İNSANA YOLCULUK

8 yıl önce

Yalnızlığa göre değiliz. Yalnızlık bize göre değil. Ruhumuz ve bedenimizle her işleyişte birbirine muhtaç sistemlerle yaratılmışız. Biri olmadan diğeri olamayan… etten ve kandan. Cesetten ve candan. Ruhtan ve nurdan. Parmaklarına varıncaya kadar incecik hesaplardan. İmbiklerden süzülerek rahman sıfatından. Düşmüşüz alem-i ervahtan. Gelmişiz fenâ makamına bir ulu makamdan. 

O var yaratılışta. O var yaşayışta ve kavrayışta. O her yönelişte ve akışta. Kendisine rabtetmiş bizleri. Bilelim istemiş; kim var etti? Bilelim; kimi ve neyi? Fani alemin yolculukları onadır. Ona adanmıştır tüm yollar. O vermiştir her aşkı. Onunla güvendedir yer, gök ve kainat. Onunla aşılır aşılmaz zahmetler. Onunla onulur onulmaz yaralar.

İnsanı kendine kendinden yakın kıldı, eşrefi mahlûkat tahtını sundu, buyur kulum dedi. Gir! Gir hidayet kapısından, kurtul cümle süfli kaygıdan… nidasıyla gönüllerimize doldu. Ol dedi bir kerre var oldu cihan… Merhamet tecellisi ile lütufta bulundu, Haberci gönderdi, haber verdi…

İçimizden biri, bizden biri geldi. Vahiy ona indi.  Vahiy için o seçildi. Mücteba ve mustafa olarak. Beşeriyetin imbiğinden süzülen bir beşer... Beşer ama özel… önder ve rehber olacak kıvamda. Emanette emin. Müminlere kol kanat. Müminlere düşkün. Müminlere meftun. Bir baba şefkatiyle, anne merhametiyle, kimsenin dışarıda kalmadığı bir kucak...

İnsandı ve vahiyle sarsıldı. Vahyin ümmette meydana getireceklerinin ilk emaresi resulde görülmüştü. Uykusu ve uyanıklığı nübüvvete boyanmıştı. Hira “oku” emri ile sarsılıyordu. Ne oluyordu ve ne olacaktı? Ne isteniyordu? Neyi okuyacaktı? Artık yaratılışın özeti mısralar gibi ardı ardına ayetler halinde nazil olmaya başlamıştı.

1- Oku! Yaratan Rabbinin adıyla

2- O, insanı bir kan pıhtısından yarattı.

3- Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

4- O ki kalemle yazmayı öğretti.

5- İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

Bir görev veriliyordu. Ayetler sadra iniyor, risaletin son halkası tamamlanıyordu. Allah resulü bir şaşkınlık yaşıyordu. Emin olmak istiyordu. Cibril onu emin kılıyordu. “Sen Allah’ın resulüsün” diyordu. Her yer bu nida ile çınlamaya başlamıştı. Hz. Muhammed artık ağır bir yükü insanlığa taşıyacaktı.

Hz. Hatice onun en büyük destekçisiydi. Eşiydi, canıydı, yoldaşıydı. Onun Hira’da ne yiyip ne içtiğinin kaygısını duyardı. Ona azık gönderirdi. Vahyin onu sarstığı bir zamanda yine o vardı. Bir sığınaktı. İlk mümin de o olmuştu. Onu tebşir eden de o idi.

Hz. Peygamber zor bir yolculuğa çıkmıştı. İnsanın insan karşısında onurunu koruması için bir yolculuk… İnsanın insana kulluğunu, insanın eşyaya kulluğunu sonlandırıp özgürleşmesi için bir yolculuk. Tanrılaşma sevdasında olanlara karşı…

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI