Hayatımız Mesela

Hayatımız Mesela

Alper Duran

3 yıl önce

<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Sevincimizi ve teess&uuml;r&uuml;m&uuml;z&uuml;, kendi hissiyatımızla ve algımızla yaşayamadığımız ve/veya yaşamamıza fırsat verilmeyen bir hayatın i&ccedil;indeyiz. Bu net&acirc;meli şeraitin fehmindeyiz, lakin meselelere gerek kalemimizin ve gerekse dilimizin ucuyla dikkat &ccedil;ekmeye &ccedil;alışıyoruz. Bunun sonucu olarak muvazeneyi kaybetmiş, k&acirc;h eğri k&acirc;h doğru tartan bozuk terazi g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; veriyoruz. &Uuml;zerimize bi&ccedil;ilen kaftanı beğenmediğimiz gibi, bize yakışan elbise i&ccedil;in ne pamuk yetiştiriyor, ne kumaş &uuml;retiyor, ne de terzilik &ouml;ğreniyoruz.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Cihat etmiyoruz mesela... Ne hususi, ne de umumi cihat anlayışıyla m&uuml;nasebet kurmuyoruz. Şayet bu meyanda bir adım atsak bile, bunu da cihat kavramı i&ccedil;erisinde değil, suya sabuna dokunmayan ifadeler dairesinde değerlendiriyoruz. Keyfimize d&uuml;şk&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, bizi tembel ve miskince bir anlayışa s&uuml;r&uuml;klerken, vicdanımızı masabaşı nutuklarla rahatlatmaya &ccedil;alışıyoruz.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Okumuyoruz mesela... Ya da bu ifadeyi değiştirelim, okuyoruz mesela... Fakat bize heyecanlı, derin ve şatafatlı duygular i&ccedil;erdiğine inandıklarımızı kıraat ediyoruz. İ&ccedil;inde Şeyh Edebali&rsquo;nin, ya da Ali Kuş&ccedil;u&rsquo;nun muhayyilesini barındırmayan yalanlarla avunuyoruz. Oryantalistlerin hatıralarını, klasik diye yutturulan entrikaları ve başkaları tarafından rağbet edilen şişirilmiş yazarları konuşuyoruz ve tahlil ediyoruz. Bu da yetmezmiş gibi s&ouml;zl&uuml; ve yazılı bir şekilde hem kendimize, hem de neslimize aktarıyoruz.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Neşvemizin sağa sola tosladığı kendi tiyatromuzu izliyoruz. &Ouml;yle bir tiyatro ki, silahı onlar &uuml;retiyor, sonra kardeşlerimizle aramıza ibadetin neşidesine benzeyen bir ikilik sokuluyor. Biz birbirimizi ibadet aşkıyla t&uuml;ketirken, &uuml;rettiği silahı elimize tutuşturanlar, fotoğrafımızı t&uuml;m d&uuml;nyaya savaş&ccedil;ı yahut katil sıfatıyla servis ediyor. Kendi fotoğraflarımıza bakıp ve kendi kendimize taacc&uuml;p ediyoruz. Paramız onların cebine, sevincimiz ise keyiflerine akarken, imanımız ve milliyetimiz amansız bir kan davasına teslim oluyor.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Toparlanamıyoruz yanıbaşımızdakilere elimizi uzatarak. Bir tarafımızı s&uuml;rekli eksik bırakıyoruz. Matematiğe ağırlık verelim derken, tarihten tekliyoruz. Sonra dejavu yaşarcasına tekerr&uuml;r selinde boğuluyoruz. Fiziğe ehemmiyet verip, kimyayı g&ouml;z ardı ettiğimizde, ihmalk&acirc;rlığımızla kimyamızı bozuyoruz. Haliyle tufanlarda savruluyor, ilmin ve idrakin gurbetine d&uuml;ş&uuml;yoruz. Hristiyanlar tarafından Hristiyanlık i&ccedil;in ortaya &ccedil;ıkan fundamentalizm kavramını <em>&ldquo;İslamcı fundamentalistler&rdquo;</em> şeklinde kullanılmasına m&uuml;samaha g&ouml;steriyoruz ve bir s&uuml;re sonra dilimize bu kavramı pelesenk ediyoruz. Sonra k&ouml;ktencilik anlayışını kendi ellerimizle &uuml;zerimize yapıştırıyoruz.</span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Dilek ve temennilerde eli a&ccedil;ık, fedak&acirc;rlık ve gayret konusunda cimrilik g&ouml;steriyoruz. Tezler savuruyor, niteliksiz bir heyulanın ipliğine boncuklar d&uuml;zerek istikamet pazarlıyoruz etrafımıza. Batıyı &ouml;rnek g&ouml;steriyor, k&ouml;şeden d&ouml;ner d&ouml;nmez şark kurnazlığının alasını yapıyoruz mesela&hellip; Mesela d&uuml;zeltmek yerine, tongaya basması i&ccedil;in barikatlar kuruyoruz birilerine. Kenar mahallelerin samimi hayatlarından bahsedip, on numaralı rezidansların onuncu katından beş yıldızlı daireler i&ccedil;in faize bulaşıyoruz. </span></span></span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="background-color:white"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:&quot;Times New Roman&quot;,&quot;serif&quot;"><span style="color:#222222">Kilit tutmayan kapılarımızı ıslah etmemiz gerekir. S&ouml;velerinden başlayıp eşiğine kadar elden ge&ccedil;irmek icap eder. Hem toplumumuzun dimağının kapıları, hem ailemizin izanının, hem de ferdi olarak her birimizin g&ouml;n&uuml;l kapılarını yeniden derlemek iktiza eder. Kapılarımız a&ccedil;ık kaldık&ccedil;a, ya da anahtarlar başkalarının elinde olduk&ccedil;a, girenin &ccedil;ıkanın haddi hesabı olmayacaktır. Bu durumda, karanlık bir &acirc;t&icirc;ye s&uuml;r&uuml;klenir, ayağımıza taşlar bağlanarak ummanlara terk ediliriz. Ey M&uuml;sl&uuml;man T&uuml;rk! Selametle kıyıya &ccedil;ıkabilmen i&ccedil;in, ayağındaki y&uuml;klerden kurtulmalısın. Y&uuml;klerin ise, d&uuml;nya sevgisi, korkaklık, miskinlik ve kaybetme korkusudur...</span></span></span></span></span></span></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI