KALPTE İLK SIRA

8 yıl önce

Kalbinizde ilk sıraya ALLAH’ı koymazsanız, hem ALLAH’ı kaybedersiniz hem de ilk sıraya koyduklarınızı. [Hz. ÖMER(RA)] NEDEN İLK SIRA? Çünkü yüce Mevla, bizleri yoktan var edendir, yönetendir, yönlendirendir, güldürendir, ağlatandır: Güldüren de O’dur, ağlatan da O’dur. (NECM 43) Öldüren de O’dur, dirilten de O’dur. (NECM 44) Rabbinin büyüklüğünün farkında olmak, aynı zamanda kulun kendi acziyetinin de idrakinde olması demektir. NEDEN İLK SIRA? Biz ona şah damarından daha yakınız. (KAF 16) Bize şah damarından daha yakın başka bir varlık olamayacağı için Rabbimize olan sevgimiz hep ilk sırada olmalı; O’nun bize ikram ettiği evlat, eş, mal mülk sevgisi… asla bu ilahi sevginin önüne geçmemelidir. NEDEN İLK SIRA? Mescitler şüphesiz Allah’ındır. Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin.) (CİN 18) Sadece sana kulluk eder, Sadece senden yardım dileriz. (FATİHA 5) Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi kayıtsız şartsız tek otorite Allah’tır. Bu nedenle en büyük sevgiye “RAHMETİN SONSUZ KAYNAĞI OLARAK TÜM VARLIĞA RAHMET EDEN ve SONSUZ RAHMETİYLE HER ŞEYİ KUŞATAN ve RAHMETİ ZATININ AYRILMAZ BİR PARÇASI OLAN YÜCE RAHMAN” layıktır. ALLAHU EKBER sözünü “Allah, en büyüktür.” şeklinde tercüme etmek, tam da müşriklerin hoşlanacağı bir çeviri olur. Bu çeviriden haşa “başka büyükler de var Allah da en tepededir” gibi şirk kokan bir anlam çıkmaktadır. Bu nedenle “Allah büyüktür.” veya “Allah, tek büyüktür.” şeklinde çevirmek gerekir. Tevhid, yaratıcıyı “BİR”lemektir. Tevhid, imanımızın içine şirki bulaştırmamanın adıdır. Müşrikler de Allah inancına sahipti, Allah’la beraber başka bir gücün de varlığını kabul ettikleri için Allah onları Kur’an’da müşrik olarak nitelendirir: (Yahudiler) Allah ile birlikte hahamlarını, (Hristiyanlar ise) Allah ile birlikte rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab edindiler. Oysaki bunlar sadece Allah’a kulluk etmekle emrolunmuşlardır. (TEVBE 31) Bu ayette de görüldüğü gibi Allah, kendisinden başka bir üstün gücü reddeder. Rabbimiz dışında ikinci bir üstün güç zaten yoktur, olamaz da. Bu nedenle hiç kimse haşa Allah’ın danışmanı, yardımcısı, ortağı… gibi bir algı içine girmemelidir. Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis Allah dileyene hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir. (KASAS 56) Bu ayet, Hz. Peygamberin (SAV) sevdiğini hidayete erdiremeyeceğinden bahsediyor; oysa günümüzde bazı insanlar bize hizmet edenlerin isimlerini Rasulallah’a veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz, diyorlar. Günümüzde birtakım kişiler, cennet-cehennem ve ahiret gibi kavramların da içini boşalttılar, ciddiyetini bozdular. Rabbimiz Enam suresi 70’te: “Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri bırak! Sen Kur’an’la öğüt ver.” diyor. Buna karşılık bu kişiler: “Ey cehennem, evlatlarımdan birini yakacak olursan ateşini ayaklarımla söndürürüm.” sözünü kullanarak tevhid inancına ters bir tutum içine giriyor. Yine Mukaddes Kitabımız Bakara 170’te: “Onlara: Allah ne indirmişse ona uyun dense, hayır biz atalarımızın yoluna uyarız.” derler. Peki, ya ataları akıllarını çalıştırmamış ve doğru yolu bulamamışlarsa?” ayetiyle tek referansın Kur’an olduğunu vurguluyor. Yıllardır bazı Müslümanlar, darda kaldıklarında kendilerine dini lider olarak seçtikleri zatları “YETİŞ YA…………!” sözleriyle anarlar ve o zatın kendilerini içinden çıkamadıkları zor durumdan kurtaracağını düşünürler. Buna karşılık Rabbimiz Hazreti Kur’an’da şöyle der: “Darda kalmışın çağrısına karşılık veren kim? Kötülüğü gideren, sıkıntıyı gideren kim? Sizi yeryüzünün hâkimleri yapan kim? Allah ile birlikte, başka bir ilah mı var? Ne kadar az bilginizi kullanıyorsunuz.” (NEML 62) Rabbimiz Kamer 17’de: “Yemin olsun ki biz, Kur’an’ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?” der: oysa biz Müslümanlar, bir hayat kitabı olan Kur’an’ı hayatımızın merkezine koymak yerine “Kur’an çarpsın.” diye yemin ediyoruz. Halbuki Kur’an çarpmaz, tam tersine insanların çarpılmış hallerini düzeltir. Kısaca Kur’an merkezli, hadis destekli bir ömür yaşamadıkça işimiz çok zor. Benim kalbim temiz hikayesi hiçbir işe yaramayacaktır, kişi ancak kendini kandırır.!!! Zira iman okulundan mezun olmak için önce o okula kayıt yaptırmak sonra da imanı salih amellerle desteklemek gerekir. Nitekim salih amelle desteklenmeyen iman, iman değil içi boş bir iddiadır. İşte kanıtı: “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “iman ettik” demeleriyle bırakıverileceklerini mi sandılar.” (ANKEBUT 2) Bu imtihanda başarılı olmanın birinci sırrı: İslam’ı öğrenmek için işe Kur’an’la başlamaktır. Çünkü ahireti, peygamberleri, melekleri, cennet ve cehennemi… onları yaratan Allah’tan daha iyi kim anlatabilir ki! Ahirette menkıbelerden, mitolojiden, efsanelerden değil 6236 ilahi mesajdan oluşan Kur’an’dan hesaba çekileceğimizi unutmayalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI