Sevtap Haspolat
HÜZÜN İLE SEVİNÇ ARASINDAKİ ÇIKARIMLARIM
Yılın son ayı olduğuna mı üzüleyim yoksa kış mevsimin ilk ayı olduğuna mı sevineyim.
Aralık ayına girmiş bulunuyoruz. İlk haftaya başlarken mevsimin bereketinin toprakla buluşmasını dört gözle bekliyorum. Karların lapa lapa gökyüzünden inişini izlemek çok keyif veriyor bana. Beyaz kar tanelerinin güzelliği adeta büyülüyor insanı. Birde hemen erimese, kalıcı olarak biraz dursa, üzerine bassak, koşsak, ayaklarımızla çiğnesek, kartopu yaparak birbirimize atsak, kızaklarımızla yokuş aşağıya kayıversek, üşüsek ve hemencecik eve koşarak içimizi ısıtacak bir şeyler içsek ne kadar güzel olur.
Tabii kar yağınca doğal olarak herkes nasibine ne düşese onu alır. Toprak içine çeker ve ferahlar. Çocuklar neşelenir. Tabiat kar örtüsü ile kendini korumaya alır. Yaratıcının tüm canlılar için koyduğu kurallar çerçevesince yeni bir mevsim için bütün canlılar üç aylık zaman dilimde hazırlanır. Bunlar mevsim döngüsü içinde sevinmemiz gereken şeyler.
Her mevsimin getirdiği yaşam ritüellerini herkes kendi imkânları doğrultusunda bulunduğu coğrafyada yaşar durur. Bu yaşanmışlıklardan da iyi veya kötü anılar biriktirerek mevsimleri zihnimizde kodlayarak yaşam hikayemizde yer veririz. Çocuklarımıza, arkadaşlarımıza, çevremize anlatırız. Konuşmalarımızda malzeme olarak kullanırız. Ben de 2025 yılının sona ermesinin duygusallığı içinde biraz hüzünlenirken kış mevsimine dair anılar biriktirmek ve mevsiminin ritüellerini yerine getirmek için hazırlıklara başladım bile. Bu yüzden bir an önce kar yağması ile ilgili temenni ve özlem içeren cümleler kurarak yazıma başladım. Umarım yazım yayımlandığı gün penceremin önünde oturmuş, bir fincan çayımı yudumlarken, kedim Pera ile birlikte kar yağışının keyfini çıkarıyor olurum.
Tabii kış mevsimi ile ilgili sevincimi ifade ederken bir yılın daha sona eriyor olması konusuna bir türlü giremedim. Tam on bir ay geçmiş. Bu süre içinde neler oldu, kimler geldi, kimler gitti. Geriye dönüp baktığımızda on bir ay boyunca yaşananları, toplumsal olayları, siyasi gelişmeleri teker teker ele alarak bir analiz yapsak, üst perdeden cümleler kursak, taraf olsak veya eleştiri oklarımızı bizim gibi düşünmeyenlere fırlatsak çok keyifli olurdu. Ama gerek yok bence. Herkes kendi penceresinden bakarak, projektörünü geniş tutarak, objektif bir şekilde görmek için baksa, akıl süzgecinden geçirse olup bitenleri, o zaman birbirimizi daha iyi anlayacağımızı düşünüyorum. Sorun olarak gördüğümüz birçok meselenin ne kadar basit olduğunu, bir kaşık suda fırtına koparmak için neleri feda ettiğimizi, gönülleri boş yere yaraladığımızı daha iyi kavrayacağız.
Bizi sarmalayacak ve yakınlaştıracak o kadar çok şeyimiz varken, birbirimizden uzaklaşmak için kullandığımız cümlelerin ve bakışların, bir dış göz tarafından kamera ile kayıt altına alınıp sonra da bize izletildiğinde ne kadar basit olduğumuzu görmek için kırıp dökmek mi gerekiyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Çatışmak için, ayrışmak için gösterdiğimiz çabanın bizi biz olmaktan çıkardığına şahit olurken utanıyorum. Oysa yeryüzü çok geniş. Bura da hepimizin yaşaması için yer ve zaman var. Yıllar var, mevsimler var, mekanlar var.
Hızlı bir şekilde akıp giderken yıllar, yılların içinde ki mevsimler, mevsimleri oluşturan aylar hepimize bir şeyler söylüyor aslında. Yaşamın sonsuz olmadığı, ama yaşamın sonsuzluğa açılan bir kapı, sonsuzluğa ulaştıracak olan tek kaynak olduğu mesajını veriyor.
Yılın sonunda ben de kendi üzerime düşen nasibi almak için bir değerlendirme yapmak istiyorum. Kendim için hazırladığım yapılacak ve yapılmayacaklar listemi yeniden güncelliyorum. Daha minimal bir hayat tarzına hazırlanıyorum. Tabi çok zor olacak bazı alışkanlıklardan vazgeçmek. Görünür olmaktan ziyade etkili bir görünürlüğü tercih etmek hanımlar için erkeklere nazaran daha az uygulanabilir olduğu için bu biraz beni zorlayacak.
Yılın bitişi ile başlayan hüznümü kışın gelişi ile canlandırmak için kendi kendime bazı çıkarımlar yapmak istedim. Bu şekilde içsel bir motivasyonumu gerçekleştirmek için bu yazıyı da siz değerli okurlarımla paylaşarak kayıt altına almak istedim. Kayıt altına almak sözün unutulabilirliğinin üzerimizdeki negatif etkisini ortaya koyması açısından çok önemli. Bu vesile ile sizleri hem şahit hem de yol arkadaşı yapmanın sorumluluğunu da paylaşmış oluyorum.
Keyfini çıkartın yaşamın, mevsimlerin. Sevdiklerinizden asla vazgeçmeyin. Hayat her şeye rağmen çok güzel.
Selam ve saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.