
Şadiye ÖZTÜRK
HAYATA BAKIŞ
Teknolojinin sürekli değiştiği bilişim çağında insanların en büyük sorunu ani tepki, sabırsız, kavgaya hazır, yıpranmış sinir ve strestir. Bu nedenle insanlar ruhsal dengesizlik ve bunalım içerişinde yaşamaktadır. Her aile, iş yerine hatta her bireye bir danışman, bir psikolog lazım desem abartmış olmam. Göçün çok olması ekonomik sıkıntıları ve beraberinde suç ortamlarının artmasına, gerek toplumda gerekse aile içerisinde şiddet olaylarına devamında da boşanmalara neden olmaktadır. Boşanan çiftler ve çocuklar ruhsal sorunlar yaşamaktadır. Geçim sıkıntısından kaynaklanan ayrılıklar, eşlerin birbirlerine hatta çocuklarına tahammül edememesi, hoşgörüsüzlük sevgi ve saygının kalmaması, aldatmalar ve ailelerden dolayı yaşanan sorunlardan dolayı boşanmalar çoğalmış, bu durumlardan etkilenen sadece boşanan eşler değil, çocuklar ve yakın çevreleri de olmuştur. Dolayısıyla aileler ve yakın çevresindeki insanlar yıpranmaktadır.
Genel olarak baktığımızda günümüz şartlarında insanların ruhsal dengelerinin bozulması, strese girmesi kaçınılmazdır. Aile içi şiddetlerin, eşler arası kavga ve çocuklara uygulanan şiddetlerin artmış olması ve daha ileri gidilerek cinnet geçirmelerin cinayetle sonuçlanması düşündürücü olduğu kadar da ürkütücüdür. Bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır.
İnsanlar Öyle hale gelmişler ki kimse birbirileriyle konuşamaz, sohbet edemez olmuştur. Sohbetler ise kavgalara dönüşerek geriye tamiri imkansız yaralar açmıştır. Ne konuşmayı nede dinlemeyi bilmiyor her şeyi strese bağlayarak kendimize ve çevremize sorunlar üretiyoruz. Tatmin olmuyor her şeyin daha iyisini ve yenisini istiyor elimizdekilerle idare etmeyi yetinmeyi bilmiyoruz. Hep başkalarının hayatlarını gözümüzde büyütüp onlara özenerek zamanımızı geçirerek etkisini çevremize yansıtıyoruz. Tabibi bunda yazılı ve görsel basının etkisi büyüktür. İnsanları öyle tanıtıyor ki imrenmemek mümkün değildir. Hep kameranın önünü gösteriyor arkasında yaşanan acıları, hüzünleri göstermiyorlar. Oysaki onlarında pişmanlıkları, hataları, dertleri, sıkıntıları vardır. Kimse yaşadığı hayattan mutlu mesut değil sadece öyle görünmeye çalışıyorlar. Bunun nedeni hep birilerine özentiden başka bir şeyde değildir. Diğer tarafta yaşanan acılı hayatları kimse görmüyor önemsemiyor. Kendilerini geçici çözümlerle avutuyorlar. Bütün yaşanan olumsuzların en başında geçim sıkıntısı ve işsizlik gelmektedir.
İş bulamayan ailesinin geçimini sağlayamayan eşler karısının çalışmasına tahammül edemez, ya da aşağılık kompleksine kapılarak eşine karşı şiddet ve baskı kurmaya çalışarak kendini ispatlama eğilimine girmiştir. Kendini yetersiz güçsüz hisseden psikolojisi bozulan kocalar tarafından dövülen, öldürülen aile içi şiddete maruz kalan kadınların sayısı da her gün artmaktadır. Ayrıca toplumsal sorun olan aldatmalar, boşanmalar çoğalmış, cezasını ise çocuklar çekmektedir. Aldatan kadınların sayısı artmakta ve kocasından daha iyi makamı, işi, parası olanlarla aldatıp boşananlarda vardır. Tamamen aile yapısı, ahlaki değerler bozulmuştur. Oysa ki Çocuklar bu durumlardan daha çok etkilenerek psikolojileri bozulmakta, ileriki yaşamlarında kişilik bozukluğu yaşamakta ailelerinden gördüklerini hayatlarına uygulamaktadır. Kişilik bozukluğu olan gençler, insanlar çoğalmaktadır. Bu sorunların ortadan kaldırılmasının çareleri aranmalı, en azından her aileden bir kişinin çalışması sağlanmalıdır. İş yerlerinde ise aile problemleri yaşayan ve bunu işine, işyeri arkadaşlarına yansıtan ayrıca ezilmişliğinin ve yetersizliğinin hıncını çıkarmaya kendilerini egolarını tatmin etmeye çalışan insanlarla dolmuştur. Kişilik bozukluğu yaşayan bu insanların uzman yardımı alması gerekmektedir.
Bu nedenle her aileye ve iş yerlerine bir psikolog projesi başlatıp uygulamaya geçilmelidir. Çok geç kalınmış bir uygulama şimdiye kadar faaliyete geçmiş olmalıydı. Belki birçok aileler kurtarılabilirdi. Nasıl ki aile hekimliğine geçildi takviye olarak ta bir psikolog görevlendirilebilirdi. İnsanlar arasında diyalog kurulmalı uzman görüşü ve desteği sağlanmalıdır. İş yerlerinde sorunlar yaşayanlar rahatlıkla bu sorunları paylaşmalı çözümler üretilmelidir.
Aile içinde çocuğuna eşine sözünü geçiremeyen, birbirlerine karşı saygı ve sevgisi olmayan evliliğini sürdürmeye çalışan insanlara destek olmalıdır. İlerde tamiri imkansız olayların yaşanması önlenmelidir. Bu durumlar sadece aileyi ilgilendirmiyor bütün toplumun sorunu haline geliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.