
Şadiye Öztürk
KARAR VERMEKTE ACELE Mİ EDİYORUZ?
Bir olay ya da kişi hakkında karar vermeden önce biraz beklemek, sabretmek, düşünmek ve araştırmak gerekmez mi?
Bazen birini “iyi insandır, hak yemez, adaletlidir” diye tanımlarız. Ya da tam tersi, hiç tanımadan olumsuz yargılarda bulunuruz. Oysa insanlar zamanla değişebilir. Makam, mevki, hatta maddi durum bile kişiliği etkileyebiliyor. Ne güzel demişler: “Rabbim veriyor, deniyor; alıyor, yine deniyor.”
İki yıl önce bir seçim yaşadık. Başkan, milletvekili, meclis üyesi, muhtar… Hepimiz oyumuzu kullanıp bizi yönetecek, temsil edecek kişileri seçtik. Daha sonuçlar yeni açıklanmışken hemen yorumlar başladı: “Bu çok dürüst”, “Bu çalışkan”, “Bu adaletli” ya da tam tersi.
Bir örnek vereyim: Seçimden sonra bir başkan hakkında “Ne kadar dürüst adam, makam arabasını kabul etmemiş” denilmişti. Aradan iki yıl bile geçmedi, bir gazetede aynı kişi için “Mevcut aracı beğenmemiş, şu kadar paraya yenisini aldırmış” şeklinde bir haber okudum. Aynı kişi…
Şimdi hangisi doğru? İlk duyduğumuz mu, son okuduğumuz mu? Belki de ikisi de tam doğru değil. Ama biz toplum olarak ne çabuk karar verdik bu kişinin “dürüstlüğüne” ya da “değiştiğine”?
Sanırım bizler insanlar hakkında hüküm vermekte biraz aceleciyiz. Hele de kamu görevlileri ve idareciler söz konusuysa…
Bir yönetici şehir dışından geldiğinde, daha göreve başlamadan “Bu çok iyi çalışır” ya da “Bunu neden buraya gönderdiler ki?” diyebiliyoruz. Oysa bekleyip görmek, gözlemlemek, sonra değerlendirmek çok daha sağlıklı olmaz mı?
Birine “iyi” diyoruz. Peki neden?
“Sana ne yaptı ki?” diye sorduğumda çoğu zaman şu cevabı alıyorum: “Selam verir, hal hatır sorar, kandil ve bayram mesajı atar.”
Kötü dediğimizde ise sebep şu: “Bir mesaj atmaz, bir bayram kutlamaz.”
Yani çoğu zaman değerlendirme kriterimiz, kişisel ilgilenilme düzeyi. Oysa özellikle idareciler ve seçilmişler için bu yeterli bir ölçü olabilir mi?
Bir yöneticiye “iyi” demeden önce şuna bakmalıyız:
Şehrine, ülkesine, insanlara nasıl bir fayda sağlamış?
Hizmet etmiş mi, adil davranmış mı, topluma ne katmış?
Selam vermesi, mesaj atması elbette güzel ama öncelik bu olmamalı. Çünkü onların asıl görevi “hizmet etmek”.
Belki de artık biraz yavaşlamalıyız karar verirken.
İnsanları tanımadan, olayların iç yüzünü bilmeden hüküm vermemeliyiz.
Bekleyelim, gözlemleyelim, sonra değerlendirelim.
Ülkemize, şehrimize, insanımıza — ve en önemlisi kendimize — faydalı olma dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.