Millet olarak felaketleri önceden görebilme yeteneğimiz çok kısıtlı.
Bize en büyük ihaneti tarımı katledip, hayvancılığı bitirerek yaptılar.
Yakın zamana kadar %70 köylü - %30 şehirli iken; bu oran çok kısa bir sürede, %90-%10 olarak yer değiştirdi.
Köyünde kendi halinde geçinip giden milyonlarca insan, şehirlerde işsizler ordusuna katıldılar.
Birinci sınıf tarlalara tatil köyleri,
Narenciye bahçelerine yazlık siteler,
Kavun karpuz tarlalarında kooperatif evleri yaptık.
Tohum ıslahı diye yerli tohumu,
Hayvan ıslahı diye yerli hayvan ırkını yok ettik.
40-50 yılda tamamlanan bu kıyımı ve çok daha fazlasını, "Amerika'da yağmur yağmasa bizde kıtlık olacak zanneden" ve her telkini emir bilen "Manda kafalı” iktidarlar eliyle yaptık.
Toprak sadık yarimiz iken, hiç aç ve açık kalmadık.
Ama ne zaman ki yar üstüne yar sevdik, hem aç, hem de açıkta kaldık.
Dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken, sadece bakliyata gemiler dolusu döviz ödeyen bir ülkeyiz şimdi…
Tarlası olan, kimseye el açmaz.
Hayvanı olanın, dosta ihtiyacı olmazdı…
En büyük bu iki gücümüzü, kendi ellerimizle heder ve yok ettik.
Şimdi;
Buğday, kavun, yonca tarlasıyla, zeytinlik, meyvelik ve üzüm bağlarını… sökerek diktiğimiz apartmanların balkonlarından; Amerika’ya hamasetle parmak sallarken,
Dünyanın tahıl ambarı olan Amerika, bize kim bilir neresiyle gülüyordur…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.