Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

PARASIZ EĞİTİME EVET

Hükumet' in açıkladığı son karara göre; Üniversitelerde, gündüz öğrenimlerindeki; harç paraları kaldırılmıştı. Ülkemizdeki, eğitim ve öğretim adına önemli bir adım olarak görüyorum. Gelecek zamanlarda bu alanın daha da genişletilerek; tüm sahayı kaplaması şüphesiz dileğimizdir. Böylece daha geniş kapsamlı kitleler bu haktan yararlanacaktır. Devletin ileride sunacağı ilave imkanlarla, fakir ve gariban çocuklarının kimselere muhtaç olmadan yüksekokul eğitim sürecini tamamlaması en büyük beklentilerimiz, arasındadır. Bu çağdaki gençlerin bir takım yanlış amaçları olan; insanların ve kurumların, ellerine düşmelerinin de önü engellenmiş olur. Bu anlamda Devlet Baba görevini yapmış olacaktır. Yönetimin aldığı önemli kararlardan birisi de; okulunu bitirmeyi uzatan öğrencilerin harçlarında yapılan indirimlerdir. Biliyoruz ki; kimi Üniversite hocaları çok acımasız bir şekilde; çocukların senelerini yemektedirler. Yine biliyoruz ki; ilave dersler, yaz kursları, hocalarımız açısından ek para kazanmak, demektir. Yönetenlerin bu konuyu da ele almalarını bekleriz. Denetlemesi zor, hesap vereceği makam az, olduğuna inanan; bazı hocalar kendi imparatorluklarını ilan ederek; adeta öğrenciye kıyım yapmaktadır. Hatta, beş, on sene gelen, giden öğrencim var, diye övünenlere şahit olduk. Kısmen de olsa; Tıp ve hukuk, gibi bazı okulların sadece para ile okunan yerler olmasından çıkarılarak, belirli puan tabanı getirilmesini de, doğru bir karar olarak, görüyorum. Böylece hem, özel okulların rast gele öğrenci almasının önüne de geçilmiş oluyor. Hem de; az da olsa, eşitlik sağlanmış oluyor. Parası olan değil, hak edenler bazı bölümleri okusun. Bundan daha doğal ne olabilir Ümit ediyorum ki; Devlet, zamanla tüm yüksekokul süresini tamamen parasız yapacaktır. Asıl eşitlik, o zaman gerçekleşmiş, olur. Nice öğrencileri biliyoruz ki; okumak adına ne fedakarlıklarda bulunuyorlar. Son şehit edilen; savcı kardeşimiz, onlardan biri idi. Haksız eylemler yaparak; bu coğrafyanın günahsız insanlarını katledenlere lanet olsun...
Orta öğrenimde ise; Devlet, eğitim ve öğretim sistemini temelden güçlü bir şekilde tekrar yapılandırmalıdır. Yapılacak çok köklü değişikliklerle, öğrenciler gereksiz zaman harcamalarından, test kitapçıklarının esiri olmaktan kurtarılmalıdır. Orta öğrenimle birlikte; Batıda örnekleri olduğu gibi, öğrenciler, yeteneklerine ve becerilerine göre yönlendirilmelidir. Bu yapılacak yetenek testleri ve beceri durumları, çocuğun geleceğini belirleyecek egzersizlerle; kendisini ortaya koyar. İleri ki zamanlarda yüksekokul hayali kuran çocukların ise; Orta öğrenim sürecindeki başarı durumları, daha ilerde okuyacağı yüksekokul tercihlerinde etkili olacaktır. Bu şartlar ona göre ayarlanmalıdır. Çocuklara, Memlekette, her şeye yüksekokul mezunu olarak hazırlanabilirsin, hayatını kurtarmak yüksekokul okumadan geçer düşüncesinin, yanlışlığı anlatılmalıdır. Kısacası, herkes için; yüksekokul gerçeğinin hayatı kazanma açısından bir merdiven olma durumu ortadan kaldırılmalıdır. Devlet, bu konuda üzerine düşeni yaparak; öğrencileri hayata kısa yoldan hazırlamanın yollarını bulmalıdır. Böylece hayatın her alanında görev alacak olan, genç çocuklar istedikleri ve becerili oldukları alanlarda yetiştirilmelidir. Bu amaçla; her meslek gurubu ile irtibatlı olarak yetiştirilen kalifiye elemanlar, bir şekilde hayata atılmalıdır. Para ve istikbal kazanmanın yolu yüksekokuldan geçer, imajının yanlışlığı böylece yapılacak uygulamalarla ortaya konmalıdır. Öğrencilerin beyinlerini bir anlamda test kitapçıklarının esiri olmaktan kurtarmış oluruz. Daha çok zamanları olacağı gibi; özgür düşünceye ayıracakları zamanları, araştırma ve geliştirmeye ayıracakları zamanları da çoğalacaktır. Test kitapçıklarının kölesi olmaktan kurtarılmış olacaklardır. Bu aynı zamanda, zaman kazanmak demektir. İsrafı önlemektir. Beyinleri gereksiz şeylerle fazla yıpratmamak demektir. Gelecekte hayata hazırlanan gençlerin beyin ve akıllarının daha diri olması demektir. Yıpranmış ve yorgun bir beyinden ne elde edilebilir O nedenle yüksekokulları uzun bir yorgunluk döneminden sonra kazanan gençler, Yüksekokul sürecinde tamamen kontrolden çıkmaktadırlar. Böylece hem çocuklar ve gençler, hemde Ülke her alanda çok şey kazanacaktır. Bu ezberci ve esir alıcı sistem düzeltildiği zaman, ders haneye ihtiyaç kalmayacaktır. Üniversite önlerinde bekleyen insan sayısı azalacaktır. Aynı zamanda milyonlarca öğrencinin boş yere zaman harcaması engellenmiş olacaktır. Velilerin gereksiz yere para harcamasının önüne geçilmiş olacaktır. Kısacası hem Devletin, hem Milletin sayılamayacak kadar yararı olacaktır. Yeter ki; akıllı ve geleceği düşünen planlar yapılsın ve hayata geçirilsin. İnanın bugün uygulanan sistemden daha iyi bir sistem olacağı gibi; Devletin de hem gelecek adına çok faydası olacak, hem de gereksiz harcamadan kurtulacaktır. Nesiller geleceğe daha umutla bakacaktır. KPSS gibi sınav stresleri azalacaktır. Çocuklar onlu yaşlardan beri; yarış atına benzer konumdaki durumlarından kurtulacaklardır. Hayatın gerçeğine baktığımız zaman; şöyle manzaralarla karşılaşmak, çok olağandır. Herhangi, bir yüksekokulun, fakültesinden mezun olan bir arkadaş; o fakülte ve seçmiş olduğu alan ile ilgisi olmayan, bir meslek seçmektedir. Hatta, o seçtiği meslekte çok başarılı olmaktadır. Bazıları ise; kendi, kendine; acaba ben neden yüksekokul okumak zorunda kaldım Keşke, hayata daha önce atılsaydım, diye üzülmektedirler. Bu ifadeler bile; takip edilen yolun yanlışlığını anlatmaya, yeter. Bazıları için ise; bu tahsil hayatı süreci yan gelip yatma yerleri olarak algılanmaktadır. O durumdaki okullara deva eden gençler, tehlikeli ilişkilerin içerisinde veya bağımlılık türü alışkanlıkların kuşatmasında, kendini bulabilir. Terör örgütlerinin cirit attığı alanlardır.
Eğer iyi düşünülerek; hayata hazırlama konusunda kısaca bahsettiğimiz, gençlerin orta öğrenimle birlikte yapacakları meslekle uyumlu olarak yetiştirilmesi meselesi, hayata geçirilirse; bir, çok problem kendiliğinden halledilecektir. Bu proje, hayata geçtiği zaman; hayata kısa yoldan atılmak istenen çocuklar, hem çok iyi bir meslek sahibi olacaklar. Hem o meslekte, yetenekleri ve becerileri sayesinde, çalışarak geçimlerini sağlayacaklardır. Durum böyle olunca; Lise eğitimini bitiren gençler iyi ve yetenekli bir şekilde hayata atılırsa; yüksekokul hayali kuran öğrenci sayısı azalacaktır. Devlet bu sayede bir sürü kazanç içerisinde olacaktır. Gençler yüksekokul kapılarında boş yere beklemek zorunda kalmayacaklardır. Ara insan açığı, kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Yüksekokul okuyan öğrenci sayısında düşme olacağından, bu süreç tamamen ücretsiz olacak zorundadır.. Hatta, Devlet araştırma ve geliştirme yapan gençlere daha iyi maddi imkanlar sunacaktır. Lise öğreniminde ise; yüksekokul kazanmaya yönelik olan bölümlerin eğitim ve öğretiminin kalitesi yükselecektir. Bilgi ve becerisine göre, eğitim alan gençler zamanlarının büyük çoğunluğunu yetenekli oldukları dallarda geçireceklerdir. Beceri ve tecrübe kazanacaklardır. Böylece Liselerdeki çok olan ders saatleri de düşürülerek, öğrencilerin seçtiği alandaki saatleri çoğaltılacaktır. Örneğin mecburi ders sayısı belirlendikten sonra; geriye kalan saatler, alan dersleri ile doldurulacaktır. Bunları yapabilmenin çok zor olduğu kanaatini taşımıyorum. Yeter ki; Milli Eğitim adına karar verecek olan merciler, bu işlere oturup kafa yorsunlar. Çünkü şu anda uygulanan sistem hem çok karmaşık hem de eğitim ve öğretimin tüm taraflarını yorucu bir sistemdir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi