
Şadiye ÖZTÜRK
Silah bırakmak, İNSAN´ca yaşamak.
Yeryüzünde hemen hemen, insanlar kadar kendi cinsini öldüren bir başka canlı cinsi yok gibi. Yani, hayvanatı kastediyorum ve şunu demek istiyorum; arslanlar arslanları, kartallar kartalları, balinalar balinaları bu kadar çok sayıda öldürmüyorlar diye biliyorum.
Fakat Adem oğulları, daha Habil ve Kabil'den itibaren, nefsine ve şeytana yenik düşenin, aklını kullanamayanın, diğerini öldürdüğüne, imtihanı kaybettiğine şahit oldular.
İnsanların birbirlerine, öldüresiye düşmanlık etmelerinin en başta gelen sebeplerinden biri de, hayatî ihtiyaçlarını temin edememe endişe veya korkusudur. Başka hiçbir çare yoksa buna belki, 'haklı olarak' denilebilir. Çünkü her canlının ölüme veya öldürülmeye karşı bir direnci vardır. Ama insanlık tarihine ve günümüz dünyasına baktığımızda, kültür, ırk, mezhep, toprak, su, para, mal, makam ve yönetme hırsı ile hatta dedikodu, fitne kıskançlık gibi sudan sebeplerle, cahil insanların bir başka insanı veya insanları amden/kasten öldürdüğünü; hiç düşünmeden, empati kurmadan, vicdanı sızlamadan, merhametsizce katlettiğini de ne yazık ki öğreniyor veya görebiliyoruz.
Her insanın bir dünyası, bir dünya algısı vardır; kişiliği, kabiliyetleri, kainata dair denge unsuru özelliği, ümitleri vardır. Suçsuz günahsız bir insanı kasten öldürmek bütün bunları da beraberinde yok etmek demektir. Ailesinin, sevenlerinin hayatını da karartmak demektir. Bir insanı diğer bir insana veya insanlara karşı kinlendirmek, onun beynine kin ve nefret tohumları ekmek, bu manada doğru veya yalan haberleri aklına sokarak kinini ve nefretini sürekli artırmak ve nihayetinde öldürmeye, kan dökmeye sevk etmek, azmettirmek; bunu tehditle yapmak veya yaptırmak da hemen hemen aynı mesabededir. Hatta sonuç alındığında adam öldürme ve cinayetlerin artması demek, onca değerlerin, dünyaların, ümitlerin ve kabiliyetlerin yok olması demektir. Böyle bir sonuç aynı geminin yolcuları olarak, uzun vadede hepimize zarar verecek, hasımlarımızı sevindirecektir.
Allah'ın (C.C.) insanlara bahşettiği en büyük hak, yaşama hakkıdır ve ondan hemen sonra da hürriyet hakkı gelir. İnsanlara ait ihtiyaçlar hiyerarşisinin temelinde yer alan bu iki yegane hak, yaratan Allah (C.C.) tarafından daha anne karnında 'can' olur olmaz insana verilen 'insanî' bir haktır. İnsanoğlu bu iki temel hakkı aklını kullanarak değerlendirir. İşte bunun içindir ki, suçsuz günahsız insanı veya insanları amden/kasten öldürmek, öldürmeye azmetmek veya azmettirmek en büyük 'kul hakkı yeme' günahını işlemek demektir. Hem de helalleşme imkan ve ümidini, daha baştan yok etmek demektir aynı zamanda; affı yoktur. Hürriyet hakkını engellemek, vermemek veya yok etmek de buna yakın mesabede büyük bir 'kul hakkı yeme' günahıdır; fakat bunda, helalleşme ümit ve imkanı olabilir veya vardır.
Allah'ın (C.C.), yaratılanların en üstünü olarak ve yaşasın diye yarattığı insanı veya insanları, haklı hiçbir sebep yokken öldürmeye veya öldürtmeye veya hürriyetini (dil, din, ırk, mezhep hürriyeti gibi) elinden almaya niyetlenmek, azmetmek; Yaratan Allah'a (C.C.) karşı gelmek, isyan etmek demektir. Bunun telafisi, bu niyet ve azimden vazgeçmekle, nadim/pişman olmakla, samimi bir şekilde tövbe etmekle, silahı bırakmakla mümkün olabilir.
Dünya, yeryüzü arazisi bütün insanlara, hepimize yetecek kadar büyük ve verimlidir; en az yüzde doksan dokuzu ıssızdır. Her coğrafyanın kendine has yeryüzü, yeraltı ve gökyüzünde sayısız nimetleri vardır.
İnsanoğlu çalışır ister, rızkı veren Allah'tır (C.C.).
Lütfen aklımızı başımıza alalım.
Zararın neresinden dönülürse, o kardır.
Gün, daha da sevgi ve saygıyla, birlik ve kucaklaşma günüdür.
Gün, kuvvet üretme ve artırma günüdür; ecdadımızın yaptığı gibi.
Gün, 'güzel ahlak'a ve birbirimize sahip çıkma günüdür.
Gün, aynı dinin mensuplarının kardeşlik günüdür.
Gün, hasımlarımızın ümitlerini yok etme, planlarını suya düşürme, onları üzme ve ürkütme günüdür.
Allah'ın (C.C.) emri ve Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in sünneti bu istikamettedir ve kan davası, ırkçılık yasaklanmıştır.
Tebessüm, sevgi, saygı, hoşgörü, çalışma, yardımlaşma, merhamet gibi güzel ahlak unsurları emrolunmuştur.
Bunun aksine kimler dedikodu yapıyor fitne çıkarıyorsa, sakın aldanmayalım, dikkat edelim, bunlar hain olabilirler.
Çözüm vetiresi/süreci; imanî, islamî ve insanî olmayan bütün mülahazaların terkedilmesiyle ancak, tarihî ve beşeri/sosyal bir kudret olacaktır.
Bizim, çocuklarımızın ve gençlerimizin istikbalini ancak böylelikle huzurlu ve zengin kılabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.