TAVIR VE DAVRANIŞLARINIZ SİZİN KİŞİLİĞİNİZİ ORTAYA KOYAR

8 yıl önce

İnsanların çevresine karşı yapmış olduğu davranışlar, hal ve hareketler; O, şahıs hakkında değerlendirmeler yapılmasına neden olur. Bir insan hakkında hüküm verilirken; öncelikle; O, kişinin tavır ve davranışlarına bakılarak, değerlendirme yapılır. İyi, kötü olan hal ve hareketleri, bu kapsam içerisinde ele alınır. Zaten, kişinin üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda;  yapılan değerlendirme, O insana ait olmayan bir değerlendirme ise;   O zaman iftira olur. O, şahsı yaralar. Söyleyen kişi de; iftiracı durumuna düşer. Bu açıdan baktığımız zaman; İnsanları birbirine bağlayan en önemli bağ; iyi, güzel davranışlardır. Bu davranışların kuvvetlendirdiği, ilişkiler; insanlar arasında güçlü dostlukların oluşmasını sağlar. O nedenle güçlü dostluklar, her zaman özenilen, gıpta edilen, imrenilerek bakılan dostluklar olmuştur. Bunun tam tersi olarak; Bazı insanlar, bazı insanları değerlendirirken belirli bir miktar tanıdıktan sonra; eğer aradığını bulamaz ise; ben bunu adam sanırdım, adamı çok  tanıyamamışım, diyerek yanıldığını ifade eder. Neden böyle değerlendirmeler yapılır, biliyor musunuz? Herhangi bir insan, bir başka insanı tanımadığı, onun hal ve hareketleri ile, karşılaşmadığı için; beraber seyahat etmediği için, alış veriş yapmadığı için, şahsi ilişkileri olmadığı için; başkalarının değerlendirmelerine göre; tanımaktadır. Bu da eksik bir tanımlama olmaktadır.  Başkalarının değerlendirmelerine göre, yapılan değerlendirmeler;  O, değerlendirmeyi yapan insanları bağlar. Halbuki, o kişi, hakkında doğru bir değerlendirme yapılması için;  biraz önce bahsettiğim ilişkilerin kurulması gerekir. Yahut değerlendirme yapacağınız kişi ile; ortak mekanları belirli bir sürede olsa;  kullandıktan sonra, birliktelikleri yaşadıktan sonra; değerlendirmeniz gerekir. İşte ondan sonra yapılan değerlendirmeler sağlıklı ve düzenli olabilir. Tam olmasa bile; gerçeğe yakın değerlendirmeler olarak kabul edilebilir. Ancak, bu değerlendirme bile; bazen gerçeği yansıtmayabilir. Çünkü, insanoğlu gerçekten, daha çok tanınması gereken, bilinmesi gereken sayısız özellikler taşımaktadır. Bizler ise; bize yansıyan hal ve hareketleri ile değerlendirmelerde bulunmaktayız.  O, nedenle; bazen uzun yıllar evli olan insanlar, bazen birbirlerini yeteri kadar tanıyamadıklarından, şikayetçi olurlar Bir başka yanlış ta; insanların, Bir başka insanı kendisinden başkasına, tanıtırken;   O, insanın parasına, makamına, gücüne, ondan elde edebileceğine inandığı menfaatine göre; değerlendirme yapmasından kaynaklanmaktadır. Kendisi adamı yakından tanırken; bir takım eksikliklerini ve yanlışlarını bilse de; başkalarına çeşitli nedenlerden dolayı söylemez. İşte, asıl yanlış buradan kaynaklanmaktadır. Size o insan hakkında bilgi verecek olan insan;  O, insanın hatasını ve yanlışını bildiği halde size söylemez, kendisi yalan söyler. Böylece, o insan hakkında sizi yanıltmış olur. Adam eğer hırsız ise; onun hırsızlığını saklayarak bir nevi suçu gizler. Riyakarlık eder. Toplum içerisinde bu tür davranışların normal bir davranış gibi algılanmasını sağlar. Sonunda karşısındaki insanlara farkında olmadan, koruduğu insanı yanlış olarak tanıtır. Sahtekarlık, yalakalık yapar. Toplum insanının, arkadaşlık ilişkilerinin; çürük bir şekilde yapılanmasına; yardımcı, olmuş olur.   Bütün bu örneklerden sonra şöyle bir sonuç çıkarabiliriz. İnsanlar hakkında genel hüküm vereceksek;  toplumdaki davranışlarına geniş bir bakış açısı ile bakarak; değerlendirme yapmak gerekir. Örnekleri her alanda almak lazımdır. Doğruluk, dürüstlük alanı farklı bir alan; insanın insanları  mevki, makam, para ve şöhretine göre değerlendirmesi farklı bir alandır. Kendisinden alt tabakadaki insanlara yapmış olduğu davranışlar ayrı bir alandır. Bilgi ve becerisi ayrı bir alandır.  İşte, insanları değerlendirirken her alanda değerlendirmek için; olaya bütün olarak bakmak gerekir. Diğer insanlar açısından en önemli olması gerekeni ise; insanın göründüğü ile değil, yaşadığı ve söylediği ile yapılan değerlendirmelerdir. İşte, bu konuda yanılan bazı insanımız; insanları makamına, şöhretine, parasına, mevkiine göre bakarak, değerlendirdikleri için; çoğu zaman yanılmaktadırlar. İnsan davranışları; bütün insanlara aynı olmalıdır. Dürüst insan, her alanda dürüst olmalıdır. Doğru insan, her alanda doğru olmalıdır. Güvenilir insan, her alanda güvenilir olmalıdır. Davranışlarımızın özü; kişilerden, kişilere göre, değişmemelidir. İnsanı sadece insan olduğu için; sevmeliyiz, saymalıyız, değer vermeliyiz. Yoksa; toplum tavır ve davranışlarını belirleyen sınırlar yok edilirse; O, toplumda rahat, huzur, kalmaz. İnsanlar birbirlerine güvenmezler. Her şeye şüphe ile, bakarlar. İnsanın, başka bir insana nasıl davrandığına bakmak için; O, insanın  mevkine, makamına, rütbesine, parasına, şöhretine  göre, nasıl davrandığına değil; Tüm insanlara nasıl davrandığına bakmak gerekir.  Acaba, aynı insan; yukarıda sıraladığımız özellikleri olmayan insanlara; nasıl davranmaktadır. Ölçü budur. O, zaman O, insan hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapmış oluruz. Unutmayalım, tüm yükselen toplumlar; insani değerleri ne kadar uygulayabiliyorlar ise; o dercede yukarılara yükselmektedirler.  Her alanda Ahlaklı, dürüst, samimi, düzgün, doğru, güvenilir, insanlar; ancak, örnek alınır. Toplumlar, böyle insanların omuzunda, yükselir. Gerisi boş lafdır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI