Türkiye de bulunan Sovyet casusları boş durmadılar.
Türkiye'nin dış politikasını Almanlar tarafına çevirmek için,
24 Şubat 1942 tarihinde öğlene yakın bir saatte ,
Alman Büyük Elçisi Von Papen'e suikast düzenlendi.
Büyük elçi suikasttan yaralı olarak kurtardı.
Ankara, savaşan iki devletin arasında sıkışmıştı.
Tehlikenin farkında olan Hükümet hemen harekete geçti.
Meclisten 26 Şubat 1942 tarihinde Milli Korunma Mahkemeleri kurma yetkisini aldı.
Kurulacak olan bu mahkemeler özel yetkiye sahipti.
Diğer taraftan,
Köy okullarının yapımı hakkında sıkı çalışmalar başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında işbirliğini artırıldı.
Okullar hakkında kaymakamlara kurs verilmesi için çalışmalar başlatıldı.
İsmet İnönü köy okullarının yapımında ve Enstitülerin devamında son derece kararlıydı.
Zaman kısa yol uzundu.
Köy Enstitülerinde beslenme sorunu zor bela sürdürülüyordu.
Kısacası bu sorun doruğa tırmanmıştı.
Her öğrenciye günde 375 Gr. ekmek verilmesi için okula un veriliyor.
Ekmek okulda yapılıyordu.
Öğrenciler bununla doymadığı için öğrenciler arasında hoşnutsuzluk başlamıştı.
Yönetime karşı gün geçtikçe tepkiler arttı.
Bu durum idari rapora yazıldı.
Öğrenci tepkisini azaltmak için öğrenciye biraz fazla patates vermek zorunda kaldılar.
Piyasadan patates bulma zor günleri geldi.
Bu konu yalnızca Türkiye ye özgü değildi.
Bütün dünya milletleri kıtlık içindeydi..
Beslenmeden dolayı okuldan ayrılmak isteyen öğrenciler vardı.
Öğrenci okuldan ayrıldığı zaman baba ocağında daha çok aç kalacağının farkında bile değildi.
Yönetim tarafından bu konu öğrencilere anlatılsa dahi; o günün feodal aile kültüründen dolayı öğrencinin inanması imkansızdı.