Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm

Tenâkuz Boşluğundaki Ölüm

Alper Duran

3 yıl önce

<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">İnsanların haleti ruhiyesi, tıpkı yaşamın binbir y&uuml;z&uuml; gibidir. Bazen keder ve bazende umut halesinde gezinir. Nitelikli karakterler ise, olağan&uuml;st&uuml; durumlarda tebar&uuml;z eder. Hangi hissiyatta olunursa olsun, olaylar karşında g&ouml;sterilen tavır, o kişinin şahsiyetini &ouml;zetler. Bu sebeple, ahlakımızın mahiyeti, s&ouml;ylediklerimiz ve s&ouml;ylemediklerimiz ile yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın toplamından ibarettir.</span>&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">İslam-T&uuml;rk medeniyetinin iki ana ciheti vardır. Birincisi ilahi, ikincisi ise irfanidir. Yapılan her işin ve s&ouml;ylenen her s&ouml;z&uuml;n temelinde, bu iki mefhumu yatar. Bundan dolayı hem ifrat ve tefritin kendisi, hem de bu yola g&ouml;t&uuml;ren hususlar habis sayılmıştır. Orta yol tavsiye edilerek m&uuml;temadiyen aklıselim davranmak &ouml;ne &ccedil;ıkarılmıştır. B&ouml;ylesi bir iklimden beslenilmesi hasebiyle, dikkat edilirse atas&ouml;zlerimizin, &ouml;zdeyişlerimizin ve deyimlerimizin &ccedil;oğunun altında, bu ilahi ve irfani rayiha hissedilecektir. Bunun dışındakiler ise, uygarlık namına ve k&uuml;lt&uuml;r adına hayatımıza sokulmuş laf &uuml; g&uuml;zaftan ibarettir. </span>&nbsp;<span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">İşte şuurumuzu doğru motiflerle işlemezsek, kendimizi biteviye abesle iştigal bir d&uuml;nyanın i&ccedil;inde buluruz. </span>&nbsp;<span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">O vakit yerde kanat &ccedil;ırpan, g&ouml;kte ise adım atmaya &ccedil;alışan &ccedil;elişkiler i&ccedil;inde kaybolur gideriz. </span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">İdrak yoksunluğu, meselelere sığ bir nazarla bakılmasına sebebiyet verir. Ezber ifadeler ve &ouml;n yargılı c&uuml;mlelerle ahkam kesilir. Gece bek&ccedil;isinin karanlıkta uyuyup, aydınlıkta vazife aşkından bahsetmesine benzer. İşin k&ouml;t&uuml; tarafı, bazı ruhu uyuşmuş kişilerin bu &ccedil;elişkiyi iştiyakla alkışlamasıdır. Bizim en b&uuml;y&uuml;k sorunumuz ise, b&ouml;ylesine yozlaşmış bir ortamda &ccedil;ocukların g&uuml;l&uuml;msemesinden, minarelerin &ouml;zg&uuml;rleşmesinden ve hakikatlerin g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkmasından bahsetmemizdir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; insanımız kemeri beline değil,</span>&nbsp; <span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">boynuna bağlamaya uğraşmaktadır. L&acirc;kin hangi şerait i&ccedil;erisinde olursak olalım, hi&ccedil;bir engel cehdimizi inkıtaya uğratamayacaktır. </span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">Son zamanlarda hem &uuml;lkemizde, hem de İslam coğrafyasında kişilerin ve olayların şahsiliği ilkesinin unutulduğu, aksine her şeyin birbirine karıştırıldığı ve hatta alakasız meselelerin dahi birbiriyle kıyaslandığı g&ouml;r&uuml;lmektedir. Halbuki her durum kendi i&ccedil;inde farklı sebepler taşır. Bunu g&ouml;zardı ederek yapılan yorumların ve g&ouml;sterilen tepkilerin doğru hedefe gitmesi kabil değildir. İşte bir meseleye ilahi ve irfani nazarla bakılmazsa, sapla saman birbirine karıştırılır. Tıpkı son zamanlarda yaşanan Kud&uuml;s ve Doğu T&uuml;rkistan meselesinin karşılaştırıldığı ve hatta kıyaslandığı gibi.</span>&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">Aziz milletimiz, İslamla m&uuml;şerref olduğu g&uuml;nden bu yana kelime-i tevhit sancağının taşıyıcılığını &uuml;stlenmiş ve bu vazifeyi, bir an olsun ikinci plana atmamıştır. Ve dahi hi&ccedil;bir vakit, bir mevzuyu yekdiğerine tercih etme gafletine d&uuml;şmemiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; adalet, her şeyi yerli yerine koymaktır. Bug&uuml;n dahi İslam d&uuml;nyasının kanayan iki yarasını birbirine tercih etmek, ya da birbiriyle yarıştırmak, aklıselim kişilerin yapacağı bir iş değildir. Doğu T&uuml;rkistan, g&ouml;z&uuml;m&uuml;z&uuml;n nuru, Kud&uuml;s ise, kalbimizdir. Şartlar ne olursa olsun, milletimiz gerek bu iki meseleyi ve gerekse İslam d&uuml;nyasının diğer meselelerini, y&uuml;rekten hissetmeye devam edecektir. G&uuml;n geldiğinde de, icabı neyse biiznillah yapılacaktır. </span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">Doğu T&uuml;rkistan meselesini &ouml;nceleyenlerin Mescid-i Aksa&rsquo;ya Arapların işiymiş gibi bakması nasıl mesnetsiz ve tutarsız ise, Kud&uuml;s&rsquo;&uuml; &ouml;nceleyenlerin de, Doğu T&uuml;rkistan meselesine duyarsız kalması, aynı şekilde basiretsizliktir. Tevhid ruhuna han&ccedil;er saplayıp, ikilik ateşine odun taşımaktır. İfrat ve tefrit uzağında d&uuml;şmanımızın ekmeğine yağ s&uuml;rmektir. İlahi ve irfani anlayıştan uzaklaşmaktır. Orta yolu ve ortak aklı terk etmektir. Doğu T&uuml;rkistan davasında kendine uzaktan bir paye edinip, &Ccedil;in&rsquo;e karşı bir sapan taşı bile fırlatmayanların,&nbsp; her fırsatta devletimize ve milletimize sitem etmesi ve fitne &ccedil;ıkarması, kabul edilemez. </span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">Unutulmasın ki, &uuml;lkelerin ve milletlerin kendilerine has hesapları vardır. Bin yıldır nizam-ı alem i&ccedil;in cihad eden milletimizin g&ouml;nl&uuml;nde de, y&uuml;ce &uuml;lk&uuml;ler vardır. Bug&uuml;n atılması icap eden bazı adımların gecikmesi, Oğuz Kağan&rsquo;ın, Sultan Alparslan&rsquo;ın ve Yavuz Sultan Selim Han&rsquo;ın vaadinden d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z manasına gelmemelidir. Şarkıların icra edilmesinde bile, evvela g&uuml;fteye akabinde besteye ihtiya&ccedil; vardır. Başta Doğu T&uuml;rkistan ve Kud&uuml;s olmak &uuml;zere, midemizin bulanmasına ve ruhumuzun daralmasına sebebiyet veren her husus i&ccedil;in, Allahın izni ile pek yakında marşlar s&ouml;ylenmeye başlanacaktır.</span>&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif"><span style="font-size:13.0pt">Her kim siyasi m&uuml;lahazalar ile acılarımız &uuml;zerinden &ouml;nceleme ve tercihe y&ouml;nelik s&ouml;z s&ouml;yl&uuml;yor veya kışkırtıcı ifadeler kullanıyorsa, bilinki o kişiler hain değilse de, gafildir. Bilin&ccedil; pınarları kurumuştur. Aklı k&uuml;t&uuml;rdemiştir. Ruhu zelzeleye maruz kalmıştır. Bu şaşkınlar z&uuml;mresi, atına &ccedil;&uuml;ş diyen, fakat eşeğini de k&uuml;heylan zanneden kelek zihinlilerdir. Bug&uuml;n Kud&uuml;s i&ccedil;in yapılan m&uuml;cadeleyi, Arap seviciliği şeklinde telakki edenler, yarın ebrehrler karşısında da, benzer aymazlığı sergileyecektir. Halbuki bizim Mescid-i Aksa&rsquo;ya meftun oluşumuz, ilk kıblemizin hatırasındandır. Mirac&rsquo;ın tacı, Hz &Ouml;mer&rsquo;in (ra) ve Selahaddin Eyyubi&rsquo;nin inancındadır. Bu sebeple, yerler, g&ouml;kler ve ikisi arasındaki her zerre bilsin ki, İslamla yoğrulmuş T&uuml;rk&uuml;n fıtratı, denizlerin korsanlarına da, Yahudilerin zulm&uuml;ne de, &Ccedil;inlilerin izansızlığına da ve dahi yedi d&uuml;velin saldırılarına da, kafidir.</span></span></span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm">&nbsp;</p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:13pt"><span style="font-family:&quot;.AppleSystemUIFont&quot;,serif"><span style="font-family:&quot;.SFUI-Regular&quot;,serif">Bug&uuml;n ikiliğin değil, birliğin ipine sarılmanın en kıymetli vaktindeyiz. Malazgirt cenginden bu yana, &nbsp;bayrağımızın bize &ccedil;izdiği y&ouml;n ve yol, birlik nimetiyle yoğrulmuştur. Hilalinin ve al renginin cevherine mazhar olanlar bilir ki, onun i&ccedil;inde Allah&rsquo;ın sancağı mahfidir. Bu sebeple, aziz milletimizin b&ouml;ylesine olağan&uuml;st&uuml; durumlarda yekv&uuml;cut olması iktiza eder. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; kanının asaleti ve tarihin sorumluluğu, bunu emretmektedir. </span></span></span></p>
YAZARIN DİĞER YAZILARI