Gerçekten tarihi anlara şahitlik ediyoruz. Bir zamanlar bu coğrafyada Rusya’nın onayı olmadan kuş bile uçamazdı. Bugün ise Azerbaycan ve Ermenistan, kendi gelecekleri için, Moskova’nın gölgesi olmadan barış anlaşması imzalayabiliyor. Bu gelişmenin en dikkat çekici yanı, Zengezur Koridoru’nun ABD’nin hamiliğinde açılıyor olmasıdır.

Bu durum, Türkiye ve Azerbaycan açısından daha avantajlı bir pozisyondur. Çünkü burada her iki ülkeye de sorun çıkarma potansiyeline sahip asıl aktör Rusya’dır. Amerika’nın bu koridordan elde edeceği kazanımlar, Türk Dünyası’nın elde edeceği stratejik avantajlara kıyasla çok daha önemsizdir. Varsın sarı Trump, “Her şeyi ben yaptım” desin, uyduruk Nobel Barış Ödülü onun olsun. Bizim için asıl önemli olan, bu koridorun çatışmasız bir şekilde ve uzun süre açık kalmasıdır.

Koridor, Rus müdahalesi olmadan belirli bir süre işlerse artık kimse buraya kendi çıkarları için müdahale edemeyecektir. Son dönemde artan Azerbaycan-Rusya gerginliği düşünüldüğünde, ABD’nin 33 yıldır uyguladığı askeri ambargoyu kaldırması, Azerbaycan’ı diplomatik anlamda güçlendirmiştir. Diğer taraftan, Ermenistan Başbakanı Paşinyan da bu süreçle ülkesindeki siyasi konumunu pekiştirmiş, üç ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yönünde önemli bir zemin oluşmuştur. Rusya’nın Ermenistan üzerindeki etkisinin zayıflaması da bölge için bir başka kazanımdır.

Türk Dünyası’nın ve Kafkasların en büyük düşmanı, “yeni Çar” Putin’dir. Onun yayılmacı emellerinin önünü kesen her gelişme, bizleri memnun eder. Önceki yazılarımda da sürekli ifade ettiğim gibi, Rusya yakın coğrafyamızda en büyük tehditlerden biridir. Şimdi Ukrayna ile uğraştığı için bölgedeki planlarını şimdilik rafa kaldırmış görünüyor.

Türkiye’nin desteğiyle Ermenistan’ı geri adım attıran Azerbaycan, Amerika aracılığıyla Zengezur Geçidi’ni de devreye sokmuş oldu. Yine Türkiye’nin tam desteğiyle Ermenistan’ı barış masasına oturtan Azerbaycan, nihayet muradına ermiş, Zengezur geçidini de uluslararası iş birliğiyle devreye sokmuştur. Rusya’nın Ukrayna’yla meşgul olduğu bu dönemde, bölgedeki etkinliğinin azalması, hem Türkiye hem de Azerbaycan için büyük bir fırsat sunmuştur. Bu stratejik koridorun açılması, Türkiye’nin jeopolitik konumunu daha da güçlendirecek ve özellikle demiryolu ağlarının kesişim noktası olan Sivas gibi şehirlerimize de ekonomik ve ticari olarak yeni kapılar açacaktır.

Sivas için bu gelişme, sadece bir ulaşım hattının ötesinde, yeni bir ticaret, lojistik ve kalkınma fırsatıdır. Doğudan batıya uzanan bu hattın, Kafkasya’dan Orta Asya’ya, oradan da Çin’e kadar bağlanması, Sivas’ı modern İpek Yolu’nun önemli duraklarından biri haline getirebilir. Tarım, sanayi ve lojistik sektörlerinde yatırımları hızlandıracak bu süreç, istihdamdan ihracata kadar geniş bir yelpazede şehrimize katkı sağlayacaktır. Yeter ki biz seyirci kalmayıp, planlı ve kararlı adımlar atalım.

Bu tarihi anlar bize, bölgenin artık eski güç dengeleriyle değil, yeni ittifaklar ve iş birliği anlayışıyla şekillendiğini gösteriyor. Alınan kararlar, yalnızca başkentlerin değil, stratejik kavşak noktalarındaki şehirlerin de kaderini belirleyecek. Zengezur Koridoru, sadece bir yol değil, aynı zamanda yeni bir dönemin kapısı olacaktır inşallah. Hayırlı olsun temennilerimle…