Bazı seçimler vardır, var olanlar içerisinde, en iyileri olarak addettiğiniz birden fazla namzet veya parti içerisinden birini seçmeyi düşündüğünüzde kararsız kalırsınız. Bu durumda düşünürsünüz; hangisini tercih ettiğimde, isabetli karar vermiş olurum; ben, ailem, milletim, vatanım ve en önemlisi de inancım ve değerlerim için daha faydalı olur diye. Ya da hangisini seçersem, oyum boşa gider ve bu sebeple seçilmesini asla düşünmediğim bir aday veya parti kazanabilir diye ve seçim böyle neticelendiğinde yaşayacaklarınızı, daha önce yaşadıklarınızı da varsa hatırlayarak bir film şeridi gibi hafızanızda canlandırırsınız. Böyle bir canlandırma sonucunda eğer 'Amaan. Allah korusun' gibi sözler mırıldanıyorsanız, kararınızı bir kere daha gözden geçirmelisiniz.

Bazı seçimler de vardır ki, dini, kültürel, tarihi ve sosyal değerleriniz, adalet ve özgürlük hissiyatınız size yön verir. Bu değerlerinizi en iyi şekilde yaşayabilme ve kullanabilme hak ve imkanlarını hangi kişi, grup veya parti daha iyi bir şekilde sunabilecek ve koruyabilecekse tercihinizi ondan yana kullanırsınız.

Bu muhakeme ve değerlendirmeleri yaparken; mevcut adaylar, gruplar veya partilerin; vaadettiklerini, programlarını, varsa projelerini ve bunları gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceklerini; liyakatlerini veya kadronun tecrübe ve bilgi birikimini, güvenilirlik derecelerini ve kabiliyetlerini; 'Yaptıkları, yapabileceklerinin teminatıdır.' babından, daha önce neleri ve hangi kalitede yaptıklarını kıyaslarsınız.

Bütün bu değerlendirmeleri yaparken en çok ihtiyaç duyacağınız şey, tanımaktır. Tanımak için de en etkili yol, imkanlarınız dahilinde eğer mümkünse fiili olarak görüşmek, konuşmak, yapılanları, eserlerini yerinde görmek, kullanmak, emsalleriyle mukayese etmek, yani bu manada muhatap olmaktır. Bu mümkün değilse, güvenilir kaynaklardan yazılı, görüntülü ve elektronik iletişim vasıtalarını kullanarak takip etmek, bu yolla güvenilirlik, verimlilik, vaatler, programlar, projeler, liyakat ve kabiliyetler bazında değerlendirmeler yapmak, geçmişte yapılanlarla günümüzde yapılanları sayı ve kalite açısından kıyaslamaktır.

Eğer yapacağınız tercih, sadece sizi ve ailenizi değil de, milyonlarca insanı ve geleceğini etkileyecekse ve de uzun bir süreyi kapsayacaksa; bu kadar çok sayıda insanın din ve vicdan hürriyetini, kültürel, sosyal ve ticari/ekonomik değerlerinin korunması ve geliştirilmesini yakından ilgilendiriyorsa; bu seçim bir vebaldir ve dolayısıyla kul hakkıdır. Bu seçim işi, sıradan, bayağı ve alelade bir iş değildir, çok ciddiye alınması, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir vazifedir.

Böylesine bir vazifenin icra edileceği gün, futbol takımı tutar gibi partizanca karar verilmesi gereken bir gün değildir. Bu gün, şartlandırılarak kazandırılan klişe sloganik fikirlerin, ideolojilerin baskıların, dayatmaların, tehditlerin galebe çalması gereken bir gün değildir. Bu gün, asla gerçekleştirilemeyecek vaatlere kanma; sahip olduğumuz o ulvî değerlerimizi bir kenara atarak, arkadaş, eş, dost, köylüm, ilçelim veya akrabam dediklerimizin hatırına oy kullanmamız gereken bir gün değildir. Bu gün bölünme, parçalanma, ayrı ve gayrı olma ve dolayısıyla hasımlarımızı sevindirme günü değildir

Bu seçme görevimizi yapacağımız gün, öncelikle şahsi menfaatlerimizi değil, topyekûn gelişmeyi, ileriyi ve ilerlemeyi, kalkınmayı ve geleceğimizi düşünme günüdür. Bu gün birlik ve beraberliğimizi koruma ve geliştirme, aynı inanç ve değerlerimizin mihveri altında birleşme, daha iri, kuvvetli ve kudretli olma günüdür; bu uğurda vereceğimiz mücadele ve kararlılık ile çocuklarımıza ve gençlerimize örnek olma, Allah'ın emri üzere hareket etme günüdür.