Sevtap Haspolat

Sevtap Haspolat

İHMALKARLIK ve ÖTELEMEK

İnsan hayatı çok ilginç. Hep uç noktalarda yaşıyoruz. Bir türlü orta yolu bulamıyoruz. Ya abartıyoruz ya da yok sayıyoruz. Zamanında yapmak isteyip te yapamadığımız veya da yapmadığımız yüzlerce düşünce ile dolu bir geçmişimiz var. Keşke dediğimiz yüzlerce davranış var. Keşke yapmasaydım veya da keşke yapsaydım dediğimiz onlarca olay var. Ama zamanı geri döndürmemiz mümkün değil.

Keşkelerimiz bir heves ve hayal olarak hayatımızda öylece kalmaya devam ediyor. Dün yapmadıklarımız veya yaptıklarımız bugün bir özlem veya pişmanlık olarak karşımıza çıkıyorsa bugün ki yaptıklarımız veya yapmadıklarımız da yarın yine bir özleme veya pişmanlığa dönüşebilir. Dolayısıyla geçmişimiz bizimle birlikte kişisel hikayemizdeki yerini pozitif veya negatif anlamda almaya ve kendimizi konumlandırmaya devam ediyor.

Bugüne baktığımızda aynı şeyleri yaşıyoruz. Dün yaşadıklarımızdan dersler çıkarmazsak bugün yaşayacaklarımız yine aynı olacaktır. Yarın için bugünümüz yine ah vahlarla veya takdir, tebrik ve başarılarla anılacaktır. Bu bizim elimizde olan bir şey aslında. Sonuçta bizi değersiz kılan şey ihmal ettiklerimiz değerli kılan ise ihmal etmeyerek, azimle çalışarak, ötelemeyerek yaptıklarımız ve başardıklarımız olacaktır.

Dün yolda bir arkadaşımla karşılaştığımda bana “nasılsın, her şey yolunda mı?” diye sordu. Ben de alışkanlık gereği, “iyiyim. Her şey yolunda” dedim. Oysa iyi değildim o an. Aşırı derece de başım ağrıyordu. Her şey de yolunda gitmiyordu. Çünkü planladıklarımı, yapmak istediklerimi tam manasıyla gerçekleştiremiyordum. Dolayısıyla her şey yolunda gitmiyordu. Ama o an sorulan soruya verdiğim cevap bir ezber cümlesinden ibaretti. Sonra kendi kendime sordum. Neden iyi olmadığımı söylemedim o arkadaşıma. Birde iyi olmamamın sebebi neydi. Gerçekten de neden her şey yolunda gitmiyordu. Bu sorular kafamda dolaşırken soruların cevabını bulmak için kendime bir zaman tanıdım. En kısa sürede cevapları bulmak için kendi kendime beyin fırtınası yapmaya karar verdim. Aradan geçen birkaç gün sonra soruların cevabı olarak bu yazımda da belirtmeye çalıştığım ihmalkarlığın ve ötelemenin beni iyi yapmadığına ve her şeyin yolunda gitmemesinin yüzde seksen kaynağının bu olduğuna karar verdim.

Sonra neyi ihmal ediyoruz, neleri öteliyoruz diye düşündüm. Bu iki kavram üzerinde biraz kafa yorup, çevremle de bu konuda konuşmaya, fikir teatisinde bulunduğumda başladığımda aslında bunun toplumsal bir sorun olduğunu gözlemledim. Hepimizin bir birey olarak veya kadın, erkek, eş, anne, baba, yönetici, çalışan olarak birçok şeyi ihmal ettiğimizi ve işlerimizi sürekli ötelediğimizi fark ettim.

Bu fark ediş neticesinde ihmal ettiklerimin listesini çıkarttım. Kimi veya neyi veya neleri ihmal etmişim. Neyi ve neleri ötelemişim. Nihayetinde liste bir hayli uzun olunca açık söylemek gerekirse biraz korktum. Ama bu korku cesaretimi kıramadı. Artık bir yerden başlamalıyım diyerek listemi öncelik sırasına göre yeniden düzenledim. Şimdi hareket ve eylem zamanı diyerek, yeni yılı da bir fırsat bilerek bir hedef belirledim. Şimdiye kadar ihmal ettiğim başta kendim olmak üzere belirlediğim önceliklerime göre bir eylem planı hazırladım. İlk önce yapacağım şey ise koyduğum bu hedefi uygulamayı ötelemeyerek, bir an önce adım atarak başlamak olacaktı.

Daha minimal ve daha sade bir yaşamın başlangıcında 2026 yılına dolu dolu girmenin heyecanı içindeyim. Okumanın, yazmanın, düşünmenin, araştırmanın, sohbetin ve muhabbetin bol olacağı bir yılı adeta iple çekiyorum. İhmal ettiğim okumalarımı çoğaltarak, sevdiklerime daha fazla zaman ayırarak, nitelikli dostlukları çoğaltarak, sosyal ve toplumsal olaylara daha geniş açıdan bakarak, siyaseti entelektüel anlamda takip ederek, doğru bildiğim şeyleri dürüst gördüğüm insanlarla paylaşarak, yol arkadaşlarımla yolculuğumu her zaman yaptığım gibi çıkarsız ve menfaatsiz bir şekilde sürdürerek yoluma devam etmek istiyorum. Tüm bunları ihmal etmeden ve ertelemeden yapmak üzere kendimle yeni bir sözleşme yapıyorum.

Lütfen sizlerde ihmal etmeyin ve ertelemeyin. Hayat hem çok kısa hem de çok uzun. İçini iyi doldurduğunuz takdirde hayat çok güzel. Dolu dolu bir hayatı yaşamaktan pişman olmayacaksınız.

Selam ve saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevtap Haspolat Arşivi

HÜZÜN İLE SEVİNÇ ARASINDAKİ ÇIKARIMLARIM

03 Aralık 2025 Çarşamba 09:43

ARINMAK

27 Kasım 2025 Perşembe 12:03

NE KADAR GÖRÜYORUZ?

14 Kasım 2025 Cuma 11:00

SOSYAL MESAFE

05 Kasım 2025 Çarşamba 13:39

TARAF OLMAK…

29 Ekim 2025 Çarşamba 13:59

KAÇMALIYIZ BENCE

21 Ekim 2025 Salı 10:15

BİZİ GERGİN KILAN CÜMLELER

29 Eylül 2025 Pazartesi 12:06

İNSANLAR ÇILDIRMIŞ OLMALI

24 Eylül 2025 Çarşamba 10:19