
Şadiye ÖZTÜRK
Çanakkale Zaferi ve bu günkü Türkiye
Sadece Anadolu'nun her bir köşesinden, şehrinden, bölgesinden değil; İslam coğrafyasının Bağdat, Gazze, Şam, Kudüs, İşkodra, Üsküp, Gümrü gibi çok farklı yörelerinden gelip Çanakkale'de atalarımızla birlikte şehid düşen yiğitlerin sadece tek bir gayeleri vardı; Ümmet-i Muhammed'in manevi liderliğini temsil eden Hilafetin Merkezi olan İstanbul başta olmak üzere bütün İslam coğrafyasını batılılara çiğnetmemek ve kendilerinden sonraki nesillerin bu topraklarda hür ve Müslüman olarak Kur-an'ı Kerimi rehber edinerek yaşamalarını temin etmek.
Başkanlığını araştırmacı yazar ve bir dönem Türkiye Cumhuriyetinin Milli Eğitim Bakanlığını yapmış olan Hasan Celal GÜZEL'in yaptığı, Yeni Türkiye Strateji Merkezi'nin, Çanakkale Özel Sayısı'nı, Çanakkale Şehitleri Listesiyle birlikte okurlarına sunduğunu; Çanakkale Zaferinin 100.yılı münasebetiyle yayınlanan bu özel sayıda Çumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın Önsözünün yer aldığını, yazılı neşriyattan okudum. Millî Savunma Bakanlığı'nın Arşiv Müdürlüğü Envanterine kayıtlı, Birlik ve Zayiat Kayıt Defterinin incelenmesi sonucu hazırlanan Çanakkale Şehitleri Listesinin, kimliklerine ulaşılabilen 51.383 Mehmetçiğimizi/şehidimizi kapsadığını öğrendim. Yazılı kaynaklara göre kimliklerine ulaşılabilen ve ulaşılamayan yaklaşık olarak toplam 253 bin şehit vermişiz.
Bazı kaynaklara göre İngilizler Çanakkale Muharebesinde bizimle kendileri savaşmamışlar, sömürge devletlerden devşirdikleri maşaları kullanmışlar. Hatta bu askerlerin bazılarının üzerlerinden de islami kimlik emareleri, eşyaları çıkmış.
Tarihçi Prof. Dr. M.Şükrü HANİOĞLU'na göre, Modern tarihin ilk Siyonist Askeri Birliği Çanakkale Muharebelerinde kurulmuş; çoğu Rus topraklarından göç etmiş Yahudilerden oluşan askerî birlik, İsrail Devletine giden mücadelenin ilk adımlarını atmış ve İngilizlerle ortak hareket etmişler. Gurkalardan, Kuzey Afrikalı Zonaveler, Avustralya ve Yeni Zelandalılar, Senegalliler ve Hintlilere kadar dünyanın dört bir yanından gelen askerlerle savaşmışız.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez gibi her bölgeden ve mezhepten insanıyla; vatan, din, namus, hürriyet uğruna; çocuk yaştaki genciyle, yaşlısıyla, erkeğiyle, kadınıyla, kızıyla, koca bir nesil, büyük bir potansiyel güç kendisini feda edercesine savaşmış; büyük zayiatlar vermişiz. 'Çanakkale Zaferi' sonrasında ise soğuk/psikolojik savaşın içinde bulmuşuz kendimizi. Özellikle manevî ve kültürel değerlerimiz, dilimiz, örfümüz büyük yaralar almış zaman içerisinde. Bizi bu ulvî değerlerimizden uzaklaştırmaya, nüfusumuzu azaltmaya çalışmışlar çeşitli bahanelerle. Giyimimizle, kuşamımızla, dini değerlerimizle, kültürel hayat tarzımızla uğraşmışlar Çanakkale'de bizimle savaşanlar ve onların işbirlikçileri. Bu gün hala aynı mücadelelerini devam ettirmeye çalışmaktalar. Her türlü fitne mühendisliğini icra etmekte, aynı dünya görüşüne, aynı dine mensup insanımızı dedikodu ile, fitne ile birbirine düşman etmekte ve hatta savaştırmakta, sürekli Müslüman kanı dökmekte ve dökme planları yapmaktadırlar.
Allah'a (C.C.) çok şükür bu gün, Yurdumuzda barış var, huzur var, daha da olacak İnşallah. Ama bunun için, hainlerin oyununa gelmemeli, birliğimizi ve dirliğimizi korumalı ve bozmamalı, bozdurtmamalıyız. Bu vatan topraklarında yaşayan hiçbir vatandaşımızı ötekileştirmemeli, birbirimize sevgi, saygı ve hoşgörüyle davranmalıyız. Çok okumalı ve çalışmalı her daim yardımlaşmalıyız. Dinimize, Devletimize, Millî, Manevî ve Kültürel değerlerimize bağlı olmalı, hayat tarzımızı buna göre belirlemeliyiz. Savunma sanayimizi, bu günün şartlarına uygun ve hatta daha ileri seviyede geliştirmeliyiz. Elimizi çabuk tutmalı, Cumhurbaşkanımızın 'en az 3 çocuk' tavsiyesini, daha da artırmalı, nüfusumuzu en kısa zamanda çoğaltmalıyız. Asla müsbet olan hiçbir konuda tembellik etmemeliyiz.
Irkçılık, Yüce Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (A.S.) 'Veda Hutbesi' ile artık cahiliye döneminin çöplüğünde çürümüş kalmıştır. Bu gün hala bu çöplüğü deşeleyenler var, bunlara dikkat edelim, uyanık olalım. Bütün insanları tek bir Allah (C.C.) yaratmıştır. Bütün insanlar Adem Aleyhisselamın ve dolayısıya Nuh Aleyhisselamın soyundan gelmedir. Kim ırkçılık yapıyorsa biliniz ki o cahildir, bizim mukaddes değerlerimizi inkar ediyordur; bunlar bizden gibi görünürler fakat bizim dostumuz değildirler. Bunlar ayrımcılık yaparak kaos ve savaş üretmeye, bundan da kendine ve yandaşlarına siyasî ve maddî çıkar sağlamaya çalışanlardır. Bunlara asla yüz vermemeliyiz, itibar da etmemeliyiz. Bunları, elimizden geldiği kadar bilgilendirmeli, ıslah etmeye, terbiye etmeye çalışmalıyız.
Çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmalı, onları özellikle güzel ahlak, şüphecilik, fazilet, feraset, basiret konularında eğitmeliyiz; onları cahil insanların meclislerinden ve kirli tezgahlarından uzak tutmalı, çok okuyan, çalışkan, erdemli insanlar olarak yetiştirmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.