Sevtap Haspolat

Sevtap Haspolat

KAÇMALIYIZ BENCE

Kaçmak kelimesi bir şeyden uzaklaşmak, mesafeli durmak, koşmak anlamlarında günlük hayatta sık kullandığımız kelimelerden bir tanesidir. Genelde negatif anlamda kullanılsa da bu kelime, aslında benim çok ta önemsediğim bir düşünceyi yansıtması açısından ayrı bir yerinin olduğunu belirtmek istiyorum.

Doğal olarak hepimizin kaçtığını söylesem nasıl bir tepki verirsiniz. Neden kaçalım ki diyebilirsiniz. İtiraz da edebilirsiniz. Ne alaka da diyebilirsiniz. Ama biraz düşündüğünüzde bana hak vereceksiniz.

Evet kaçıyoruz. Yani koşuyoruz. Uzaklaşıyoruz bir şeylerden. Aramıza mesafeler koyuyoruz. İnsanlarla, eşyalarla, hayvanlarla, rüzgarla, güneşle. Yani hayatın olağan doğası içinde yaşamımızın bir parçası olan şeylere karşı yeri gelince korunmak için sınırlar çiziyoruz. Birinden diğerine doğru yol alırken kaçmak kolayımıza geliyor. Belki de en doğru yol bu diyoruz.

Peki insan neden kaçar? Kim den kaçar? İnsanın yaşam rutinini bozan şeyler bireyin oradan ayrılması için bir neden olabilir mi? Kişiyi huzursuz eden bir varlıktan kaçınmak, insanın oradan uzaklaşmasının sebebi olabilir mi?

İnsan kimi zaman kendinden kaçar, kimi zaman sevmediğinden veya sevilmediğinden kaçar. Kimi zaman kavuşmak için, yeniliğe ihtiyacı olduğu için kaçar.

Yağmurdan kaçarken doluya yakalanma hali ise bir başka kaçış hikayesidir. Aslında kaçmak bir hikâye başlatmak demektir. Hep filmlerde görürüz kaçış hikayelerini. Bir mola yerinde yaşlı bir amca genç delikanlıya sorar. Senin hikayen nedir genç adam diye. Tabi sorulan ilk önce soruyu anlamaz. Anlamakta zorluk çeker. Kendisinin bir hikâye başlattığının farkında değildir çünkü. Kendi hikayesini yazdığını ve bu hikâyenin baş kahramanının kendisi olduğunu bilmeyecek kadar acemidir kaçan delikanlı. Kızgınlıkla ve kırgınlıkla veya bir ümit ve heyecanla başlattığı yolculuğunun kendisini nerelere götürdüğünün bilincinde olmamak onu cesaretli kılmaktadır. Kendisine soru soran, belki de birkaç cümle ile nasihat eden yaşlı adamın sözünün, bir ilham kaynağı olacağını yıllar sonra anımsayacaktır. Yaşlı adamı sonradan tebessümle anacak ve iyi ki onunla karşılaşmışım sözünü hikayesinin ilk cümlesi olarak yazacaktır. Veya da anlatacaktır.

Hepimiz bir şeylerden kaçıyoruz zihin dünyamızda. Duygularımız sürekli değişkenlik gösteriyor olaylar karşısında. Kalbimizi heyecanlandıran bakışlardan uzaklaşıyoruz her geçen gün. Çocuklarımız, sevdiklerimiz gözlerini bizden kaçırıyorlar. Daha cesurca söyleyemiyoruz sevdiğimizi sevdiklerimize. Sevgi cümlelerinin arası açılıyor. Sıradan uğraşlar arasında unutuluyor nezaketli davranışlar. Araya suni birtakım konular giriyor. Basit şeyler üzerinden birbirimizi itham ederek bahaneler üretiyoruz uzaklaşmak için. İşin üzücü tarafı ise giderek bu duruma alışıyor olmamız. Normal bir akış gibi görmemiz.

Kaçmalı mıyız sorunu soran genç kıza cevap vermek için acele etmiyorum. Biraz düşündükten sonra başımı kaldırıp, evet kaçmalıyız kızım diyorum. Bir yetişkin hanım olarak kaçmanın iyi bir şey olacağını söylüyorum. Otobüs geldiğinde ikimiz birlikte acele ile biniyoruz otobüsü kaçırmamak için. İroni yapıyorum ve gülümseyerek.

Aslında sevdiklerimizle birlikte şehrin gürültüsünden uzaklaşmak için bir nedenimiz olmalı. Adına ise kaçmak demeliyiz. Aydınlanmak için, arınmak için araya mesafeler koymalıyız. Ağaçlarla çevrili yemyeşil vadilere giderek derin derin nefes almalıyız. Bizi biz olmaktan çıkaran, insanlığımızı elimizden alan bencil ve kavgacı düşünceden alabildiğince uzaklaşmalıyız. Çirkinliklerden güzelliklere, kötülüklerden iyiliklere koşmak için ayaklarımızı alıştırmalıyız. Sözlerimiz ve eylemlerimizle bir bütünlük içinde yapmalıyız.

Kaçmalıyız bence merhamet ikliminin şefkat dolu kucağına. Bir anne sıcaklığına, bir baba yüreğinin cesaretine.

Kaçmak güzel bir şey kaçmasını bilenlere.

Selam ve saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevtap Haspolat Arşivi

BİZİ GERGİN KILAN CÜMLELER

29 Eylül 2025 Pazartesi 12:06

İNSANLAR ÇILDIRMIŞ OLMALI

24 Eylül 2025 Çarşamba 10:19

VARLIĞIMIZ KİME BAĞLI

09 Eylül 2025 Salı 10:18

MEKAN VE İNSAN

01 Eylül 2025 Pazartesi 13:11

EĞİTİM TELAŞIMIZIN TATLI YANSIMALARI

25 Ağustos 2025 Pazartesi 14:48