
Şadiye ÖZTÜRK
KİM ÇİZMİŞ BU SINIRLARI
Bak ülkeme paramparça,
Kim çizmiş bu sınırları.
Dilimde sürekli bu ezgi…90'lı yıllardan…Urfa Ceylanpınar sınırından Suriye'yi setrediyoruz.
Sivas'tan güzel niyetlerle, merhametle yola çıkan 40 kişilik kafilemiz anlamlandıramadığı, karmakarışık duygularla, karmakarışık Suriye sınırında…
4 yılı geride bıraktı Suriye'de savaş…Elde kalan paramparça bir Suriye ve değişen hayatlar.
Tel-Hamdud kampında değişen hayatların şahidi olduk. Evlerinden uzak çadırlarda hayatlar, çadırlarında yeni bir düzen kurmaya çalışan kadınlar…Bir kadın için evi dünyasıdır, her şeyidir, sığındığı limandır, huzurdur, kendine aittir. Dünyası yıkılmış kadınlar…
Ya çocuklar; elimize taş alsak, bildiğiniz taş, dağıtsak izdiham olacak. O yüzden getirdiğimiz oyuncak ve çikolataları diğer yardımlarla beraber kamp müdürüne teslim ediyoruz.
40 kişilik kafilemizde doktorlarımız var, hastaneye gidip kendilerince rapor tutuyorlar… Basından arkadaşlar fotoğraflar çekiyor, bilgi topluyorlar.
Dernek temsilcileri Ceylanpınar'da bir marketi boşaltacak kadar alışveriş yapıyor ve hayırda yarışıyorlar. Kaşla göz arasında sağ elin verdiğini sol elin görmediği yardımlarda yapılıyor.
Kutsal bir yolculuğa çıkar gibi dualarla, sevinçle koyulduğumuz yolun sonunda uyumlu kafilemizde gözyaşları, kamptaki şiddetli yağmurla beraber içimizi ıslatıyor.
Ceylanpınar'da Belediye Başkanının cömertliği ve misafirperverliği ise unutulamayacak cinsten.
Gittiğimiz günün akşamında yapılan konuşmalarda ''Getirdiğiniz yardımlardan ziyade, sizin bugün burada bizimle olmanız, bizlere büyük bir mutluluk verdi. Ceylanpınar yalnız olmadığını anladı, onları düşünen ve anlayan birilerinin olduğunu gördü.'' Diyor ve ne kadar yürekli, ne kadar cömert, ne kadar başarılı bir başkan olduğunu kafilemiz onaylıyor. Sınırda gelenler de aslında Ceylanpınar'dakilerin çoğunun akrabası…Çekilince sınırlar kalmış orda dayısı, amcası; kalmış burada anneannesi, dedesi…
Dünyanın en büyük çiftliğinde misafir ediliyoruz. Türkiye'de ilk defa ''Sivas Belediyesinin'' organizasyonuyla yapılan bu çalışmada hepimiz sınırda korkmadan, ev sahiplerimizin güler yüzünü düşünerek huzurla, tevekkülle uyuyoruz.
Ertesi gün kamp ziyaretinden sonra, gençlerin otobüsümüze konvoy oluşturarak yolcu etmesiyle beraber Sivas'a doğru yola koyuluyoruz…
Dilimizde aynı ezgi,
''Ben Çeçenim
Ben Boşnağım
Kürdüm, Türküm
Ben insanım.
Düşmanımız bir,
Zalimler bir,
Ben ümmetim,
Müslümanım.''
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.