Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

17-25 ARALIK BİR TESADÜF DEĞİLDİR. İSLAMİ ÜLKERLER ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR -2-

Öncelikle geçen Pazar kutlamış olduğumuz ANNELER günü dolayısıyla ANNELERİMİZİN ANNELER GÜNÜ kutlu olsun Cenab_ı Hak onları başımızdan eksik etmesin.
Bir önceki yazımda ülkemizde şekillenmeye çalışan yabancı güçlerin maşa olarak kullandığı paralel yapıdan ve emellerinden bahsetmiştik.
Bu günkü yazımda hem ülkemizde oluşturulmaya çalışılan yapının hem de diğer İslam ülkelerinde oluşturulan paralel yapılardan bahsedeceğim.
Ülkemizde ki paralel yapı ve benzeri oluşumlardan biri de dost ve kardeş ülke Pakistan da oluşmuştur. Ülke yönetimini ele geçirmeyi başarmışlardır. Kim derseniz Tahir'ul Kadri
Kadri KİMDİR Hangi güçler tarafından eğitilmiştir Yetiştirilme amacı nedir KADRİ projesi kimlere hizmet etmektedir
Bilgisayarınızı açın ve Tahir'ul Kadri' nin hayatını şöyle bir okuyun. Okuduktan sonra eminim ilk tepkiniz aynen şu olacaktır. Ülkemizin verilmiş sadakası varmış, sömürge güçlerinin kendi halkının refahı için 50 yıllık 100 yıllık nasıl projeler yaptığına şahit olacaksınız. Amaç; kargaşa yarat, Müslüman'ı birbirine düşür, kaynakları yönet!
Tahir'ul Kadri : 19 şubat 1951'de Pakistan'ın Jhang şehirinde tıp doktoru, din alimi ve şair bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Okul hayatına 1955'te bir Hristiyan okulunda başlayan Kadri, aynı zamanda 1962 yılında din eğitimi almaya başladı. Babasından da yoğun bir İslami eğitim alan Kadri, daha çocuk yaşta hem İslamiyet hem Hristiyanlıkla tanıştı.
1974 yılında Lahor Pencap Üniversitesi Hukuk Fakültesi' inden birincilikle mezun oldu.
Tahir'ul Kadri, aynı dönemde Başbakan Navaz Şerif'in babası Mian Muhammed Şerif ile tanıştı. Mian Muhammed Şerif tarafından kendi demir çelik fabrikaları ve hastanelerine ait bir camide imam hatip olarak görevlendirildi.
Navaz Şerif'in, eyalet bakanı olduktan sonra, Kadri'yi devlet televizyonunda program sunucusu yapması, onun ülke çapında şöhretini artırmasını sağladı. 1980'lerde Kadri'nin konuşmaları birçok din alimini kızdırdı. Çünkü Kadri, 'Hazreti Muhammed ile ilgili rüyalar gördüğünü' öne sürüyordu ve bu nedenle büyük tartışmalara neden oldu. Kadri bir süre avukatlık yaptıktan sonra, 1978 ile 1983 arasında mezun olduğu ve daha sonra hukuk doktorasını tamamladığı fakültede hukuk eğitmeni olarak görev yaptı. 1981 yılında Pakistan'da 'Dinler arası diyalog' çalışmaları başladı. Aynı zamanda 'Kur'an Yolu Hareketi' diye bir cemaat ihdas etti. 1981 yılında Hristiyanlarla Müslüman alimleri bir araya getirerek Müslüman-Hristiyan Diyalog Forumu'nu kurdu ve başkanlığa getirildi. Bu forumun başkanlığını yürüten Kadri, Ekim 1981'de değişik dini azınlıklarla dinlerarası diyaloğu başlatan ilk örgüt olan merkezi Lahor'daki Uluslar arası Minhaj-ul Kuran Örgütü'nü, ardından Lahor'da Minhaj Üniversitesi'ni ve Minhaj Refah Vakfı'nı kurdu. Dünyanın birçok şehrinde şubesi bulunan Uluslar arası Minhaj-ul Kuran Örgütü'ne 2011'de Birleşmiş Millletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi tarafından 'Özel İstişare Statüsü'verildi. Kadri, 25 Mart 1989'da halen liderliğini yaptığı Pakistan Halk Hareketi adlı siyasi partiyi kurdu.
2005 yılında Pakistan'dan ayrılarak Kanada'ya yerleşti ve çifte vatandaşlık aldı. Cemaatin tüm çalışmalarını Kanada'daki malikanesinden yürütmeye başladı. Bir taraftan kurduğu Kur'an Yolu Hareketi adlı cemaat çatısı altında öğrenci yurtları öğrenci evleri başta olmak üzere kendine bağlı öğrenciler yetiştirmeye başladı. Zamanla Avrupa, Amerika ve Ortadoğu'da yaşayan Pakistan'daki eski öğrencileri sayesinde bir ağ kurmayı başardı ve yüksek miktarlarda para topladı. Büyük servet edinen kadri, kanada resmi makamlarının dikkatini çekmeye başladı. Burs temin ederek yetiştirdiği öğrencileriyle başta askeriye ve Pakistan yargı teşkilatı içinde örgütlendi. Öyle ki 2012 yılı itibariyle Pakistan Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamı Kadri'nin öğrencilerinden oluşuyordu.
Yurt ve evlere parasal kaynağı Şerif ailesinden aldığı paralar ve halktan topladığı himmetlerle sağlıyordu.
2012 yılında Pakistan Anayasa Mahkemesini tamamen ele geçirince 2012 yılı Aralık ayı içinde ani bir kararla 'Siyasetini değil devletini koru'sloganıyla Pakistan'a geri döndü. Minar-i Pakistan'da büyük bir halk kitlesine hitap etti ve mevcut sistemin iflas ettiğini anlatarak hükümeti protesto etti. Ayrıca 10 Ocak 2013'e kadar bu durum değişip iyileşmezse 14 Ocak 2013'te İslamabad'a Tahrir Meydanı'na çevireceğini ilan etti.
14 Ocak 2013 tarihi aslında devlet içine yıllardan beri soktuğu ve özenle yerleştirdiği elemanlarına verilmiş üstü örtülü bir saldırı talimatıydı.
SONUÇ: Pakistan, Anayasa mahkemesi 15 Ocak 2013 te hükümeti düşürdü ve Pervez Müşerrifi yolsuzluk suçlaması ile tutukladı.
İşte AK PARTİ Hükümetine ve Onun Lideri RECEP TAYYİP ERDOĞAN' a yapılmak istenen de aynen buydu. 26 ARALIK ta hükümet istifa ettirilecek, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN yargılanacaktı. Çok şükür milletimiz bunların hiçbirine meydan vermedi. Her zaman olduğu gibi Liderimiz Paralel Yapı Maşasıyla Hareket eden emperyalist ülkelerin emellerine DUR demiştir.
Ancak son günlerde paralel yapıların şekil ve kılık değiştirerek devam ettiğini görüyoruz.
Daha düne kadar birbirlerine kurşun atan, doğu illerimizde paralel yapının okullarını basan, oradaki faaliyetlerini durdurmak için elinden geleni yapan TERÖR ÖRGÜTÜ ve onun siyasi kolu, kol kola vermişler seçim pazarlıkları ve stratejileri geliştiriyorlar.
Sizi bir araya getiren güç İsrail' mi, Mossad' mı yoksa seçim barajını aşsın diye oluk oluk Para ve TERÖR örgütüne Silah yardımı yapan gurbetçilerimizin yaşadığı Malum Ülkemi
Sayın Halkımız SÖMÜRGE ülkelerinin ne yapmak istediğinin farkında. Her zaman olduğu gibi AK PARTİ HÜKÜMETİNE ve bu hareketin Lideri Sayın Cumhurbaşkanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN' a sahip çıkacaktır. Bizlerin görevi ülkemizde oynanan ve oynanmak istenen oyunları halkımıza anlatmaktır. Halkımız En doğru Kararı Her zaman vermiştir.
Bir sonraki yazımda her zaman arkasından geldiğimiz ve özenti ile baktığımız Avrupa Ülkelerinin, Ülkemizde ; AK PARTİ İktidarının son 13 yılda gerçekleştirdiği ekonomik siyasal istikrar nedeniyle model olarak almasını ve bunu bir zorunluluk olarak koalisyonlardan vazgeçip; TEK BAŞINA İKTİDAR zorunluluğu getirmesini ele alacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi