
Şadiye ÖZTÜRK
DEVŞİRMELERİN TÜRK DEVLETİNE İHANETLERİ
Osmanlı Devletinde başbakanlık koltuğuna 292 defa atama yapılmıştır. 134'ü Türklerden, 158'i Türk olmayanlardan yapılmıştır. Rum'dan- Gürcü'ye, Ermeni'den- Yahudi'ye, Boşnak'tan- Arnavut'a, Arap'tan-Kürt'e kadar 158 Türk olmayanlar başbakanlık koltuğuna oturmuşlardır. Ayrıca bakanlık, vekillik, paşalık, müsteşarlık, valilik, büyükelçilik, üniversite hocalıklarına kadar devletin en üst makamlarına yüzbinlerce Türk olmayanlar atanmışlardır. Özellikle yükselme döneminden sonra devleti padişah hariç Türk olmayanlar yönetmişlerdir.
Abdulhamid, Yıldız Sarayının bahçesinde gezerken saray yetkilisinin bahçedeki oduncuya ''Aptal Türk'' diye bağırdığını duyar ve yaklaşır; '' Niçin hakaret ediyorsun ben de Türküm'' der. Saray yetkilisi ''Şaka yapmayın efendim, padişah hiç Türk olur mu '' der. Yetkili şaşkındır çünkü sarayda padişahtan başka Türk yoktu ve Türklük sarayda aşağılanma nedeniydi. İşte Osmanlı Devletinin niçin yıkıldığının en önemli ipuçları.
Şimdi bir takım insanlar '' Osmanlı Devleti üst makamlara her milletten atama yaparak büyüdü'' mantığı ile Türk Milletini kendi masallarına ikna etme peşindeler. Oysa OSMANLI, HER KADEMEDE TÜRKLER YÖNETTİĞİ SÜRECE YÜKSELDİ, TÜRKLERİN YÖNETİMDEN UZAKLAŞMASIYLA İHANETE UĞRADI VE YIKILDI. İşte size çok çarpıcı bir örnek; Balkan Savaşı sırasında bizim dışişleri bakanımız Ermeni Gabriel Noradukyan'dır, müsteşarı da bir Ermeni'dir. Savaş sonrası İtalya'nın Uşi şehrinde barış görüşmeleri yapılırken dışişleri bakanımız olarak katılan Gabriel Noradukyan tutanaklara geçen şu sözleri söyler; ''Daha fazla isteyin çünkü hayır diyecek güçleri yok.'' Sözün bittiği yerdeyiz. Türk Milletinin, bin yıl bağrına bastığı ''Kavm-i Sadıka'' dediği, başbakanlıktan- bakanlık makamlarına getirdiği insanların ihanetini görüyor musunuz Daha sonra Gabriel Noradukyan Ermenistan dışişleri bakanı olmuştur. Bu örnekler istisna değildir üst makamlara gelen devşirmelerin binlerce ihaneti yaşanmıştır. Tarih bu ihanetleri belgeleriyle kaydetmiştir. Kurtuluş Savaşı döneminde Eskişehir-Kütahya savaşlarını kaybettik, TBMM'nin Kayseri'ye taşınması bile gündeme geldi. İstanbul Hükümeti bakanlar kurulunda Başbakan Damat Ferit; ''Beni alakadar etmez, ben Türk değilim'' demiştir. Balkan Savaşında Selanik Valisi Tahsin Paşa Türk değildi. Emrinde 40 Bin askeri olmasına rağmen tek kurşun atmadan Selanik'i teslim etti. Edirne valisi Şükrü Paşa 10 Bin askerle destanlar yazarak şehri teslim etmedi. Çünkü Şükrü Paşa Türk'tü.
Osmanlı Enderun Mekteplerine Türk çocukları giremiyordu. Türk olmayanların çocukları Enderun'dan mezun oluyor, devletin üst makamlarına atanıyordu. Saraya çöreklenmiş olan devşirmeler bu düzeni sağlıyorlardı. O günkü başbakanlar ülkeyi padişahın adına yönetiyor, mührünü taşıyorlardı. Bugünkü başbakanlardan daha yetkili idiler. Türk olmak, makam ve mevkide yükselmenin önündeki en büyük engeldi. Çünkü devşirme başbakanlar ve bakanlar Türk olanı terfi ettirmiyorlardı. ''TÜRK ÖZYURDUNDA GARİP ÖZYURDUNDA PARYA'' durumuna düşmüştü.
Fatih'in Vezirazamı Rum Mehmet Paşa, Karamanoğlu'nu dize getirme bahanesiyle Konya Ovasında benzeri görülmemiş bir Türk katliamı yaptı. Adeta İstanbul'un fethinin intikamını aldı. Tarihçi Aşıkpaşaoğlu; ''Rum Mehmet, Osmanlı ordusuyla mescitlere varana kadar yaktı. Şehrin kadınlarını soydurdu, çıplak etti. Ereğli'ye vardı, ilini, köylerini harap etti. Rum Şeytanı Mehmet Paşa İstanbul'un acısını almak isterdi.'' Fatih Sultan Mehmet'in Venedik seferi hazırlıkları üzerine asıl adı Maestro Lacopo olan Yahudi asıllı devşirme Hekim Yakup Paşa Fatih'i, zehirleyerek öldürdü. Fatih Sultan Mehmet dönme, devşirme takımının başbakan, bakan olmasını sağlamıştı. Onlar bunu, Koca Sultanı zehirleyerek ödediler. Hırvat devşirmesi olan Kuyucu Murat Paşa hep Türkmenleri katletti. Hatta bir seferinde Yeniçerilerin kıyamadığı bir çocuğu boğazını sıkıp öldürerek kuyuya attı. Lakabı böylece ''Kuyucu'' oldu. Veziriazam Topal Recep'in saymakla bitmeyecek ihanetlerine, IV. Murat yaşı büyüyünce son verdi. Donanmanın başına karacıları atayarak İnebahtı'da donanmamızın yanmasına sebep olan asıl adı Sokoloviç olan Sokullu Mehmet Paşadır. Tedbirsizliği, hatalarıyla Don ve Volga'yı birleştirecek Astırhan seferinin başına bir maliye müsteşarı atadı. Bilerek yaptığı ihmallerle Osmanlı ile Türkistan'ın birleşmesine engel oldu. Türkistan'ı Ruslara terk etti.
Saraya çöreklenen dönmeler, devşirmeler müslüman olsalar bile ortaçağ Avrupasının tutucu, bilimden, akıl ve mantıktan uzak zihniyetini devletin her kurumuna yerleştirdiler. İdare edenler kozmopolit Osmanlı sınıfını oluşturdular. İdare edilen millete ise ''Aptal Türk, Eşek Türk'' diye hakaret ettiler. Devletin kadrolarını rüşvet karşılığı satmak, kadrolara devşirme-dönme takımını yerleştirmek, Türklerden ağır vergiler almak onların küçük işleriydi. Türk Milleti ''DEVLETİ DEVŞİRMELERDEN DEVŞİRMEDİKÇE KURTULUŞ YOK'' demek zorunda kaldı.
Genç Osman ve III. Selim'in kavgası, devleti devşirmelerin elinden kurtarmaktı, ancak bu düşüncelerini canlarıyla ödediler. Bütün bunları çok iyi bilen Atatürk; ''Milletimden isteğim, yönetici olarak başına getirecekleri insanın milliyetine dikkat etsinler'' demiştir.
Selam olsun bin yıldır islamın bayraktarı olan, Adriyatik'ten-Çin Seddine milletlerin İslamlaşmasına vesile olan, Haçlı seferlerine karşı islam alemini koruyan Türk Milletine.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.