SİVAS SELÇUKLU ŞEHRİ AMA?

7 yıl önce

Sivas bir Selçuklu şehridir. Bundan kimsenin şüphesi yok. Ancak artık Selçuklu şehrinde değiliz. Ama bu mirasın öneminin farkındayız. İlimizde Divriği Ulu Camii başta olmak üzere, buruciye, şifahiye ve gök medrese gibi çok önemli Selçuklu eserleri var. Ama bunları saran ve sarmalayan çevredeki alanlarda ciddi problemler var. Çirkin yapılaşmalar, Kontrolsüz imarlaşma hareketleri bu eserlere gölge düşürüyor.

Sivas bir Selçuklu şehriyse bunun ana damarları ortaya konmalı. Nasıl bir Selçuklu mimarisinin Sivas´ı tanımlayacağı düşünülmelidir. Selçuklu mimarlığından nasıl yararlanılır sorusunun cevabı aranmalı. Özellikle yerel yönetimin ve kamu idaresinin organizesinde kurulacak estetik komisyonlar kent kimliğinin sürdürebilirliğinde oldukça önemli yapılardır. Bu komisyonların da tıkayıcı değil, yol gösterici, tanımlayıcı ve çözümleyici bir noktada olması lazım. Sadece tarihsel olarak değil kent estetiği denen bir şey olgu var. Kullanılan tabelalar, kentsel donatılar, aydınlatma araçları? Bunların da olabildiğince modern kent konforuna uygun olması lazım. Bunların denetlenebilir bir durumda olması lazım. Bununla beraber tarihi kent alanlarının dönüştürülmesinde ve iyileştirilmesinde daha profesyonel hareket edilmesi gerekiyor.

Neden eskinin mimarisi güzeldi? Biz neden hala eskinin mimarisine değer veriyoruz. Çünkü eski mimaride rant düşüncesinden ziyade insan odaklı yaklaşımlar vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın şehirlerin ruhu yada ruhaniyet dediği şey aslında bu. Şehrin ruhaniyeti olduğu gibi mimari bir yapının da ruhaniyeti, maneviyatı vardır. Uzmanlara göre insan ölçeğini kaybettiğimiz için şehirlerimiz bu halde. İnsan ölçeği yok. Artık yapılar araçlara göre ölçeklendiriliyor. Şifaiye Medresesi´nin, Buruciye Medresesi´ni etrafında araçlar park ediliyor. Bunlar kent kimliğine zarar verir. Bu problemlerin çözüm kaynağı üretim sürecini kontrol etmektir. Bu mekanizma da estetik komisyonudur. Tarafsız, adil, iyi niyetli, çözüm üretici bir komisyon şart.

Uzmanlara göre bir bina yapılırken tarihi yapıyla olan diyaloğu, tarihi çevreyle olan ilişkisi önem arzeder. Bazı şeyleri halletmek için geç kalınmış olabilir ancak hiç olmazsa bundan sonra ne yapılmalı ona bakmak lazım. Eski Sivas evlerine benzeyen evler yapmak çözüm olmadığı gibi Selçuklu mimarisine öykünen binalar yapmakta çözüm değil. Yapılması gereken şey insan odaklı yaklaşımlar. Şehirlerin ticari ve rantsal odaklı değil insan odaklı gelişmesi lazım. Bu manada her şeyden öte kentsel dönüşüm yasalarının yeniden gözden geçirilmesi lazım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI