Orhan Arslan
Yeni anayasa çalışmaları bir an önce başlamalıdır
İktidar son günlerde sürekli Anayasa değişikliğinden söz etmektedir. Hatta ülkenin en önemli sorunu olarak kabul eder...
İnsanoğlu yaşadığı süreç içerisinde, birçok değişime şahit olmaktadır. Bazen bu değişim, çok hızlı bir şekilde gelişmektedir. Eğer, bu değişime ayak uyduramazsanız; yaşadığınız zaman dilimine yabancı kalırsınız. Örnek olarak; yıllar önce bu toprakların insanları, ulaşım aracı olarak; At, kağnı yahut yaylı arabaları kullanıyorlardı. Bir insan, nasıl olsa; motorlu arabaya benim ihtiyacım yoktur. Ben yaylı araba ile hayatımı devam ettireceğim, derse; tüm gelişmelerin, gerisinde kalmış demektir. Bu örnekten hareketle; yaşadığınız zaman diliminde; hayatın getirdiği, değişime ve gelişime açık olmak gerekir, düşüncesindeyim.
Yukarıda verdiğim örneği, en fazla yaşayan bir neslin temsilcisi olarak; Anayasa' da yapılacak değişim ve gelişimi destekliyorum. Son zamanlarda yapılan; hızlı, seri teknolojik değişim ve ilerleme sayesinde; nerelerden, nerelere geldiğimizi; bizim yaşıtlarımız, çok iyi bilir. Bundan kırk yıl önce; bir şehirden bir şehre; telefonla görüşmek için; en az üç saat bekliyordunuz. Ulaşım derseniz, yürekler acısı idi. Saatler süren uzun yolculuklar, insanları yıpratıyordu...
İnsanlar, kimi evlerde; üst, üste yaşıyorlardı. Mekanlar dar, insan kalabalıktı. Bir işi, insan gücü ile; bir günde, yüz insan yaparken; makine gücü ile bir günde yapılabilir hale geldi...
Günlük yaşantımızda; Beyaz eşya, lüks kabul edilirdi. Modern ocaklar değil, boş tenekelerden yapılan ocaklar vardı. Isınma problemi. Duş almak, bu kadar kolay değildi. Bugün teknolojinin verdiği tüm sonuçlar ortada iken; hayır ben değişime gerek duymuyorum, diye; Bilgisayarları kullanmayacak mıyız? Kısacası, değişime ayak uyduramadığınız zaman; her alanda yaya kalacağınız ortadadır. Bu da; sizin daha çok, sömürüleceğiniz, daha çok üzüleceğiniz, daha çok bağımlı olacağınız; Bir Ülke olmak anlamına gelir. Bunu hangi akıllı insan kabul eder. Önceden Uçak yolculuğunu hayal bile edemezdiniz... Bugün saatlerce gittiğiniz seyahat süreciniz, birkaç saatle ifade edilir oldu.
Ülkemizde, hayatın her alanında ilerleme yapılırken; fikri alanda da olması normaldir. Mevcut Anayasamız, bir de askeri vesayetin gölgesinde yapılmış ise; onu tekrardan gözden geçirmek şarttır. O günün olağanüstü durumları ortadan kalktığı için; güvenlik açısından alınan tüm tedbirler kaldırılmıştır. O halde; neden Anayasasında yenileme yapılmasın? O günün şartları, bugün ortada yoktur. Hiç bir insan; eskiyen eşyasını, ben bunu çok seviyorum, diye yıllarca kullanmaz. İnsanın, yenilenme ve gelişme süreci, doğasında vardır. Buna karşı duramazsınız.
Ülkemizi yönetmeye talip olan; tüm siyasi kadroların; zaman, zaman bu yasadan şikayetçi olduğunu biliyoruz. İş, değiştirmeye gelince; nedense, bir uzlaşma ortamı bulunmuyor. Aslında; yapılacak tüm değişikliklere; herkesin ihtiyacı var. Zamanla, herkes bundan olumlu anlamda yararlanacaktır.
Ülkemiz; çeşitli renklerin oluştuğu gül bahçesine benzemektedir. Mozaik yapımızı, kuvvetli ve birleştirici yapan ortak değerlerimiz vardır. Bütün bu özelliklerimizin varlığı göz önünde bulundurularak, yapılacak bir Anayasa' nın faydalı olacağına inanıyorum. Yeter ki; iyi niyet, güzel duygular ortaya konsun. Eller yumruk şeklinde sıkılarak değil; avuçların birleştiği, kaynaştığı, birbirinin sıcaklığını hissettiği, birbirine sımsıkı sarıldığı, temas halinde olsun, yeter... Samimiyet, budur...
Bugün Mecliste, Anayasayı değiştirmeye yönelik bir girişim var. Siyasi partilerin sayısal durumuna bakmadan, herkesin görüşü alınabilir. Bilim adamlarının fikirleri değerlendirilebilir.
Hal böyle olunca; kurulacak komisyonda alacağınız kararlar; enine, boyuna tartışılırken; ortak bir noktada buluşmak mümkündür. Sonuçta insanız. Geçmişte; 60 madde üzerinde anlaşılarak, karara varılmıştır. Demek ki; ortak noktalarda buluşmak mümkün. Herkes fikrini açıkça söyler, uzun, uzadıya tartışılır ve sonuca gidilir. Bir dayatma ve baskı söz konusu değildir. Önceden belirlenmiş; illa şu metinleri olduğu gibi kabul edeceksiniz, diye deklare edilmediğine göre; tartışmaktan, ortak noktayı bulmaktan; neden kaçıyoruz? korkuyoruz? neden?
MECLİS üstü bazı kurumların görev alanlarının tekrar belirlenmesi gerekir...
Söz konusu olan ÜLKE bizim ülkemiz. İçerisinde biz yaşıyoruz... Geleceğini biz düşünmek zorundayız...
Son zamanlarda, Ülkemizde yaşanan sıkıntılar ortadadır. Bunlara ANAYASA açısından, çözüm bulmaktan daha iyi ne olabilir? Vekil dokunulmazlıklarından, parti kapatmalarına kadar; her şey belirlenebilir, Güvenlik konumu; daha açık ve net ifadelerle tanımlanabilir, Güçler ayrımının yaşadığı sıkıntılar ortadadır. Bunların konumu, yeniden açık bir şekilde belirtilirse; Ülkem kazanır.
Bakın Terörsüz Türkiye girişimleri olumlu yönde ilerlemektedir...
Bu konuda; Cumhur İttifakı, SAYIN DEVLET BAHÇELİ Bey açıkça tavrını belirtmiştir. Aynı yaklaşımı, diğer muhalefet partilerinden de; beklemek hakkımızdır.
Yeni Anayasa Ülke yararı için gerekli ise; bu yeni Anayasaya destek vermek sorumluluk gereğidir... Ülkemizin bunu fazlasıyla hak ettiğine inanıyorum...
Beklentimiz, Meclis’te bu anlamda, bir komisyon kurulması, komisyonun bir an önce çalışmalara başlayarak; sonuç alıcı konuma gelmesidir. Tüm ayrıntılar ve beklentiler; geniş ve uzun bir zamanda tartışılacaktır. O halde; ne bekliyoruz... Millet sizden sonuç bekliyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.