Sevtap Haspolat

Sevtap Haspolat

İNSANLAR ÇILDIRMIŞ OLMALI

Oysa yaşanılacak ne kadar güzel anlar, saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar var. Yaşamı kendimize zehir etmenin ötesinde başkaları içinde çekilmez ve yaşanılmaz kılmak için yaptıklarımız bizi insanlıktan her geçen gün çıkarmaktadır.
Evimizde, işyerimizde, sokağımızda etrafımızdaki canlılarla doğru düzgün iletişim kurmakta zorlanıyoruz. Trafikteki bir kornaya, yanlış sollamaya, sinyal vermemeye ne kadarda çok takılıyoruz. Tabi bunlar çok önemli kurallar olmakla beraber bir takıntıya dönüşebilecek konular olmamamlıdır. Bu takıntılar bizi, bir cana şiddet uygulamaya, sopalarla kavga etmeye, kesici aletlerle, tabanca veya tüfeklerle yaralamaya hatta öldürmeye kadar götürmemelidir. Sonradan duyulan pişmanlıklar, mala gelen zararlar, oluşan geçici ve kalıcı sakatlıklar ve en kötüsü ölümler bir daha geri getirilemeyecek sorunlara sebep oluyor. Yok olan mallar ve canlar, kırılan kalpler, dağılan yuvalar, babasız veya annesiz kalan çocuklar toplumun bağrına bir hançer gibi saplanıyor.
Yolda yürürken, bana niye yan baktın, önüne baksana kardeşim bahaneleri ile normal yaşamı kaosa sokan zihniyetin altında yaratan psikolojik nedenleri anlamaya çalışıyorum.
İnsanlar çıldırmış olmalı.
Neden bir kişi başka birinin hayatına hiçbir sebep yokken müdahale eder. Neden trafikteki yaya veya sürücü araçların doğal akışını bozmak için saldırganlaşır. Neden bir canlıya zarar vermek ister. Neden kaldırımda duran bir çöp kurusuna tekme atar. Neden bir kediye ve köpeğe sopayla vurur. Neden okulda sırada otururken bir arkadaşının saçını çeker veya zarar verir. Neden bir masumun ekmeğini ve emeğini çalmaya kalkar.
İnsanlar çıldırmış olmalı.
Normal insanların davranışlarının ötesinde yaşanılan anormallikleri görünce hayretler içinde kalıyorum. Televizyonda haber saati artık çekilmez olmaya başladı. On haberden en az altı tanesi şiddet ve aldatma üzerine kurgulanmışken normal bir haber duymak anormal hale gelmeye başladı. Tahammül etmekte zorlandığımız görüntüler, sözler ve davranışlar giderek normalleşmeye başladı. Paradoksal bir durumla karşı karşıya kalmışken normal olmanın ne demek olduğunu kestiremiyorum artık. Televizyon kumandasını kontrol edemeyen bizler daha da tehlikeli bir kontrolsüzlük altında kendi irademizi, ruhumuzu, aklımızı, bilmediğimiz, tanımadığımız bir organizasyona teslim ettiğimizin farkında bile değiliz.
İnsanlar çıldırmış olmalı.
Dijital dünyanın bir parçası olan telefonlar ve tabletleri en mahrem alanlarımıza kendi ellerimizle soktuğumuz günden itibaren özel hayatımız bizim olmaktan çıktı bile. Hayatımız 7/24 açık bir şekilde sanal alemin tehditleri altında devam ediyor. Savunmasız bir hava sahasının içinde 360 derece dönüp durmaktayız. Koruma kalkanlarımız birer birer yok oluyor. Kendi ellerimizle kendi geleceğimizin yok oluşunu hazırlıyoruz.
İnsanlar çıldırmış olmalı.
Küresel bir sarmalın içinde bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Aile hayatımız, iş hayatımız, sosyal hayatımız bir kuşatma altında ilerliyor. Alışılagelmiş çaresizlik sendromu yaşıyoruz. Bir sıkışmışlık sonrası bir toplumsal patlamanın olmasından korkuyorum. Gerçek ve sanal alemin görüntüleri karşısında kendi irademizi kullanamayışımız bizleri çıldırtıyor. Sabah evden sağ salim çıktığımızda akşam eve sağ salim dönmek için ne kadar ve neye dikkat edeceğimizi artık kestiremiyoruz.
Evet, gördüklerimiz karşısında insanlar çıldırmış olmalı diye düşünürken tüm bu çılgınlıklara karşı bunun da bir çaresi olmalı diye düşünüyorum.
Bu kadar sorun, sıkıntı, ikilem ve çaresizlik içinde, gökyüzünün berraklığına, rüzgârın esintisine, yağmurların arınmışlığına bırakmak istiyorum kendimi.
Her şeye rağmen yaşanılacak ne kadar güzel anlar, saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar var diye düşünmek, inanmak ve yaşamak istiyorum.
Selam ve saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevtap Haspolat Arşivi

BİZİ GERGİN KILAN CÜMLELER

29 Eylül 2025 Pazartesi 12:06

VARLIĞIMIZ KİME BAĞLI

09 Eylül 2025 Salı 10:18

MEKAN VE İNSAN

01 Eylül 2025 Pazartesi 13:11

EĞİTİM TELAŞIMIZIN TATLI YANSIMALARI

25 Ağustos 2025 Pazartesi 14:48