
Şadiye Öztürk
EYLÜL’DE MEMLEKETİM...
Her mevsimin kendine has bir güzelliği vardır. Sonbaharın ilk ayı olan eylül ise bizim şehrimizde bambaşka bir anlam taşır. Her şehirde farklıdır belki ama bizde daha bir özel, daha bir ayrıcalıklıdır.
Eylülün ilk haftası memleketimiz adeta bir şenlik havasına bürünür. Misafirlerimiz çok olur, uçaklara ek seferler konur. Hem giden çoktur hem de gelen… Atatürk’ün 108 gün boyunca Sivas’ta kalarak Cumhuriyet’in temellerini attığı ve 4 Eylül 1919’da tarihi kongreyi yaptığı bu topraklarda eylülün yeri bir başkadır. O yüzden bu ayın ilk haftası şehrimizde pek çok etkinlik, program düzenlenir. İstasyon Caddesi’nde yürümek kalabalıktan imkânsız hale gelir. Bir yandan yazın son günlerini yaşar, bir yandan da eğleniriz. Hava serinlese de sokaklar sanki hiç boşalmaz.
Ama bana sorarsanız eylül, aynı zamanda hüzün ayıdır. Sanki ayrılıklar hep bu ayda yaşanır. İlk haftanın ardından şehir yavaş yavaş tenhalaşır. Gurbetçiler gider, köylerden gelenler büyük şehirlere döner. Düğünler, nişanlar, korna sesleri, müzikler susar. Yerini, yeni okuluna başlayacak çocukların telaşlı adımları ve cıvıl cıvıl sesleri alır.
Mahalledeyseniz sabahları seyyar satıcıların megafonla zor anlaşılan “yaprak, soğan, tuz var” sesleriyle uyanırsınız. Bir de kış hazırlıkları vardır elbette. Emektar kadınlar konserve yapar, sebzeler meyveler dondurucuya doldurulur. Artık yaz-kış fark etmeksizin istediğimiz ürüne ulaşabiliyoruz ama yine de içimiz bu hazırlıkları yapmadan rahat etmez.
Üniversite öğrencileriyle şehre yeni bir hareket gelir. Heyecanlı aileleriyle birlikte şehrimizi keşfeder, tarihi meydanımızda Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminden izler taşıyan eserleri hayranlıkla seyrederler. Çifte Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Kongre Müzesi… Hepsi ayrı bir değer, ayrı bir güzelliktir.
Memleketim her haliyle güzeldir. Yaşaması kolay; gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzellik taşır. Yazı başka güzel, kışı bambaşka… İnsanı yardımsever, merttir. Çok göç almadığı için yüzler hep tanıdık gelir. Dışarıdan geleni hemen fark edersiniz. Şehir aynı zamanda güvenlidir; gece geç saatlerde korkusuzca yalnız yürüyebilirsiniz. Sadece biraz üşürsünüz, çünkü geceleri serin olur bizim buralar. İşte o zaman yün yorganlar birer birer çıkar ortaya. Temizlikler biter, halılar yıkanır; sanki “Kışa artık hazırız, gelebilirsin.” dermişçesine beklenir.
Kısacası, âşıklar ve şairler diyarı; Cumhuriyet’in temelinin atıldığı, buram buram tarih kokan şehrimiz, eylül ayını dolu dolu, güzel ve bir o kadar da özel yaşar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.