''Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.'' (Kevser Suresi / 2 ) Ayet-i kerimesi hükmünce çok şükür bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Güzel ve teslimiyet içeren bir ameli işlemenin mutluluğu asla tarif edilemez.
Her şeyi değişen ülkemizin, bir türlü değişmeyen Kurban Bayramlarının yine renkli geçen sahnelerine bir bakalım. Hiç ders almadığımız bu sahneleri izlerken sanki ilk defa Kurban Bayramı yaşıyormuşuz gibi geliyor bana.
Kurbanını kaçıranlar, sokaklarda, caddelerde danasını, koçunu yakalamaya çalışanlar, saatlerce süren, yabancı filmleri aratmayan kovalamacalar, belediye ekipleri tarafından bayıltıcı iğne atılarak yakalanan hayvanlar, elini kolunu yaralayan, orasını burasını kıran acemi kasaplar, hastanelerin acil bölümünden manzaralar… Her kurban bayramında bu operasyonları, kurban sahipleriyle koşarak çekip akşam bizlere izleten , internette, sosyal medyada anbean yayınlayan haberciler...
Daha ilginci de oldu. Kayseri, Melikgazi Belediyesi ''Alo, kurbanım kaçtı.'' telefon hattı tahsis etmiş. Arıyorsun, 'Kurbanım kaçtı' diyorsun, belediye kurbanını yakalayıp sana teslim ediyor. Bu da harika bir hizmet tabi.
Hiç ara vermeden devam edelim. Her sene hocalarımıza sorulan sorular var bir de : '''Horozdan kurban olur mu Kurbanın parasını hayır kurumuna bağışlayabilir miyim Ölmüş kişini adına kurban kesebilir miyim '' Diyanet her s ene fetvayı verir 'olmaz' der, kurban edilecek hayvanları tarif eder, kurbanı diriler keser.'' Der ama yine de o sorular hep sorulur. Diyanet aynı açıklamayı yapmaktan, halk aynı soruları sormaktan hiç bıkmaz.
Dahası da var. Bursa'da, Kurban Bayramı'nda kesmek için 6 ay önce aldığı ve Murat adını verdiği koçunu sıcakkanlı olması sebebiyle kesmekten vazgeçen; bayram namazı sonrası ilk önce koçuyla bayramlaşıp, daha sonra koçuna papyon takıp, bayram ziyaretine çıkaran Tevfik amca… Merak etmeyin kıyamadığı Murat isimli koçunun yerine başka bir koyunu kurban etmiş. Ne diyelim, bize ancak tek başına yaşayan 73 yaşındaki yaşlı amcanın, sevimli koçuyla kurduğu duygusal bağa saygı duymak düşer.
Her sene dini bayramlarda verilen izinleri fırsat bilip tatil merkezlerine kaçanları, sosyal medyada boy boy fotoğraflarını yayınlayanları, oradan bayram tebriği yazanları atlamak istemiyorum. Bayramlar tatil zamanı değildir. Bayramlar bir yerlerde eli öpülecek, hatırı sorulacak, yarası sarılacak birilerinin bizi beklediği günlerdir. Geleneklerimizi,inançalarımzı çocuklarımıza aktarabileceğimiz en güzel vesilelerdir. Aynı zamanda eş-dost, aile- akraba, çoluk- çocuk , konu- komşu ve tanıdıklarla daha çok yakınlaşmanın, bayram sevincini hep beraber paylaşmanın, birliğin, dirliğin olduğu günlerdir.
Kapıya gelen çocuklar için ucuz bayram şekeri alanları, bayram mesajları sayesinde daha çok kazanan GSM şirketlerini de hatırlatalım.
Ve her Kurban Bayramında olduğu gibi, hayvan severliliği depreşenleri, 'Kurban katliamdır' pankartı asanları, 'hayvan katliamına son' yürüyüşü yaparak tepki gösterenleri, kurbanı ibadetini bir vahşet olayı olarak görerek hayvan şefkatiyle dolu olanları anlatmazsak olmaz. O güne kadar sanki otla beslenmiş gibi davranmaları gerçekten çok komik ve anlaşılır gibi değil. Keşke bu insanlarımızı ülkemizdeki -özellikle hamburger, fast-food tarzı üretim yapan - yabancı firmaların mezbahaları önünde de eylemde görebilseydik. Bu seneki bayramın baş aktörü ünlü(!) sanatçılarımızdan biriydi. Attığı skandal tweetle herkesi şaşırtmayı başardı. İslam'a ve Müslümanlara hakaret olduğunu söyleyen binlerce insanın da eleştirilerine maruz kaldı. Kendisi hakkında bir avukat geçtiğimiz günlerde suç duyurusunda bulunmuş, başkaları tarafından da kendisine hakaret davaları açılmış. Eğer maddi tazminat kazanılırsa o parayla kurban kesilip halka dağıtılacakmış. Ünlümüz de 'her şey üstüme üstüme geliyor.' diyerek yurtdışına gitmiş. Mümkünse orada biraz et yemesini şiddetle tavsiye ederim zira protein akla çok faydalıdır.
Madem bayramlık ağzımızı açtık söyleyelim o zaman, şimdi bu ünlümüz kullandığı deri montları, deri cüzdanları, çantaları, ceylan derisi ayakkabıları, pahalı kürkleri acaba hayvanın üzerinden kendi rızasıyla mı almıştır
Hiç kimse, aydın bilinen bir sanatçı bile olsa, milyonlarca Müslümanın dini vecibeleri ve gelenekleri üzerine bu kadar rahat ve özgürce konuşma hakkına ve aynı zamanda bu ibadeti yerine getirenleri bir örgütün mensuplarına benzetme haddine sahip olamaz, olmamalıdır da. Bu ibadeti beğenmeyebilir, yapmayabilir de. Buna saygı duyulur. Düşmanca ifadelerde bulunarak, bir ibadeti katliamla eş değer görmek, ' eşyayı bile incitmeyiniz ' diyen bir dini anlayamamış olmak, kurbanın Allah' a teslimiyet olduğunu, bu ibadetin yoksulun halinden anlama ve toplumsal yardımlaşma, paylaşma yönünü görememiş olmak, kendisi adına cidden çok büyük bir kayıptır.
Daha çok şeyler yazmak isterdim ama artık kendime zül sayıyorum. Geçelim ve bitirelim artık, Allah'a yakın her günün adıdır bayram, bayram o bayram ola…