
Şadiye ÖZTÜRK
YENİDEN
Yine bir seçimi büyük bir katılımla ve sükûnetle geçirdik. 1 Kasım normal bir seçim değildi. Bu seçim bir referandumdu. Türkiye Cumhuriyeti tek parti iktidarıyla mı yönetilmek istiyor, yoksa koalisyonla mı yönetilmek istiyor onun kararını verdi. Ve çok gür bir seda ile tek parti iktidarı istediğini söyledi.
Bu seda aynı zamanda ''istikrar'' dedi. Millet, koalisyon dönemlerinin zor kurulup, erken bozulmasından, sık sık seçimlere gitmekten bıktığını ifade etti.
Bu seda aynı zamanda ''güçlü Türkiye'' dedi. Millet, yurt dışında dik durabilen, söz söyleyebilen liderler görmek istediğini ifade etti.
Bu seda aynı zamanda ''icraat'' dedi. Sen, ben kavgasına girmeden işsizliği halledecek, Türkiye'ye level atlatacak yatırımların bir an önce faaliyete geçirilmesini istedi.
Bu seda aynı zamanda ''hesap sorabilmeliyim'' dedi. Koalisyon dönemlerinde yapılan haksızlıkların, eksikliklerin hesabını sormak istediğinde muhatap bulamadığını ifade etti.
Bu seda aynı zamanda ''teröre hayır'' dedi. Bunu derken Türk ve Kürt'lerin birbiriyle sorunu olmadığını, teröre herkesin tepki koyması gerektiğini ifade etti. HDP'nin, 7 Haziran'da aldığı %13'ün kıymetini bilmediğini ve özgürlüklerin yolunu açan hükümetin yanında yer alacağına, malum örgütlerin yanında taşeronluk yapmayı tercih etmesine tepki gösterdi. Bu tutumunu değiştirmezse daha sert bir tokat atabileceğini, HDP'yi kıl payı meclise göndermekle göstermiş oldu.
Bu seda aynı zamanda ''artık millete tepeden bakamazsın'' dedi. Kibirli, jakoben, egolu, koltuklarının sıcağına fazla alışmış olanlara, hiç biriniz vazgeçilmez değilsiniz diyerek tepki gösterdi. Milletimiz, artık tek vatan, tek millet, tek bayrak istediğini ve partilerin bunu lafla değil, icraatla göstermesi gerekiğini kesin bir dille ifade etmiş oldu.
Ve son olarak bu seda, iktidar partisine seni istediğim zaman indirebilirim, rehavete kapılma dedi. Ama yine de yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için, ezici bir çoğunlukla, dosta düşmana göstere göstere yine Ak Parti dediğini,
tüm dünyaya bizim ülkemizi istediğiniz gibi dizayn edemezsiniz, artık söz milletin dedi.
Milletin bu sedasını Davutoğlu başının üstüne koydu ve balkondan verdiği mesajlarla kibirden, rehavetten uzak olacaklarını, tüm kesimleri kucaklayan konuşması ve tavrıyla teyit etti. Aynı zamanda Ak Parti'yi bölmek isteyen, bunun için her fırsatı değerlendiren çevrelerin havanda su dövdüklerini, Davutoğlu Cumhurbaşkanına verdiği selam ve muhabbetle göstermiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti kısaca Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Abaza'sıyla, Alevi'siyle, Sünni'siyle artık tek yürek olduğunu gösterdi ve tarihte ki hak ettiği rolüne bürünmek için ayağa kalkmak istediğini beyan etti. Erdoğan ve Davutoğlu'ndan sedalarına şu ses geldi;
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.