'Allah'a ve O'nun Resulüne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin! Sonra korku ve zaafa düşerseniz. Kuvvetiniz azalır, devletiniz yıkılır gider.' (Enfal 46)
'Müminler, ancak (muhakkak ki) kardeştirler. Artık kardeşlerinizin arasını düzeltiniz, ıslah ediniz ve Allah'tan korkunuz, ta ki size merhamet edilsin.' (Hucurat 10)
Cenab-ı HAK Kur' an-ı Kerim'de bize her zaman olduğu gibi neleri nasıl yapmamız gerektiğini en açık bir şekilde beyan ediyor. Yine bu bağlamda insanlığın Efendisi, Peygamberimiz (S.A.V) de;
'İman etmedikçe Cennete giremezsiniz! Birbirinizi sevmedikçe hakkıyla iman etmiş olamazsınız' buyuruyorlar.
Şimdi aklınıza şu soru gelebilir. Peki ya bize ne oluyor. Evet aslında biz bu kutlu emirleri anlamamak bu işaretlere ve ihtarlara dikkat etmemekle çok büyük bir yanlış içindeyiz. Bu eksikliğimizi telafi ettiğimizde her şeyin yoluna girdiğini göreceğiz. Ancak bu bir nefis problemidir. Yani nefis düşmanının bize yaptırdıklarıdır. Bunun için rabbimizden yardım talep ederiz. Nefsimizin bize yaptırdığı yanlışlıklar yetmiyormuş gibi bu arada iç ve dış düşmanlarda boş durmuyorlar. Alevî-Sünnî; Laik-Antilaik; İnanan-inanmayan gibi kamplara bölmeye çalıştılar. Bizi birbirimize düşürmeyi beceremeyince eli kanlı taşeron sayesinde şimdide Türklük- Kürtlük damarımızı kaşımaya çalışıyorlar. İşin en vahim tarafı ise bu içerdeki ve dışarıdaki düşmanlar, elbirliğiyle bizi bize kırdırmak kardeş kanını akıttırmak için gözü dönmüş zavallıları kullanıyorlar.
Bu zavallılar 30 yıldır akıttıkları kana doymadıkları gibi kendilerini kullananların işleri bitince bebek katilini teslim ettikleri gibi onları da arkalarından vurup yüzüstü orta yerde bırakacaklar. Geçenlerde internette harika bir karikatür gördüm. PKK'nın silah bırakmasıyla ilgili. PKK lı terörist elinde silah, silahı bırakmaya hazırlanıyor, sırtında 3-5 adam yüklenmiş her birinin üzerinde ABD,İngiltere, Almanya,Rusya gibi ülkelerin ismi yazılı ve hepsi birden sırtına çıktıkları PKK'lı teröriste söyle haykırıyorlar.''Kimin silahını kime sormadan bırakıyorsun,lan'' bence işin özeti bu olsa gerek.Milletin sabrı kalmamıştır. Her gün birkaç fidan kırılmakta, yürekleri dağlamaktadır.
Şimdi bize düşen, 'birliğimizin farkına varıp önemini idrak edip, itidali elden bırakmadan yeniden 'bir' tek gönül, bir tek yürek, bir tek yumruk haline gelmemizdir. Bu yolda her Türk ve Kürt kendisini görevli saymalıdır. Herkes kendi eksik ve noksanını hatırlayıp, onu tamamlamaya çalışmalı ve dedi-kodudan çekinmelidir. Nefretten, dedi-kodudan ve kötülükten payidar olmuş insan veya millet var mıdır
Yaşanılan acı olayların hele de şu provokatörlerin at koşturduğu seçim öncesi tekrar etmemesi en içten dileğimizdir. Rabbimizden niyazımız zavallılara da idrak, izan ve basiret vermesi, satıldıklarının birileri tarafından kullanıldıklarının bir an önce farkına varmalarıdır.
Şurası da unutulmamalıdır ki yarın bize öbür dünyada Türk veya Kürt olduğumuz değil, O'na nasıI kulluk yaptığımız sorulacaktır.
Allah'ın ve meleklerin laneti bu kandan beslenenlerin üzerine olsun!
Albayraklara sararak gönderdiklerimizin de mekanı cennet olsun!
İçinde bulunduğumuz üç aylar hepimizin uyanmasına alem-i İslam'ın kan ve göz yaşının dinmesine vesile olsun, inşallah.