AYETEL KÜRSİ´NİN DUASI

7 yıl önce

Bugün kendi başımdan geçmiş bir olayı öyküleştirerek sizinle paylaşmak istiyorum, yalanım varsa kalemin sahibi beni silsin. Değerli yorumlarınızı da siz benimle paylaşırsanız ziyadesiyle memnun olurum.Züleyha hanım başını pencerenin kenarına yasladı, içine çöreklenen hüznün sebebini bir türlü çözemiyordu. Aklında koşturan tilkileri oda sayamıyor, o tilkilerinde birbirlerine taktığı çelmelerden kafası harman yerine dönüyordu. Gözleri uzaklara dalıp gitti,acaba o uzaklarda huzur ülkesi denen bir yer var mıydı, dünya taşınması çok zor bir kamburdu zira... Yorulduğunu hissediyor, en çok da anlaşılamamak onu yıpratıyordu, ince eleyip sık dokuyan  insan zaten süzülüyordu ince ince düşünmekten. İnsanlar birinin söylediklerini, kendi bildikleri kadar anladıkları, öyle olunca da yanlış anladıkları için çevresine ördüğü duvarlar mı onu sıkmıştı yoksa gözünün içine bakarken bile yalan söyleyen sahte dostlardan mı bıkmıştı bilemiyordu. Herkes noktaydı ama kimse bu devirde durması gerektiği yeri bilmiyordu. Yalnızlık güzel şeydi, mesafeler iyiydi, iyi ayarlanabilirlerse. Huzur herkesin aradığı yok satan listesinde ki  ilaç gibiydi, bu dünya ise huzurun olmadığı tek yerdi. Kime dokunsan kırık testi, kendilerinde ki bütün benler kendilerinin gurbetiydi sanki... Her neyse deyip, başını yasladığı yerden çekti. Kendini yarım bıraktığı araştırma yazısının içine attı. Çok ilginç şeyler çıkıyordu karşısına okudukça, Kur-an´ı Kerim´ in, haftaların, arşın,her bir gezegen ve yıldızların taşıyıcıları olduğundan bahsediliyor, ayetlerin ve Allah´ ın isimlerinin okundukları zaman, dalga boyutunda insanın metafizik boyutuna etkilerinden söz ediliyordu.Neden sonra havanın karardığını fark etti, kalktı,  hayat kimseyi beklemiyordu, o asi padişahtı, ferman onundu ya sen onun dediği gibi yaşayacaktın, ya o yoluna sensiz devam edecekti. Yaşamak için sorumlulukların yerine getirilmesi gerekiyordu, helede yaşamı size bağımlı insanlar varsa... Annelik kadar zor, zor olduğu kadar da tatlı bir sanat yoktur  zira insan şekillendirmek demiri ateşte dövmekten daha zordur. Rutin işlerini yapıp, Rab´bine olan görevlerinide bitirdikten sonra, Ayetel kürsi´nin gizlediklerini okumaya devam etti. Ayet acaba insanı nasıl korurdu, canlı değildi ki, kafasında bin bir soruyla Ayetel kürsi´ yi okuyup uyumaya çalıştı ama sanki gün ondan elini eteğini çekmek istemiyor, gözleri Ay´la inatlaşıyordu.Neden sonra dalar gibi oldu, uykuyla uyanıklık arasında başucunda birinin devamlı dua ettiğini duyuyor gözlerini açamasada bu nurani yüzden hiç korkmuyordu. Dua hep aynıydı:Allah bu aileyi ve bu ayetle korunma talep eden bu kulu korusun...Uykusundan tarifi imkansız bir huzurla  uyanan Züleyha hanım  yaşadığına şasırsada Mevlasına kendine sorularının cevabını verdiği için şükretti. İlerleyen günlerde  gerçekten çok yıpratıcı ve bir o kadar da içinden çıkılması zor olaylar geçirmelerine rağmen sanki görünmez eller  onları ailecek alıp zarar görmeden düzlüğe çıkarıyordu, selamım ve kulluğum alemlerin Rabbine aittir, Rabbim benimle olduktan sonra dünya ve içindekiler teferruattır.Bu yazım mucizelere inanmam diyenlere ve içinde diniyle ilgili şüphesi olanlara gitsin. İyi dileklerle zevkli okumalar...

YAZARIN DİĞER YAZILARI