28 Ocak 1920'de Osmanlı Mebuslar Meclisi İstanbul'da toplanmıştır. İngiliz Savaş gemilerinin namlularının çevrildiği bir ortamda milletimiz için tarihi kararlar alınmıştır. O günler Türk tarihinin en acılı günleridir. Balkan bozgununu yaşayan devletimiz yalnız toprak kaybetmekle kalmamış, beş yüz yıldan fazladır egemen olduğumuz topraklara, Anadolu'dan götürüp yerleştirdiğimiz milletimize dünyanın en acımasız soykırımı uygulanmıştır. 500 yıldır yaşadığı topraklarda evini barkını, tarlasını, servetini, anılarını bırakarak kafileler halinde Anadolu'ya göç eden Türklere yollarda acımasız saldırı, tecavüz, soykırım uygulanmıştır. Bu acı günlerin ardından 250 bin şehit verdiğimiz Çanakkale Savaşını yaşamış Türk Milleti. Üniversitelerinde, lise son sınıflarında öğrenci kalmamış Çanakkale'de şehit olmuşlardır.
Arkasından Yemen ve Hicaz, Kafkas cephesinde Sarıkamış facialarını yaşayan Türk Milleti acılarla, yokluklarla zor günler geçirdiği bir dönemde meclis üyeleri tüm dünyaya haykırırcasına haklı ve cesur kararlar almıştır. Kararlarda: Bin yıldan fazladır yaşadığımız, uğruna milyonlarca şehit verdiğimiz, kanlarıyla sulayıp vatan yaptığımız Musul-Kerkük, Batı Trakya devletimizin ayrılmaz topraklarımız, milli sınırların ne olduğu açıkça ifade edilmiş, vatanımızın sınırları çizilmiştir. Siyasi, askeri ve ekonomik, tam bağımsızlık açıkça vurgulanmıştır. İtilaf devletleri (İngiltere, Fransa, İtalya) bu kararları büyük şaşkınlık ve öfke ile karşılamışlardır. Böyle bir sonucu asla tahmin edemiyorlardı. Bu kararla; İstanbul Hükümeti istifa etmiş, Damat Ferit yeniden başbakanlığa getirilmiştir. İngilizler İstanbul'u işgal etmişlerdir. Meclis dağıtılmış, üyelerinin bir kısmı tutuklanıp sürgün edilmiş, bazı mebuslar Anadolu'ya geçerek Milli Mücadelenin kadroları içinde yerlerini almışlardır.
Musul-Kerkük, Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada işgal edilmemişti. Vatanımızın bir parçası olarak duruyordu. Halkının ekseriyeti Türk'tü. Mondros Mütarekesinden sonra bir oldubitti ile İngilizler vatanımızın bu güzide topraklarını işgal etmişlerdir. Milli Mücadeleden sonra imzalanan Lozan Barış Antlaşmasında da Musul-Kerkük çözümü zamana bırakılmıştır. Atatürk'ün Musul-Kerkük'ü almak için ordumuzu hazırlaması üzerine İngilizler Şeyh Sait isyanını çıkartarak buna engel oldular. MUSUL-KERKÜK VATANIMIZIN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR. YAPILAN ONCA BASKI, ZULÜM, SOYKIRIMA RAĞMEN HALA ORALARDAKİ TÜRK VARLIĞI AYNEN DEVAM ETMEKTEDİR. AMERİKAN'IN IRAK İŞGALİYLE PEŞMERGELER, KERKÜK'TE İLK OLARAK TAPU KADASTRO BİNALARINI YAĞMALAMIŞTIR. BUNLAR, UYKUDAN UYANMAMIZA VESİLE OLMALIDIR. Musul ve Kerkük Türk Milletinin kollarıdır. Vücudunun bir parçasıdır. Musul- Kerkük'te yapılanlar Türk Milletinin kollarının kesilmesi, küçültülmesidir.
MUSUL'A- KERKÜK'E SAHİP ÇIKMAZSAK, DİYARBAKIR'A, GAZİANTEP'E, ERZURUM'A DA SAHİP ÇIKAMAYIZ. EMPERYALİSTLERİN HEDEFİ ENERJİ KAYNAKLARI VE BÜYÜK İSRAİL PROJESİDİR. Türk'ün çekilmek zorunda bırakıldığı her yerde kan acı, gözyaşı, sömürü vardır. MUSUL-KERKÜK, BATI TRAKYA, HALEP, FİLİSTİN'DE KAN, ACI, ZULÜM, GÖZYAŞI HİÇ EKSİLMEMİŞTİR. 'DEMOKRASİ GÖTÜRÜYORUZ' DİYE İŞGAL EDİLEN IRAK'TA 1,5 MİLYON MÜSLÜMAN ŞEHİT EDİLMİŞTİR. BUGÜN FİLİSTİN, IRAK, SURİYE, YEMEN TÜRK'ÜN YÖNETİMİNE, TÜRK'ÜN ADALETİNE, TÜRK'ÜN HOŞGÖRÜSÜNE, TÜRK'ÜN ŞEFKATİNE, KORUNMASINA HASRETTİR. Türk Milleti tarihin hiçbir döneminde ırkçı olmamıştır. Eğer Türk Milleri ırkçı olsaydı; 1000 yıldır bağrında kardeşçe, huzurlu yaşayan Kürt, Ermeni olmazdı. 500 yıl bağrında kardeşçe, huzurlu yaşayan Yunan, Bulgar, Arnavut, Arap olmazdı.
Türk Milleti her zaman bağrını mazlum milletlere açmıştır. 500 yıl önce Endülüs'te haçlı katliamına uğrayan Yahudiler Türk'ün şefkatli bağrında yaşamışlardır. Başı sıkışan Abhazalar, Çerkezler, Peşmergeler, Süryaniler, Yezidiler, Ermeniler, Kürtler, Araplar şimdi beş milyon civarındaki Suriyeliler Türk Milletine sığınmışlardır. Türk'ün egemen olduğu yerde adalet, huzur, barış vardır. Haçlıların ve Siyonistlerin egemen olduğu her yerde adaletsizlik, zulüm, acı, gözyaşı, kan vardır. Batılıların zenginlik ve refahlarının temelinde İslam ülkelerinin sömürülmesi vardır. Daha dün Irak'ı, Afganistan'ı, Filistin'i, Lübnan'ı, Mali'yi bu yüzden işgal ettiler. Emperyalizim ve sömürü artarak devam etmektedir. Eski ABD Başkanı Clinton; ''Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir'' demiştir. Türk Milleti ayakları üzerine doğrularsa haçlılar ve Siyonistler sömürülerine devam edemeyeceklerdir. Haçlılar ve Siyonistler ASALA'yı kurdular. Tutmayınca PKK'ya çevirdiler. Herkesin bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır. İslamın bin yıldır bayraktarı olan, Allah'ın kılıcı olmuş Türk Milletinin hesabı henüz bitmemiştir. ''Plan yapıcıların en hayırlısı Allah'tır.'' ( Enfal 30)
Her milletin bir kızıl elması, bir ülküsü vardır. BİZİM KIZIL ELMAMIZ MİSAK-I MİLLİDİR. BÜYÜK ÜLKÜMÜZ TURAN BİRLİĞİDİR. AB KAPILARINDA BİZİ BEKLETENLER, BU ÜLKÜLERİMİZİ UNUTTURDULAR. MİSAK-I MİLLİ BİZİM ŞEREFİMİZDİR. HAKKIMIZDIR, MİLYONLARCA ŞEHİT KANLARIYLA BİN YILDIR O TOPRAKLAR VATANIMIZIN BİR PARÇASI OLMUŞTUR. ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ. Batı Trakya, 12 ada, Kıbrıs, Musul, Kerkük, Halep, Telafer, Tuzhurmatu, Emirli bin yıldır bizimdir, şehitlerimizin kanları tapusudur.
HAKAN ATİLLA ; ' SINIRLARINIZIN GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN SAVUNMAYLA KORUYAMAZSINIZ, TAARUZA GEÇİP BÜYÜMELİSİNİZ' DİYEREK ÇÖZÜMÜ GÖSTERMİŞTİR. 28 Ocak Misak-ı Milli andımız kutlu olsun