Haydar Mermer
BİR HATIRADAN BUGÜNE..
Yıl 1991…
Doğru Yol Partisi ile SHP koalisyon hükümeti kurulmuş. İki parti, bürokrat atamalarında milletvekili sayıları oranında bir mutabakata varmış.
Valilikler, partilerin göstereceği isimler arasından belirlenecek.
O gün ben Ağrı SHP Gençlik Kolları Başkanıyım. İl Başkanımız İbrahim Bey, yönetim kurulu üyelerimiz ve yıllarını CHP–SHP mücadelesine vermiş,
12 Eylül öncesi bedel ödemiş, fötr şapkalı, kanaat önderi, Anadolu irfanının vücut bulmuş hâli, il başkan yardımcımız Kerim Yıldız Amca ile birlikte Sayın Erdal İnönü’ye gidiyoruz.
Ağrı kontenjanı SHP’ye düşmüş. Bölgeyi bilen, halkı tanıyan bir ismi vali olarak önermeyi planlıyoruz.
İçeri girdik.
Rahmetli İnönü bizi kapıda karşıladı; kibar, nazik, mütevazi…
Yanında danışmanı Şule Bucak. Oturduk, birer şeker ikram edildi. Çaylar söylendi.
Tam o anda Sayın İnönü Kerim Amca’ya döndü:
“Kerim Abi, partinin durumu nasıl Ağrı’da?” diye sordu.
Kerim Amca hiç düşünmeden cevap verdi:
“Sayın Başbakanım, ben sabahtan akşama kadar çamur çiğneyerek 100 oy topluyorum. Siz televizyona çıkıyorsunuz, 99’u gidiyor, biri kalıyor.”
Oda buz kesti.
İnönü kıpkırmızı…
Rahmetli İnönü gülümsedi ama sertleşti:
“Kerim Bey, madem ben bilmiyorum; buyurun gelin, buraya siz oturun, siz yönetin.”
Kerim Amca hiç geri adım atmadı:
“İsmet Paşa’nın mezarı üzerine yemin ediyorum, ben orada olsam daha iyi yönetirim.”
O anda Şule Bucak bize kapıyı gösterdi.
Talebimizi bile iletemeden dışarı çıktık.
BUNU NİYE ANLATTIM
Çünkü bugün de aynı hikâye başka aktörlerle yeniden yazılıyor.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız;
Sağlığını hiçe sayarak,
Ailesini hiçe sayarak,
Sabah akşam demeden bu ülke için, bu millet için mücadele ediyor.
Ülkemiz kalkınsın, partimiz bir oy fazla alsın diye uğraşıyor.
Ama Sayın Cumhurbaşkanımızın Yanına çöreklenmiş (İyileri tenzih ediyorum)
Devleti şirket,
Milleti müşteri,
Partiyi ganimet
Gören bir avuç şımarık,
Makamdan, paradan, ihaleden başka hiçbir şey görmeyen, gözleri hırsla kör olmuş,
Ahlaki çöküşün canlı örnekleri,
O emeği bir saniyede yerle bir ediyor…
(Savcı SAYAN’dan iktibas)
Savcı SAYAN doğruları eksik anlatmış. Sadece Reisin yanına çöreklenen bir avuçtan ibaret değil mesele. (Biz de iyileri tenzihen)
İl, İlçe, mahalle teşkilatları, İl Genel ve Belediye Meclis üyeliklerine varıncaya kadar, kifayetsizlik hakim…
Teşkilatlar, mahalle yanarken saç tarayanlarla dolu.
Ülke istim üstünde iken; çiçek böcek paylaşan dertsizlerle dolu.
Kurduğu en uzun cümle “Sen benim kim olduğunu biliyormusun”dan ibaret, cüretkar cahillerle dolu.
AK Parti davası bir deniz ise, ayağı ıslanmayanlardan, oturacak yer yok.
“Teşkilatları kapattığınız gün, oyunuz %5 artar” dedirten dertsizler yığın yığın.
“Kendisi kısa donla gezerken, partinin daha kuruluşunda, altına gövdesini koyan, şimdi yaşı Kemale yaklaşmışlara “Fosil” diyen, edepsizlerden geçilmiyor…
Yazdıkça, ne öfkemizin sonu geliyor ne de yazının…
Keselim vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.