Kendimize Benzemeyen Kendimiz
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><em><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Meseleye girmezden evvel bu yazıyı kaleme almamın sebebini kısaca izah etmek isterim: Geçenlerde bir arkadaş ortamda bulunuyordum. Samimi dostlarımla birlikte, şahsen tanıdığım birkaç kişi de vardı. Bunlardan biri, yapmış olduğu yatırımı ile alakalı bilgiler veriyordu. Yatırımından bahsederken, en az sekiz-on kere “Avrupa standartlarında” ibaresini kullandığını fark ettim. Tesisinin üstün özelliklerini anlatırken, en büyük kıstası, Avrupa idi. Avrupa’dan daha iyi olduğunu bile, Avrupa üzerinden izah ediyordu. Kendine güvenen tavrı, sözlerine de yansıyordu, lakin sözleri lafız olarak güven salgılasa da, muhteva açısından tam bir düşkünlük arz ediyordu. Çünkü kendi değildi. Kendini görebilmek için Avrupa aynasına bakması gerektiğini zannediyordu. Yani uyanıklık uykusunun en derin halindeydi.</span></span></em></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Söz, bir ölçüdür. Düşünmenin ve yapabilme maharetinin ölçüsüdür. Kişioğlu, sözleriyle kendini izhar eder. Kıymetini ve ufkunu, yine söz ile belirler. Sözünü bilgiye, teemmüle ya da irfani bir bakış açısına mebni eden kimse, firâka düşmez ve kefalet altına girmez. Çünkü ilmini âlimâne, teemmülünü hakîmâne ve irfanını hâlisâne eyler. Bu nedenle, meselelerin tahlili, zihinlerin tahkimi ve icraatların tahmidi söz ile yapılır. Söylediği sözü kendine ait olmayanlar, başkalarının günahını çeker. Hem de bu günahla cennete gireceğini zanneder. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">İslam milletleri, konforlu yaşam uğruna Avrupa’nın günahlarına ortak olmayı kabul etmiş ve hakikatte cadı zahirde peri yüzlü hayata müptela olmuştur. Tanzimat öncesinden başlayan ve Tanzimat’la belirginleşen bu süreç, kafasını karıştırmış ve sağa sola savurmuştur. Müslümanlar o günlerden beri üç hal üzere hareket etmektedir. Birincisi hayranlık ve imrenme hastalığıdır: Batı yapmışsa sağlamdır, söylemişse doğrudur ve düşünmüşse isabetlidir. İkincisi, tenkit ve tahkir hastalığıdır: Batı yalancıdır, zebundur, sömürgecidir ve hilecidir. Üçüncüsü ise, muadillik ve savunmadır: Onlardan önce biz bunu yaptık, falancanın tespitinden iki asır evvel bizim âlimlerimiz bunu tespit etmişlerdi, onların şuyu varsa bizimde bunlarımız var, ila ahir… Batı ile alakalı ifadelerde bu üç görüşün de doğruluk payı vardır, lakin bu düşünceler ekseriyetle bilginin ve araştırmanın ürünü değil, kulaktan duyma geleneğin ve çay sohbetlerinin ürünüdür. Haliyle bu gelenek, bizleri asıldan uzaklaştırarak izâfîliğe yöneltmektedir. İzâfîlik, bilgi ağlarıyla örülmediği takdirde, öz benliğe büyük zarar verebilir. Evvela aşağılık duygusunun kapısını aralar, sonrasında ise her türlü tahribata ve sömürgeciliğe yol açar. </span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Tarih sahnesine baktığımızda birçok devlet başka milletleri sömürgeleştirmiştir. Cemiyetlerin fiziki müstemleke olmasından daha ürkütücü olanı, zihni sömürge haline gelmelerdir. Çünkü fikri açıdan sömürülmeye müsait olanların fiziki açıdan sömürülmesi de, oldukça kolaydır. Zihni sömürü altında olanların agâhlığı tahakküm altına alınmıştır. İntibah etmeleri neredeyse muhaldir. Hep başkalarına benzemeyi ve rüyalarını onlar için görmeyi arzu eder. İslam toplumları olarak uzun müddettir, hem fiziki hem de zihni sömürgeye maruz kaldığımız açıktır. Türkiye ise her ne kadar, fiziki bir müstemleke olmasa bile, zihni pörsümenin önüne geçememiştir. Türk toplumunun son iki asırlık yöneticilerinin Avrupa’ya karşı imrenme ve hayranlık hastalığı sebebiyle kabul edelim ki, halkımızda da derin kompleksler oluşmuştur. Kendi değerlerimizi bile, <em>bu kompleksin bir yansıması olarak “Türk Anştaynı”, Türk Mozartı” veya “Türk Obaması” oldurmaya çalışıyoruz.<a href="#_ftn1" name="_ftnref1" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[1]</span></span></strong></a></em> Türk milletinin mücella geçmişinin timsallerini zikretmek, bizi neden taşralı kılıyor? Çünkü zihni sömürgenin narkozu altındayız.</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Türk müziğinin önemli eserlerinin birinde şöyle bir ifade vardır: <em>“Bana her şey seni hatırlatıyor.” </em>Bugün hayata ve ölüme dair her husus, bize Batıyı ve Avrupa’yı hatırlatıyor. Bu gafletli halimiz, dengemizi bozuyor ve kısırdöngümüzü hikmetli bir maharetmiş gibi gösteriyor. Medeniyetimize dair kıymetler nizamını lime lime ediyor. <em>“Mesela yazdığı makalede İbn Haldûn’un bir görüşünü İngiliz tarihçi Toynbee ile kıyaslayan bir bilim adamımız, bakın nasıl bir cümle kuruyor: “İbn Haldûn’un bu görüşünün Arnold Toynbee’nin iç proletarya ve dış proletarya teorisini hatırlattığını söyleyebiliriz.” Dikkat ettiniz mi burada referans noktası Toynbee, yani batı,… Daha az değerli olan ise Toybee’den hem de 600 yıl önce yaşayan İbn Haldûn… Peki, neden İngiliz Toynbee bizim İbn Haldûn’a benzemiyor demiyoruz da tersini söylüyoruz?”<a href="#_ftn2" name="_ftnref2" title=""><strong><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">[2]</span></span></strong></a></em></span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Maatteessüf belirtelim ki, bu mukayeseler sadece bilim alanında değil, sağlık, spor, kültür, musiki ila ahir alanlarda da, kendini göstermektedir… Daimi olarak özünü feshetmiş bu anlayış, mütâlaa kabiliyetini de, kaybetmiş demektir. Kabiliyetlerin kaybedilmesinin arka planında, kanaatimce usul sorunumuz bulunmaktadır. Daha doğrusu usulden ayrılış sorunumuz. Usul olmadan vusul olmayınca da, bir türlü muradımıza eremiyoruz ve sürekli Batıyla ortak taraflarımıza atıfta bulunarak var olmaya çalışıyoruz.</span></span></span></span></p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"> </p>
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><span style="font-size:12.0pt"><span style="font-family:"Times New Roman","serif"">Tabi biz burada sonucu konuşuyoruz. Asıl mesele bu zihni sömürgeye neden müstahak olduğumuzdur. Ayrıca nasıl oluyor da birçok mütefekkir bunun farkındaymış gibi göründüğü halde bir çıkış yolu üretemiyor, ya da üretiyorsa hangi saikler nedeniyle o yola yönelim olmuyor? Çünkü en basiretlimiz bile sekerat halinde. Bakınız İslami hassasiyeti olan bir müellif, güya İslam âlimlerini Batılı bilginlere karşı tebcil etmek üzere, söze şöyle başlıyor: <em>“Ortaçağ’ın Müslüman âlimleri…”</em> Hâlbuki bu üç kelime birbirini tamamlayamaz ve olumlu bir terkip halinde kati surette kullanılamaz. Çünkü ne İslam’ın ne de Müslüman âlimlerinin ortaçağı yoktur. Tabiatıyla bir cemiyetin mütefekkiri, şairi ve yazarı bu zihni sömürünün tesirinden kurtulamayınca, diğer fertleri de, Batının kulu ve Avrupa’nın ümmeti haline geliyor…</span></span></span></span></p>
<div>
<p style="text-align:justify"> </p>
<hr />
<div id="ftn1">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><a href="#_ftnref1" name="_ftn1" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[1]</span></span></a> Savaş Ş. BARKÇİN, Medeniyet Aklı, Mostar Yayınları, 6. Baskı, s 277,</span></span></p>
</div>
<div id="ftn2">
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:10pt"><span style="font-family:Calibri,"sans-serif""><a href="#_ftnref2" name="_ftn2" title=""><span style="font-size:10.0pt"><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"">[2]</span></span></a> Savaş Ş. BARKÇİN, Medeniyet Aklı, Mostar Yayınları, 6. Baskı, s 277,</span></span></p>
</div>
</div>
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Yüz Yıllık Sabitemiz: Metodsuzluk
07-03-2022
-
Kim Bulacak Bu Sırrı
28-02-2022
-
Kendimize Benzemeyen Kendimiz
21-02-2022
-
Yapay Doğallık
14-02-2022
-
Bizim Zamanın Yanılgıları
22-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 2
14-01-2022
-
Türkçenin Veçheleri 1
16-12-2021
-
Vahşi Düzenin Kitapları
09-12-2021
-
Şiir ve Zaman
02-12-2021
-
Gerçekleri Konuşmayın
12-11-2021
-
Şartlı Eğitim
04-11-2021
-
Demeyeyim Demeyeyim Diyorum Ama…
20-10-2021
-
Vazgeçilmez Kötümüz
15-10-2021
-
Çöplerin Kaptanları
08-10-2021
-
Yıkılan Şehirler (Kültür ve Medeniyet Notları)
23-09-2021
-
Bir Koltukta İki Karpuz
08-09-2021
-
Vakt-i Cesaret
25-08-2021
-
Komşuda Pişmiyor, Bize De Düşmüyor
29-07-2021
-
Enderun’dan Gaybûbete
10-07-2021
-
CAN ÇEKİŞEN MAÂRİF
03-07-2021
-
Köstebekgiller
17-06-2021
-
Ruhu Çırpılmış Şehirler
10-06-2021
-
İlmin Meydanında Yoksul Müslüman
02-06-2021
-
Aşkın Civarındayız
26-05-2021
-
Timsalin Tılsımı
19-05-2021
-
Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm
17-05-2021
-
İçime Seyahat: Karmaşa
07-05-2021
-
Numarasız Gözlük
28-04-2021
-
Döneğe Kapılmak
21-04-2021
-
Ağustos Böceği
15-04-2021
-
Yeni Bir Gün Seçeneği
08-04-2021
-
Bu Memleketten Çok Şey Olur
31-03-2021
-
Hayatımız Mesela
24-03-2021
-
Kaosun İstikrarı
20-03-2021
-
Görünen Köy Kılavuz İster
10-03-2021
-
Demokratik Savaş Tohumları
03-03-2021
-
Fikri Cemre
25-02-2021
-
Ağlamanın Biçimi
15-02-2021
-
İçimizdekilerin Anatomisi
09-02-2021
-
Tamahın Zindanı
01-02-2021
-
Terk Eden Kurtulur Ya Da Boğulur
25-01-2021
-
Hissi Cemre
13-01-2021
-
El Ne Der
07-01-2021
-
Güçlüler ve Haklılar
31-12-2020
-
Mihenk Taşı
23-12-2020
-
Bilimsel Satılıklar
09-12-2020
-
Kalıplara İsyan
05-11-2020
-
Kavgacı Türkler
21-10-2020
-
Tezat Yumağı
15-10-2020
-
Sinemizdeki İltihap
08-10-2020
-
Misket
30-09-2020
-
Milli Muhalefet
24-08-2020
-
Fırsatçı Soytarılar
04-06-2020
-
Türkün Ruh Kökü
29-05-2020
-
Nasipsizler
15-05-2020
-
Kuşlar Yuvada, Atlar Ahırda, İnsanlık Nerde
06-05-2020
-
Üçüncü Haçlı Seferleri: Cumhuriyet Öncesi
27-04-2020
-
Gayrı Milli Muhalefet
06-04-2020
-
Delilerin İtibarı
26-03-2020
-
İslamın Müslümanları
18-03-2020
-
Tarih Dersleri
11-03-2020
-
İspatlı Yalan
28-02-2020
-
Teşekkür Borcu
19-02-2020
-
İnan Dost
13-02-2020
-
Neler Oluyor Burada
06-02-2020
-
Devlet
30-01-2020
-
Beyaz Enteller
23-01-2020
-
Sözün İstikameti
15-01-2020
-
Gafletli Şuur
01-01-2020
-
Yakın Gözlüğü
30-12-2019
-
Bir İkiden Büyüktür
14-12-2019
-
Allah, İnsan, Hata Ve Af
29-11-2019
-
Turan Ülküsünün Girizgâhı
20-11-2019
-
Tedbir ve Korkaklık
02-11-2019
-
Dikenler ve Güller
19-10-2019
-
Banane Amerikadan
11-10-2019
-
Endamsız Salgın
04-10-2019
-
Pasta Yoksa Birbirimizi Yiyelim
27-09-2019
-
Ahh Ah!..
13-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz -2-
07-09-2019
-
Sadece Seyrediyoruz
06-09-2019
-
Kurumsal Dedikodu
30-08-2019
-
Şaplakçılar
08-08-2019
-
YOBAZ BAYKUŞLAR
18-07-2019
-
HAYALLERİMİZ ÇÜRÜYOR
12-07-2019
-
Yetişkinler Nereye Gidiyor
04-07-2019
-
Neden Böyle Oldu Furyası
27-06-2019
-
Müslüman Saati -2-
20-06-2019
-
Müslüman Saati
19-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları -2-
13-06-2019
-
Olmayan Ülkenin Pastacıları
12-06-2019
-
Ömerler Hıdır Oldu
30-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı -2-
25-05-2019
-
Dünya Vatandaşlığı
24-05-2019
-
Estetiğin Köy Hali
17-05-2019
-
Kutuplaşacağız
10-05-2019
-
Sağım Solum
02-05-2019
-
Köhne Aydınlar
25-04-2019
-
Zaman, Mekân ve İnsan
17-04-2019
-
Safları Sık Tutalım
03-04-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları (2)
29-03-2019
-
Kilisenin Masum (!) Çocukları
28-03-2019
-
Yok Oluşun Başlangıcı
22-03-2019
-
Akıl Düzeni
15-03-2019
-
Millet Şahsiyeti
28-02-2019
-
Değerlerimiz
20-02-2019
-
Adi-L-Tablolar
15-02-2019
-
Vazife Bozgunu
07-02-2019
-
Muhalefet Ahlakı
30-01-2019
-
Şiir ve Zaman
23-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -2-
18-01-2019
-
Milli Beka: Suriyeli Göçmenler -1-
17-01-2019
-
Milli Beka: Suriye´de ABD, PKK ve İsrail Üçgeni
09-01-2019
-
Huzursuz Beyinler
03-01-2019
-
Kitapsız Okurlar
26-12-2018
-
Sanat
19-12-2018
-
Kucağa Oturup Sakal Yolanlar
12-12-2018
-
Sükût ve Esrarı Tüm Devirler?
05-12-2018
-
Dostluk Üzerine
28-11-2018
-
Şucular ve Bucular
21-11-2018
-
Varlığın Yok Hali
14-11-2018
-
Kadın Mühim, Aile Ehemdir
07-11-2018
-
İctimai Sulhun Ehemmiyeti
31-10-2018
-
Türklük, Irk Mı Millet Mi?
24-10-2018
-
Taner Abi Yazdıkların Doğrudur
17-10-2018
-
Işıldayan Dönekler
10-10-2018
-
Tıyniyet ve Mücadele
03-10-2018
-
Gençler Biraz Daha Gayret
26-09-2018
-
Menfaatin Yolu Düzdür
19-09-2018
-
Yönetemeyenler
12-09-2018
-
Moda: Teşhircilik ve Yokoluş
05-09-2018
-
Kendinden Büyük Tek Ülke: Türkiye
25-08-2018
-
Sadakat Mi Sefil Kölelik Mi?
15-08-2018
-
Acillerin Dünyası
01-08-2018
-
Haritanın Ufku
25-07-2018
-
Çirkinler ve Artistler
18-07-2018
-
SES GETİREN ÖLÜMLER 1
11-07-2018
-
ZAMANA KARŞI 1
04-07-2018
-
TEK İNANIŞ
27-06-2018
-
KİFAYETSİZLER VE MUSALLA
20-06-2018
-
DAVA ERLERİ
13-06-2018
-
MAHSUN VATAN DOĞU TÜRKİSTAN
06-06-2018
-
ENDÜLÜS
30-05-2018
-
ZÜBÜK KARDEŞLİĞİ
23-05-2018
-
YEDİ NEFES, BİR AYASOFYA
16-05-2018
-
DANSÖZLER VE OYNAŞLARI
09-05-2018
-
VARSAYIM KÖLELERİ
02-05-2018
-
KİTAPLAR VE MABEDLERİ
25-04-2018
-
HATT-I MÜDAFAA YOKTUR, SATH-I KARDEŞLİK VARDIR?
17-04-2018
-
EMEKSİZLERİN GENÇLİĞİ
11-04-2018
-
EĞRİLER ÜLKESİNİN MÜTEŞABİH DOĞRULARI
04-04-2018
-
NAZARLAR VE KURUMLAR (ÜNİVERSİTE)
28-03-2018
-
BEDELSİZ HASLET EDEB
27-03-2018