Cübbeli, Gavs'tan nasıl imdat istenir onu anlatıyor: 'Mesela Efendi, bir zatı anlattı-anlattı-anlattı, Abdülhakim Afgani Hazretleri. Bu zat yüz sene evvel vefat etmiş, Şam'da vefat etmiş. Kenz isimli fıkıh kitabına iki ciltlik şerh yapmış, o kadar alim. Bu zat bir gün Afganistan'dan hicret etmiş, Şam'a gelmiş. Yolda gelirken bu zatın ne kadar takvalık yaptığını anlatıyor. İşte Allah dostlarının, Allah'tan korkmasını, Allahtan korktukları için her şeyin onlardan korktuğu, her şeyin onlara itaat ettiği gibi bir mesele.
Bu mesele 150 senelik bir şey. Yolda yaya geliyorlar. Afganistan'dan, Şam'a. Akşam karanlık basmış, yollarını kaybetmişler. Yolda kaybolunca kendine göre bir hesap yapmış, Bağdat ne tarafta diye Bağdat'a niye dönüyor Başına bir şey gelene, işi düşene ne diyor, Abdülkadir Geylani 'Yüzünü Bağdat tarafına dönsün, on bir adım atsın ve bir Fatiha on bir ihlas neyise okusun, ruhuma hediye etsin. 'Yetiş ya Abdülkadir Geylani desin.' Allah-Allah O' da ne tasarruf sahibi, ne etkili, ne yetkili bir şey yaa.
Hikayenin bundan sonrasını anlatmaya gerek yok. Muhakkak ki tasarruf sahibi, etkili ve yetkili Gavs'ı azam, A. K. Geylani, kendisinden ihlasla, Fatihayla yardım isteyen kişiyi asırlar öncesinde defnedildiği mezardan duymuş ve bir zahmet çıkıp, gelip o mütteki dervişe yol göstermiştir.
CÜBBEL AHMET VE SÜPER SALAVAT
Cübbeli anlatmaya devam ediyor: 'O, ne diyor Bu salavatı ömründe bir defa okuyan cehenneme girerse, Allah'ın huzurunda benden hesap sorsun. Kırk gün bu salavata devam edeni Allah bütün günahlardan tövbeye muvaffak eder. Bu salavat O'na öğretilmiştir. Mağrip taraflarından bir veli Fas'ta seyitlerden bir veli diyor ki, 'Allah tarafından bu salavat bir kağıtta yazılı olarak O' zata indirildi, kendi tertip etmedi. Semadan kudretle sahife olarak geldi bu salavat. Çok acayip şimdi. Bir defa okusa diyor, bir defa, bir tek defa olsa, O' diyor, Kur'an-ı kerimi altı defa hatmetmiş gibi olur diyor.
Abartmanın bu kadarına da pes doğrusu. Cübbeli Efendi senin bu hesaba göre, 'Ömründe bir kere bu salavatı okuyanı cehenneme korlarsa benden hesap sorun' dediğine göre ve her salavat altı hatim yerine geçiyorsa, ben acizane Kur2an-ı azimüşşanı bin altı defa hatmetmişimdir. Bak öbür tarafta bu hesap tutmazsa yakana yapışırım, bilmiş ol.
VELİLERİN BOYNUNA BASAN BÜYÜK VELİ
Cübbeli bu seferde büyük velileri anlatıyor: 'Muhammed'il Bedri, kim bu zat 'Benim bu ayağım' diyor. 'Doğuda ki, batıda ki bütün velilerin boynunun üzerindedir.' Bu sözün ilk sahibi kimdir, biliyor musunuz Ha. Abdülkadir Geylani, Maşallah size. 'Kademi haza ala rakabeti külli veliyullah.' (Cübbeli, söylediği sözün ne kadar büyük olduğunu göstermek için bir de Arapçasını söylüyor. Ben de siyah punto yaparak daha da büyütmeye çalıştım.)
'Benim bu ayaklarım bütün velilerin boynu üzerindedir.' Onu Bağdat'ta söyleyince Abdülkadir Geylani, Fas'dan tut, Mekke'den tut, Medine'den tut, Yemen'den tut, Mağrip'den çık bütün dünya da ki veliler ne yaptılar Boyunlarını eğdiler.'
(Cübbeli Efendinin bu anlattıkları da büyük bir keramet oluyor her halde. Boşuna çiğnetmedi ya o kadar velinin boynunu B.Ç.)
VESİLECİ CÜBBELİ
Cübbeli, aracıyı kabul etmeyen gerçek alimlere ateş püskürüyor: 'Böyle bir din olur mu Mezhebi devreden çıkart, Mürşidi devreden çıkart, alimi devreden çıkart, veliyi devreden çıkart. Araya vesile koymayın, diyor, aracıya lüzum yok diyor, Direk Allah'a irtibat kurun diyor. Direk Allah'a irtibat kurulur mu Buranın cereyanını direk Kofraya bağla, burayı patlat. Kardeşim arada dünyaca baraj var. Barajlardan bilmem ne var. Barajlardan buraya, buradan bilmem nereye, şuradan şuraya şu ışık gelene kadar, dünya kadar irtibat var.
Cenabı Allah (C.C.) buyuruyor ki: 'Ben size şah damarınızdan daha yakınım.' Cübbeli Efendi, O, kadar yakınımızda olan Rabbimiz ile aramıza illa bir aracı koymamızı istiyor. Hem de aracılık yapabilecek gücü olmayan ve kendilerine bile faydaları dokunmayan zavallılarla.
CÜBBELİYE GÖRE DOĞUM GÜNÜ
KUTLAMA REKORTMENİ HZ. PEYGAMBER
Böyle terbiyesiz bir nesil yetişiyor: Ama sizin gibi sevenlerde var, Elhamdü lillah, sevenler çok Elhamdü lillah. Mevlit gecesine değer verenler mutlaka rasulüllah nezdinde mükafat göreceklerdir. Bakın ne sözler var: Ebubekir Sıddık, buyuruyor: Hz. Ömer'den geliyor: Mevlide tazim eden İslam'ı diriltmiş olur. Mevlidin kıraati, okunması, meclisi Efendimizin teşrifi ile sohbetler, dersler, bunun için para harcayan, vakit harcayan, kuruş harcayan Bedir ve Huneyn gazasında bulunmuş gibidir. Dünyadan mutlaka imanla çıkacaktır. Cennete hesapsız girecektir. Cennette komşum olacak diyor, Ebubekir Efendimiz. Evet, Hasani Basri Hz. Leri, Uhut dağı kadar altınım olsa da, Mevlit okunsun, okutulsun o, kainat Efendisi ile sevinsin, sevinilsin diye harcansa diye temenni ediyorum' diyor.
Böyle kardeş, onun için her Hocanın sohbeti dinlenmez, her Hocanın fetvası ile amel edilmez. Saptırırla seni, helak ederler yavu. Adam Mevlit yok diyor. Efendim Peygamber Rebiul evvel ayında mı doğmuş, Cemaziyel ahırda mı doğmuş, on ikisinde mi doğmuş, Pazartesi mi doğmuş Hadis sahih diyorum. Kainatın Efendisi Pazartesi, Perşembe oruç tutuyordu. Sebebini sordular, ne buyurdu 'Ben Pazartesi doğdum, doğduğum güne şükür için oruç tutuyorum. O, gününü kendi kutluyor yavu. Ama ne ile oruçla.
Ya Rabbi, sen beni hangi şeyden yarattın, dedim: Dedi ki: Ya Muhammed, Kudretimle yarattığım, hikmetimle icat ettiğim, azametimle teşrifen izafe ettiğim ve nispet ettiğim güce nurumun beyazının safasına baktım, ondan bir parça çıkarttım, yani nurumdan bir cüz ayırdım, onu üçe böldüm. Seni ve Ehli beytini birinci parçadan yarattım. Ashabını ve Hanımlarını ikinci parçadan yarattım. Seni sevenleri ise üçüncü parçadan yarattım. Gördün mü nurdan geliyoruz. He sen Resulüllahı seviyorsan, nerelisin diye soranlara Arşın nurundanım de: Seviyorsan, oralıyım. Buralıyım deme. Arşın nurundanım de. Ama sevmiyorsan, nereliyim dersen de. (Cübbelinin, Peygamber Efendimizin sözü diye son anlattıklarının sadece Pazartesi ve Perşembe oruç tuttuğu doğru olabilir. Diğer hadis ve hadisi kutsi diye anlatılanların hepsinin uydurma olduğunu hadis dilinden anlayan herkes kabul eder. B.Ç.)