'Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da. Ve o aslan, o ormandaki en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini, eğer koşamazsa aç kalacağını bilir. Ve aynı ormanda her sabah bir ceylan uyanır. Ve o ceylan, o ormandaki en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, eğer koşamazsa ona yem olacağını bilir.' Siz de, mademki bu dünyada yaşıyorsunuz, ister aslan olun ister ceylan, gün doğduğunda koşuyor olmanız gerekir.
Son yıllarda Türkiye için, artık kimse 'geri kalmış ülke', 'az gelişmiş ülke' gibi tabirleri kullanmıyor. Halbuki bir zamanlar bu tür yorum ve değerlendirmeler; bütün sol, sosyal demokrat, milliyetçi veya islamî kesimlerin dilinde idi. Son günlerde dünyada, Türkiye'ye duyulan saygı artıyor. Türkiye, dünyanın hemen her ülkesiyle ticaret yapıyor, uluslar arası ilişkilerde, her geçen gün sözü dinlenen bir güç haline geliyor. Artık Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Orta Asya'da, Ortadoğu'da ve İslam ülkelerinde herkes, her konuda Türkiye'nin tavrını ve duruşunu merak ediyor. Çünkü Türkiye, yavaş yavaş dünya problemlerini çözmeye çalışan bir ülke… Bugün yüzümüzü sadece ABD'ye değil ya da sadece AB'ye değil, hatta sadece İslam ülkelerine değil bütün dünyaya çevirmiş durumdayız. Ama biz içerde bunun farkında değiliz. Bizler, iç meselelere odaklandık ve kendi gölgesiyle kavga eden yorgun insanlar gibiyiz. İç siyasete o kadar odaklanıyoruz ki, önümüzdeki on günü bile hesap edemiyoruz. Bu ülkede demokratikleşmenin önemini anlamayanlar, cuntalarla bile yönetilmeye razı. İç siyasetin anlamsız çekişmeleri uğruna, bu ülkede, Türkiye'nin vizyonunu küçültecek her yolu kabul edenler var. Hep böyle mi kalacağız İçimize kapanıp, dünyadaki özgürlüklerden kopup, kendimize yakışan vizyonu terk edip iç siyasetin kısır kavgalarında didişip durmak mı kaderimiz olacak
Türkiye'de, aba altından sopa gösteren bir kesim var. Onlara göre Türkiye, ABD'nin veya İsrail'in bölgesel politikaları bakımından en iyi yerdir. Öyleyse, Türkiye'yi ABD'ye mahkum bırakmak, mecbur etmek... Türk basınının yüzde yetmişine sahip olan bu kesimler, benzetmek gibi olmasın, ABD'nin ve Musevi şahin gruplarının lobi şirketi gibi çalışıyorlar. İşleri güçleri, memleket için değil de, bu malum güçlerin politikaları doğrultusunda insanımızı ikna etmek... Türk kamuoyunu ipotek altında tutmak... Yeri gelince en aşırı demokrat bunlardır. Birileri Türkiye'yi federatif bölgelere ayırmaya kalkışsa karşı durmazlar. Yeri gelince de zararlı unsurları tahrik etmekten geri kalmazlar. Daha doğrusu hep böyle tehlikeli oynamayı severler. Siz şimdi diyeceksiniz ki 'buna sebep ne ' Sebep şu ki, o an için Türkiye'de hangi hükümet varsa ona, kendi istekleri doğrultusunda ve de menfaatleri doğrultusunda sahibi oldukları statükoyu kabul ettirmek...
Bütün bunlara rağmen yine de Türkiye olarak, üstümüze kurulmuş, her türlü art niyet ve hesapları boşa çıkararak bulunduğumuz coğrafyaların kazandırdığı tecrübeyle de komşu ülkelere 'Ağabey' olabilmek tek hedefimiz olmalıdır.
Sevgi ve saygılarımla....