Haydar Mermer
EĞRİ NAMLUYLA TÜFEK ATILMAZ
Her çiçek, her bitki ve her nebatat; kendi şartlarında yetişir.
Kendi karakterine, huyuna ve özelliğine uygun ortamlar arar.
Karakterine müsait ve münasip; güneş, hava ve toprak yapısı bulursa büyür ancak.
Yoksa; ya çürür ya da güdük kalır…
İnsan eğitimi de aynen öyledir.
Eğitim sahasının branş ve türüne uygun; araç gereç, fiziki ortam ve hoca temin etmeniz gerekir.
Nasıl ki konservatuvar öğrencisine, ancak bir müzisyen hoca olur.
Nasıl ki bir mimar için, doktorun faydası olmaz.
Hukuk dersine, torbacıyı hoca yapamazsanız,
İmam Hatip Okullarında da bilhassa öğretmen kadrosuna, çok ama çok titizlik göstermek gerekir.
Tesettürün farz olduğunu anlattığınız öğrenciye, koridorda arzı endam eden mini etekli öğretmenleri, nasıl izah edeceksiniz.
Fıkıh dersinin peşinden, mesela ateist bir matematik hocasının tahribatını nasıl telafi edeceksiniz.
Ya da, dine dindara düşman bir müdürün olduğu bir imam hatipten, nasıl bir sonuç beklersiniz…
Bunlar hep, demokrasi diye bize giydirilen deli gömleğinin, eğitime yansıyan tezahürleri…
Mutlak adalet zannedilen, eşitlik anlayışının zırvalıkları…
Demem o ki dostlar.
Ateş yakar, buz dondurur.
Eğri namluyla tüfek atamaz, kirişi kopmuş yay ile ok fırlatamazsınız.
İmam Hatip’ten, şiarına uygun ürün istiyorsanız, miyarına uygun davranmanız gerekir.
Yoksa tıpkı şimdi olduğu gibi olur.
Rabia diye aldıklarınız, bir de bakmışsınız Ela Rumeysa Cebeci oluvermişler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.