
Şadiye Öztürk
KALABALIK ŞEHİR
Bugünlerde dışarı çıkıyorsanız şehrimizin ne kadar kalabalık olduğunu siz de fark etmişsinizdir. Üstelik bu kalabalık, geç saatlere kadar devam ediyor. Çoğumuz sıcak havaların etkisiyle –malum, Sivas bir kış memleketi olduğundan klimaya pek alışık değiliz– çareyi kendimizi dışarı atmakta buluyoruz.
Bir de buna şehir dışından ve yurt dışından tatile gelen vatandaşlarımız eklenince, ortaya oldukça yoğun bir tablo çıkıyor. Gelen misafirlerimiz memleketlerinde tatillerini doyasıya yaşamak, eğlenmek istiyorlar. Bu durumdan en çok esnaf memnun. Satışlardan, kalabalık kafelerden, hatta seyyar satıcıların bile kazancından söz ediliyor. Şehirde adeta bir canlılık, bir hareketlilik hâkim. Her yer cıvıl cıvıl. Yerel ekonomiye de bu durumun mutlaka büyük katkısı oluyordur. Bu açıdan bakıldığında, şanslı şehirlerden biriyiz diyebiliriz.
Hayatın her alanında olduğu gibi, bu durumun da elbette olumsuz yönleri var. Meydanlarda sonuna kadar açılmış müzikler, arabaların korna sesleri, mahallelerdeki davul zurna sesleri, kafelerdeki canlı müzikler, halaylar, oyunlar, düğün alayları derken şehirde ciddi bir gürültü kirliliği oluşmuş durumda.
Bu yoğunluk doğal olarak trafiğe de yansıyor. Şehir içinde arabayla ulaşım bir hayli zorlaştı. Park yerlerinden ise hiç bahsetmek istemiyorum. Bir yere aracınızı park edebilmek için epey bir çaba harcamanız gerekiyor. Yakın mesafede oturanların park yeri aramaktansa yürümeyi tercih etmesi, hem daha pratik hem de oldukça olumlu bir davranış.
Eğlenmeyi ve gezmeyi seven bir toplum olarak, yaşadığımız her duyguyu doruklarda yaşadığımız gibi bu yoğunluğu da en üst seviyede hissediyoruz. Şehirde adeta bir karmaşa, bir başıboşluk var. Gürültü israfı diyebileceğimiz bu durum sadece hafta sonlarıyla sınırlı değil; hafta içi günlerinde de benzer bir manzara karşımıza çıkıyor. Üstelik sokaklar ve mahalleler de aynı durumda. Oysa ne denizimiz var ne de burası bir tatil beldesi… Buna rağmen şehrimizde böylesine bir yoğunluk yaşanıyor.
Evlerde gürültüden dolayı camlar açılamaz hale gelmiş durumda. Hele ki evde hastanız ya da sınavlara hazırlanan bir öğrenciniz varsa… Çocuklu aileleri düşünemiyorum bile; o çocuklar bu ortamda nasıl uyutuluyor? Sabah erken saatte kalkmak zorunda olan insanlara Allah sabır versin.
Memleketimizde yaz kısa. Havalarda soğumaya başladığında ve dışardan gelen vatandaşlarımız dönüş yaptığında, her şey eski haline dönecek. Bu yüzden yerli halk rahatsız olsa da ya sesini çıkarmıyor ya da sesi duyulmuyor.
Bu noktada tatil için gelen vatandaşlarımızın, şehrimizde yaşayan insanlara karşı daha duyarlı ve düşünceli davranmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü buradaki insanlar tatilde değil ve normal hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Ne kadar özgür bir ülkede yaşıyor olsak da bu özgürlük, başkalarının haklarının önüne geçmemeli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.