Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

GÖNÜLLERİMİZDE SEVGİYE DE YER VERELİM

Son yıllarda bizlere ne oldu Allah aşkına Esnaf, işçi, memur ve emeklinin zorlukla geçimini temin ettiği günümüzde, akşama kadar zaten milletin anası ağlıyor. Yorgun argın eve düştüğünde, hiç olmazsa TV'den günlük olayları öğrenmek amacıyla haberlere göz atmak istiyor. O haberler ki, memlekette 'aklı yetik' dediğimiz bizi yöneten ve yönetmeye talip olan insanların küfre varan diyalogları insanları bir defa daha sinirlendiriyor. Hele sokak olaylarını hiç sormayın… Bir genci balkondan aşağıya atıyorsun, ölmedi diye 25 yerinden bıçaklıyorsun yine ölmedi diye başını taşla ezip öldürüyorsun. Bu nasıl insanlık, bunu yapanlara insan diyebilir misiniz

Biz, önceki yıllarda daha çok sevgi, şefkat ve yardım toplumuyduk. Bu gün hayatımızı inançlarımız yönlendirmiyor artık. Sosyal ve siyasal kaygılar bizim davranışlarımızı biçimlendirir oldu. Kendimizin ufak bir menfaati için ağzımızın içi çirkef dolu, yalan dolu ve başkalarına zarar vermekten çekinmez olduk. Paramız bol ise dünya umurumuzda bile değil… Fakir bir aileyi bir yıl rahatça geçindirebilecek miktarda parayı verip bir öğün yemek yiyebiliyoruz. Otomobilin hem Avrupa, hem de en iyi marka olanını kullanmaya bayılırız. Çocuğumuzun sünnet düğününde binlerce lirayı saçabiliyoruz. Ama bunun yanında, günümüzde çöp kutularını karıştırarak geçimini temin etmeye çalışan insanlar da var. Öyleyse, hem sosyal, hem de siyasal açıdan 'Her koyun kendi bacağından asılır' , 'Büyük balık küçük balığı yutar', 'Herkes başının çaresine baksın', 'Gemisini kurtaran kaptan' mantığını bırakmalıyız. Çünkü kendi gemimizi kurtarırken çevremizdeki gemileri batırmaktayız. Öyleyse, gelin bundan sonra gönüllerimizde biraz da 'sevgi' için yer açalım.

Sevgi, insanlarda doğuştan bulunan bir duygudur. Bebek doğduğunda ciğerlerindeki suyu atmak için ağlar. Yoksa dünyaya geldiğine üzüldüğü için değil. İnsanlar arasında sevgi yok olmuşsa ilişkiler çarpıktır ve hayatta bir can sıkıcılık vardır. Eğer insanlar birbirlerini severse bir şeyler yapabilecek, bir şeyler başarabilecek ve mutlu olabileceklerdir. Çünkü seven insanlar birbirine güvenir ve dayanır. Hepimiz Allah'ın gemisindeyiz. Kimimiz yükümüzü sırtımızdan indirdik ve güvertede yükümüzün üstüne oturduk, rahatımıza bakıyoruz. Ama kimimiz de belki gemiye, belki de kaptana güvenemediğimizden yükümüz sırtımızda seyahat ediyoruz. Gemiye olacaklar yolcuların hepsini aynı şekilde etkileyecektir. Öyleyse, mutlu ve huzurlu yaşayabilmek için, birbirimize güvenip dayanmaktan başka çaremiz yoktur.

Gelin, hep birlik olalım ve defnedilen şehide birlikte ağlayalım. Trafik kazası, yetim, öksüz, fakir görünce hepimizin içi titresin. Yaşlıları görünce kendimizin o yıllardaki halini gözümüzün önüne getirip düşünelim. Dökülen yemekleri, atılan ekmekleri görünce, Afrika'da acından ölen insanları aklımıza getirelim. Bunları yapamazsak, birilerine fırsat vermiş oluruz ve bizim aramızı açarlar, hatları daha da keskinleştirirler. Bu guruplaşmalar düşman kamplaşmalarına döner. Daha önce olduğu gibi; Türk-Kürt, Sağ-sol, Alevi-Sünni, Laik-şeriatçı, Zengin-fakir gibi… Daha da ötesinde AKP'li, CHP'li, MHP'li, BBP'li gibi… Hatta Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Beşiktaşlı… Kısacası 'sizinkiler-bizimkiler' gibi kamplara ayrılmak bize iyilik getirmez.

İslamî Türk Edebiyatı'nın ilk eseri olan 'Kutadgu Bilig' de Yusuf Has Hacib; 'Dört şeyin azı az değildir: Düşmanlık, ateş, hastalık ve sevgi' der. İnsanları geçimsiz yapan sevgisizliktir, birbirine düşman eden iletişimsizliktir. Güzellikten yana ne varsa yok eden de ilgisizliktir.

Ben de ' Sevilmeye layık olan, ancak sevmesini bilendir' diyor, herkese itidal tavsiye ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi