantığı, aklı, fikri, düşüncesine göre; en doğrunun kendisinin olduğunu ifade ederek; kendi fikrinden başka fikir tanımayarak; kendi dışındakilerin yanlışlığından bahsetmektedir. Ey akıl sahipleri, doğru sadece sizin aklınıza sığacak şeklide mi yaratılmıştır sizin aklınızın sınırlarının dışında da doğru kavramı içerisine giren; fikir ve eylemler olamaz mı BU NE ANLAYIŞTIR Amaç nedir TV ekranları bizim kontrolümüzde, diye; her önüne gelen, yalan, yanlış şeyleri anlatmak zorunda mısınız Hele, hele, sadece; bir insan aklı ile; ilahi mesajlara sınır çekmek nereden gelmiştir... böyle yapmakla kendilerinizi ululadığınızın farkında mısınız ALLAH herkesi doğru yola, doğru düşünceye, doğru eyleme ulaştırsın...
TV yayınlarının, yayın politikaları ile; Bu Milletin değer yargılarını hedef almasını anlayamıyorum. Bakıyorsunuz günlük ulusal bir gazete de kadınların eşlerini nasıl aldattıklarını anlatan hikayeler yayınlanıyor. Evet, günlük gazetede… Bu gazeteler Ülkenin her yanındaki en ücra köşelere kadar gitmektedir. En cahilinden, en kültürlü insanına kadar ulaşmaktadır. O insanların hayatlarında nasıl bir etki yaptığını anlamak kolay değildir. Ancak, şunu rahatlıkla görebiliyoruz. Toplum içi ve Aile içi şiddet almış başını gidiyor. Çoğu işlenen cinayet ve yaralama sebebi, olan veya olma ihtimali düşünülen aldatma vakaları ile ilgilidir. Alın size günlük bir gazetede yayınlanan aldatma vakalarının, topluma nasıl yansıdığına dair örnekler. Bu tür olayları destekleyecek, şiddete, aldatmaya yönelik diziler; en önde gidiyor. Aslında; normal bir ailenin yaşantısı, dizilerde anlatılmaya çalışılırken; orada olan yahut olması istenen tüm olumsuz davranışlar; bütün çıplaklığı ile; seyircilere sunulmaktadır. Aile içerisinde olması gereken; dayanışma, birliktelik, saygı, sevgi, birbirine sahip çıkma, destek olma, gibi kavramlar; pek öne çıkarılmamaktadır.
Daha ne kadar olumsuz örnek yaşanmalıdır ki; bizler de; bizlere sunulan bu yayınların Kimyamızı bozduğuna karar verelim. Bunu zaman gösterecek. Şunu acilen söyleyebilirim. Tüm aklı başında olan ve Ailesini seven dostların, kardeşlerin bu yapımlardan Aile fertlerini korumaları gerekir. Hem görsel olarak seyredilmesi sakıncalı olabilir, hem de fikren insanlara zarar verecek konular işlenmektedir. Bunu zaman, zaman sadece ben söylemiyorum. Bu alanda araştırma yapan bilim adamları bile, buldukları verilerle ortaya koymaktadırlar. Tehlike sınırlarını fazla aşmadan tedbirler alınmalıdır.
Bütün bu olaylar yaşanırken; Yapılan tüm ibadetlerimiz; bizi ahlaklı insan yapmıyorsa; bir insanda bulunması gereken, iyi ve güzel özelliklerimiz, yaptığımız ibadetlere rağmen bizde olmuyorsa; insani tüm özelliklerden uzak yaşıyorsak; manen ve maddeten, yaptıklarımız, bizim ibadetlerimizi yapmamıza rağmen; Bizi, eylemlerimizle, YARADANA karşı getiriyorsa; tüm yaptığımız ibadetlerimizi gözden geçirmeliyiz... kulluğumuzun neden eksik olduğunu sorgulamalıyız... Böyle bir anlayışa sahip olmamızda; TV yayınlarının etkisi ne kadardır diye düşünmemiz, gerekir. Sosyal bir varlık olan, insan; sosyal hayatın tüm alanlarından yalnızlaştırılarak, uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Neden Çünkü, etrafında olan, biten tüm olumsuz hareketlerin kendisini de etkileyeceği, düşüncesi kafasına yerleşmektedir. Bu anlamda; Dini vazifelerimizi yaparken bile; farkında olmadan, tüm bu yabancı unsurlardan etkilendiğimiz gerçeği ortaya çıkmaktadır. Kısacası; mücadele edeceğimiz, birinci kontrolsüz kuvvet; evimize kadar girmiş olan, bizi çeşitli yollarla esir almaya çalışan, TV YAYINLARIDIR... Aman dikkat... Hayatımızı, onların yönlendirmesine, bırakmayalım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi