Malum, yaz geldi. Herkesin dilinde aynı cümle: “Tatile ihtiyacım var.” Peki, tatil gerçekten bir ihtiyaç mı?

Tatil, bireylerin iş ve sosyal sorumluluklardan geçici süreliğine uzaklaşarak dinlenmeleri, yenilenmeleri ve enerji toplamaları için bir fırsattır. Bana göre evet, tatil bir lüks değil; her insanın ihtiyaç duyduğu bir moladır. Öğrenciden çalışana, ev hanımından siyasetçiye, esnaftan emekliye kadar herkesin buna ihtiyacı vardır.

Nasıl ki insanların yemeye, içmeye, uyumaya ihtiyacı varsa, bir o kadar da tatile ihtiyacı vardır. Özellikle zihinsel ve fiziksel sağlık açısından bakıldığında tatilin stresi azalttığı ve yaşam kalitesini artırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

Her aile ya da birey bütçesine göre bir tatil planı yapmalı ve bunu uygulamalıdır. Tatil deyince aklımıza illa lüks oteller, pahalı restoranlar, çok para harcamak gelmemeli. Tatil, bulunduğun ortamdan uzaklaşıp her gün yaptığın rutinlerden farklı, seni dinlendiren ve mutlu eden aktiviteleri yapmaktır. Sakinleşmek, rahatlamak, doğada olmak, eğlenmek ve yeniden enerji toplamak… İşte asıl anlamı bu.

Değişik bir köye gitmek, bir kaplıcada zaman geçirmek, huzurlu bir ortamda doğayla baş başa kalmak da tatildir. Önemli olan, içinde bulunduğun rutinden uzaklaşmak ve keyif aldığın bir şeyler yapabilmek.

Bir büyüğüm zamanında bana şöyle demişti: “Zamanın varsa ailenle bol bol tatile git. İnsan en çok ailesini tatilde tanır.” Gerçekten de öyle. Evde herkes bir köşede, ayrı odalarda, farklı uğraşlarda. Ama tatilde birlikte geçirilen zaman çok daha uzun ve anlamlı. Zaman çabuk geçiyor. Bir bakmışsın, herkes bir yere dağılmış. Geriye dönüp baktığında en güzel anıların, birlikte geçirilen tatil anıları oluyor.

Bu demek değil ki tek başına tatil yapılmaz. Bazen insanın yalnız kalmaya, kendini dinlemeye de ihtiyacı olabilir. Bu tamamen kişinin tercihidir. Tatil, dinlenmek, yenilenmek ve keşfetmek için güzel bir fırsattır.

Ancak artık çoğu kişi tatile bu gözle bakmıyor. Bugün tatile giden birçok kişi, sosyal medyada yediklerini, içtiklerini, giydiklerini saniye saniye paylaşıyor. Bu noktada aklıma şu soru geliyor: Gerçekten tatil yapmak için mi gittiler, yoksa gösteriş için mi?

Sosyal medyanın bu kadar etkili olmadığı dönemlerde insanlar tatile gider, döner, yaşadıkları yeri anlatır, olumlu-olumsuz yönlerini paylaşırdı. Ekonomik durumu elvermeyenlerin yanında ise fazla konuşulmazdı. Şimdi bakıyorum, tatil olduğundan daha abartılı yaşanıyor. Sanki sadece paylaşmak için tatile gidilmiş gibi. Hatta bazen o kadar ileri gidiliyor ki, bir masada yemek yenmeden önce “Dur, başlamadan fotoğraf çekeyim, sonra paylaşayım,” deniyor. Tatilin amacı artık dinlenmekten çok gösteriş olmuş.

Tatilimizi birilerine bir şeyler kanıtlamak için değil, kendimiz için yapalım. Dinlenmek, yenilenmek, sıkıntı ve stresten uzaklaşmak için. Çünkü tatil, bir nevi yeniden doğuştur.

Buradan selam olsun, tatilin kıymetini bilen, amacının farkında olan herkese…