MİLLİ ŞUUR

7 yıl önce

MAARRİFİN MİLLİLEŞMESİ YOLUNDA, BİR DAVA OLARAK EĞİTİM BATICI EĞİTİM SİSTEMİ VE MEDENİYET ANLAYIŞIMIZDA EĞİTİM(1) Müslüman olarak hayatımızı hakîkât tasavvuru zemininde inşa noktasında bir şuur taşıyorsak, eğitim anlayışımızın da bu gayeye matuf olması gerekir. Dolayısıyla eğitimimizin amacı nedir? Daha doğru bir şekilde ifade edersek, madem yaratılış gayemize uygun yaşamamız gerekir o halde eğitim sistemimizin amacı ne olmalıdır? Sorusu daha bir anlam kazanmaktadır. Batılı eğitim ve ondan mülhem batıcı eğitim sistemi bireyi esas alır; ve insanın hayatının tamamını dünyevi  zevk ve hazları çerçevesine hapseder. Çünkü insanın mutluluğunun bu şekilde sağlanacağını varsayar maverayı yok sayarak! Peki  ahiret alemini yok sayarak insanın ontolojisine, varoluş gerekçesine, programına aykırı bu anlayışla onun mutluluğunu sağlamak mümkün müdür? Bu anlayıştaki bir talim terbiyenin insanın ruh ve beden bütünlüğü ile İslam medeniyetinin çağa sunacağı imkân ve fırsatları tehdit ettiği, bizim medeniyet değerlerimizle uyuşmadığı ve hiçbir şekilde de uyuşmayacağı aşikârdır. ''İnsanlık aleminin ve Müslümanların bilmesi gereken gerçek bilginin birinci kaynağı Kur'an-ı Kerim  ve peygamber efendimiz (s.a.v.)'in sahih hadisleridir. İkinci kaynağı kâinat kitabıdır. İnsan bu iki kaynağı doğru okursa hakikate ulaşır. Bu kaynaklara göre ilk insan H.Z. Ademdir.'' Batıcı materyalist eğitimden beslenen ders kitaplarımızda da yer alan H.Z. Adem birilerinin iddia ettiği gibi ilk ilkel insan değildir. H.Z. Adem medenidir, âlimdir, irfan sahibidir ve Müslüman'dır. Yaşadığı dönemin şartlarına göre Dünyayı imar eden, ve Kâbe'yi bina edendir. Okuryazardır, kitap sahibidir. Batıcı eğitim sisteminin hedefi iyi bir yurttaş yetiştirmektir. Darwinist  batıcı materyalist felsefenin ve bu felsefi anlayışın ürünü olan eğitim sistemi İlâhi ahlak anlayışını yok saymakta karşılıklı rıza ve başkalarının özgürlük alanı diye ihdas ettiği sınırlara müdahale edilmediği sürece insanın fıtri özelliklerini ıskalayarak her şeyi  mübâh görmektedir. Bir kere insan sadece cesetten teşekkül etmiş bir varlık değildir. O, rûhi ihtiyaçları muvacehesince de mutmain olmak, sonsuzluk duygusunu tatmak ister; lakin ''materyalizm tüm gerçekliğin maddeden oluştuğu inancıdır. varlıkların varlığında etkin olan kuvvet  maddedir, der. Bu anlayış kâinatın Allah tarafından yaratıldığını kabullenmez,  görüleni görür; görülmeyeni yok sayar. Vahyin ve vahye dayanan dinin, Allah'ın var olmadığını savunur. Bunlar ahirete inanmadıklarından hayatı sadece dünya için yaşarlar.'' Bundan dolayıdır ki batıcı eğitim sistemini halas olarak görmek,  birtakım kişi, kurum ve kavramların arkasına sığınarak çağdaş medeniyet seviyesi ön kabulü ile hareket ederek batıcı eğitim sistemini hedeflemek gaflet değilse ihanettir ya da Allah muhafaza dalalettir. ''Türkiye Tanzimat'tan intikal eden hastalıklı bir anlayış sebebiyle talim ve terbiyede tercihini batıcı eğitimden yana kullanmıştır. Bu tercih haliyle Türkiye'yi milletin ruh kökü İslam'ı ve bilgisini eğitimin dışında tutmaya itmiştir.'' Yakın zamana kadar, hatta aykırı seslere rağmen ve resmi bir kisveye, devlet  siyasasına dönüşmediği için  şimdi de Türkiye talim terbiye işlerinde AB kıstaslarını referans kabul ettiğinden  mesele daha da içinden çıkılmaz hale gelmiştir.        

YAZARIN DİĞER YAZILARI