
Şadiye ÖZTÜRK
SEÇİM SÜRECİNDE KAOS BEKLENTİLERİ
Halkımızın son günlerde çeşitli baskı faktörler ile yıldırılmak, sindirilmek veya korku havası estirilmek gibi; psikolojik şaşkınlığa itilme çabaları manidardır. Amaçlanan nedir Sorusunun cevabı gayet açıktır. Seçim sürecinde olan Ülkenin; var olan dengelerini her alanda bozmaktır. Devamlılık ve istikrar içerisinde olan kurum ve kuruluşları yıpratmaktır. Yapılan, barış çağrılarına, silah bırakma; ilanlarına rağmen; Terörün bitmediğinin, hala isteklerinin devam ettiğinin bildirgesidir. Terör, kargaşa ortamını diri tutmaktır. Ne kadar korku, ne kadar endişe, üretebilirsek; o kardır, mantığının hayata geçirilmesidir. Ülke zemininde, bu tür olayların olması hep o şer odaklarının lehine olmuştur. Kendi amaçlarının gerçekleşmesi için; huzurdan, ekonomiye kadar, barış ortamından, korku ortamının yaygınlaşmasına kadar, her şeyi yapma çabası içerisindeler. Dolar üzerinden oynanan, oynanmak istenen, durumlara dikkat etmek gerekir. Amaç, seçim ortamını etkilemektir. Her alanda; Barış, havası esiyor, diye sevinecekken; savaş çığlıklarının, amacı ne olabilir Amaçları, Seçim sonuçlarının, durumuna göre; durum değerlendirmesi yaparak, yeni projeleri hayata geçirmek midir
Yüce Milletimiz, şer odaklarının, yıllardan beri; takip ettikleri politikaları iyi bilmektedirler. O, psikolojik baskının altında kalmayacaklardır. Kendilerini yönetmeye talip olan kişilerin, seçilmesine yönelik olan seçimleri gerçekleştirecekler ve kendilerini yönetme görevini verdikleri vekillerini, kendilerini temsil ettiklerine inandıkları Meclise göndereceklerdir… Bu toplumsal yükselişin, teröre karşı verdiği en önemli mesajdır. Bu Ülke insanı, kaos ortamı istememektedir. O tür, karmaşık, ne olduğu belli olmayan; hedefini ve amacını anlayamadığı; yapılanmalara izin vermeyecektir. Kendi geleceğinin kararını yine kendisi verecektir. Doğru, ya da yanlış, ama kendi iradesi ile belirlediği, seçtiği insanların kararları ile, onlara tepki koyacaktır. Sağdan, soldan, arkadan, önden, kendisini etkilemeye çalışan, yanlış yorum ve davranışlara itibar etmeyecektir.
Seçime katılan tüm siyasi partiler, Demokratik parlamenter sistem içerisinde olmak isteyen yapılanmalar; Kendilerinin demokratik sistemde; yapacağı işlerin doğruluğuna inanıyorlarsa; her türlü yasal zeminde kendi doğrularını anlatabilirler. Siyaset sahasına girerek; yapmak istediklerini, hedeflerini, projelerini, insanlara anlatırlar. Eğer Halkımız, onların bu anlattıklarını inandırıcı ve yeterli, olarak görürse; onları da her alanda, Bu Ülkeyi yönetmek için göreve getirirler. Ondan sonra; yapacakları uygulamalara göre; değerlendirmelerde bulunarak, bir daha ki seçimlerde; ya göreve tekrar onları getiriler, yahut; görev anlayışını beğenmedikleri için; görevlerinden uzaklaştırırlar. Bu gayet güzel demokratik bir durumdur. Bundan da kimse rahatsız olmaz. Ancak, kendi doğrularınızı zorla, tehditle, şantajla anlatmaya çalışırsanız; aynı şekilde tepki görmeniz beklenebilir. Demokratik mücadele yöntemlerini bir kenara bırakarak, değişik yolları seçen ve o yollarla mücadele etmeye çalışan insanlar zamanla, zarara uğrayacaklardır. Çünkü her zaman etki beraberinde tepkiyi getirir.
Bu seçim süreci de; bir manada iyi veya kötü günleri ile geçecektir. Önemli olan, bu seçim sürecinde herkesin Demokratik, Parlamenter sistemin gerekliliklerini yerine getirerek yasal seçim sürecinde; kendilerini topluma anlatmalarıdır. Siyasi partilerin yapmış olduğu tüm çalışmaların temelinde bu yatar. Seçim süreci, fırsat diyerek; herkes kendi politikalarını anlatmaya çalışır. Kendilerine verilen yasal zeminlerde yapacakları işleri, parti seçim beyannamelerini, genel politikalarını buldukları her fırsatta tüm kitlelere aktarmaya çalışırlar. Bunun için tekniğin ve kitle iletişim araçlarının tüm imkanlarından istifade etmek, yolunu takip ederler. Bütün bu çalışmalarını bir yasal çerçeve içerisinde yürütmektedirler. Bu zeminlerde verilen mücadeleye herkes kişisel olarak da katkı verebilir. İşin doğası budur. En tabanındaki seçmeninden, il örgütünden, mahalle temsilcisinden itibaren; herkes o sorumluluğu hisseder. O süreçte yaptığı çalışmaları büyük bir heyecanla yapar. Koşturur, çalışır hele bir de kendi partisi başarı elde ederse; çok sevinir. İşte bugün bu Ülkede daha değişik yöntemlerle mücadele etme gayreti içerisinde olan tüm insanlara da önerimiz; Çıkın piyasaya ve tüm zorlukları göğüsleyerek; siyaset alanında açıkça mücadele edin, Karmaşık, karışık işlerden vazgeçin. Kapalı kapılar arkasından işler çevireceğinize; açıktan ne yapmak istediğinizi; bire, bir vatandaşın yüzüne anlatın. Onlar da sizin anlattıklarınıza ve yaptıklarınıza göre, sizi değerlendirsin.
Demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmezlerinden olan; vekil seçme işi; normal, kendi seyrinde devam etmelidir. Bu sistemin parçalarından olan, vekillik; çeşitli manevralarla, yıpratılmak istenmektedir. Unutmayalım, vekil bu sistemin bir parçasıdır. Onun üzerinden yapılan acımasız eleştiriler, sisteme zarar verir. Eğer kasıtlı yapılıyor ise; o eleştirilere, dikkat etmek gerekir. Bunları yazarken; benim idealim bu sistemdir demiyorum. Ancak, sistemin yara alması, tüm insanımıza zarar vereceği için; kasıtlı alınan tavırları eleştiriyorum ve dikkat çekiyorum. Çünkü, onların bazılarının hedefi; daha acımasız sistemleri savunmaktır da; onun için, sistemin tıkanmamasını savunuyorum.
Kimi zaman, aday adayı olan vekil adaylarını; yaptıkları yanlışlıklardan, hatalardan dolayı; acımasız şekilde eleştirenlere; şöyle cevap vermek gerekir. Sonuçta; söz konusu olan insandır. Bu kadar nimet veren, Yüce Yaratıcı; ilahi mesajında, hep insanın iyiliklerle olması yönünde; tavsiyelerde bulunmaktadır. O yönde insanlara elçi göndermiştir. İnsanın yaratıldığı günden itibaren, geçirmiş olduğu evrelere bakacak olursak; fazla şaşırmamak, gerekir. Doğrusu ve yanlışı ile; bir yönetim sisteminin içerisindeyiz. Ya bu sisteme temelden karşı olursunuz… Ona saygı duymak gerekir. işte, o zaman yapacağınız tüm eleştirilere, farklı açılardan bakmak gerekir, düşüncesindeyim. Fikrinize saygı duymak gerekir. Yahut, bu sisteme karşı değilseniz; sistemin parçaları üzerinde eleştiriler getirirsiniz… eleştirileriniz, birileri tarafından; dikkate alınır, veya alınmaz… Siz, görevinizi yapmışsınızdır. Buna rağmen; ısrarla eleştirilerinize, yıpratıcı mahiyette devam ederseniz; o zaman şunu sormamız gerekir. Yanlışı ve doğrusu ile; bu sistemi şiddetle eleştirirken, bu sistemin karşıtı olan ve ülkemiz tarihinde onulmaz yaralar açan; vesayet sistemini mi, savunuyorsunuz Yahut, farkında olmadan, o sistemin gerekliliğini mi, çağrıştırıyorsunuz Unutmayalım, mevcut malzeme budur. Vekil adayları da; Bu ülkenin insanları olduklarına göre; Bu Ülke insanını yeteri kadar tanıyorsanız; fazla şikayetçi olmaya hakkınız yoktur. Farklı bakış açılarınız, beğenseniz de, beğenmeseniz de; bu sistemi yok etmeye yönelik faaliyetler içerisinde değerlendirilebilir. O zaman, alternatifi olan vesayeti savunuyorsunuz, gibi bir durum ortaya çıkar. Bu da hoş olmaz. Aman, eleştirilere dikkat edelim. Bir hatırlatma daha yapalım. Vekil seçeceğiz beyler, kusursuz insan değil, evliya değil… İçimizden gelen; doğruları ile; yanlışları ile, bir insan seçiyoruz…
Yüce Milletimiz bu süreci de İNŞALLAH sükunet içerisinde atlatır. İnsanlarımız fazlaca birbirlerini incitmezler. Küskünlükler, dargınlıklar oluşmaz. Büyük bir olgunluk içerisinde; bu seçim zamanı da geçer temennimiz budur. Yapılan tüm olumsuz saldırılar, hedeflerine ulaşamaz. Kargaşa ve kaos beklentisi içerisinde olanların, hevesleri kursaklarında kalır. Yapacakları olumsuz şeyler ile; Milletimizin sabrını fazla zorlamazlar. Çünkü, Bu yüce Milletin neler yaptığını Tarih iyi bilmektedir. Bu Millete, Sadece, tavsiyem şudur; sabır… Kaos ve kargaşa ortamından uzak durunuz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.